English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Görev başına

Görev başına tradutor Francês

112 parallel translation
İşinizi doğru yaparsanız iyi geçiniriz ama her durumda işinizi yapın. Görev başına.
Faites votre devoir... et nous nous entendrons... mais quoi qu'il arrive, vous ferez votre devoir.
Bay Morrison, görev başına.
M. Morrison, votre devoir.
Hemen görev başına dön. Başın büyük belada, sen de farkındasın.
Dépêche-toi d'y retourner, tu vas avoir des ennuis.
Görev başına, sence görevin bir anlamı varsa.
Le devoir t'appelle, si tu comprends ce mot.
On dakika uyuduğumuzu varsayalım, sonra görev başına döneriz.
Dix minutes pour faire semblant de dormir, puis on revient au travail.
- Başüstüne, efendim. Limandan ayrılmak için herkes görev başına!
Tous à vos postes pour lever l'ancre!
Haydi görev başına.
Toujours ces corvées.
Çavuşlar, görev başına.
Ils sont à vous.
Görev başına, Johnny.
On est en service, Johnny.
Görev başına. Sakarlıklara anlayış yok.
Retournez à votre poste, espèce de maladroit.
Görev başına.
Á vos postes, tout le monde.
Muhafızlar görev başına!
Appelez la garde!
Herkes görev başına.
Chacun à son poste.
Herkes görev başına!
Tout le monde à son poste!
Acil durum! Tüm personel görev başına.
A toutes les unités.. envoyez immédiatement..
Görev başına!
A vos postes!
- Görev başına!
- A vos postes.
- Altmann, görev başına.
Altman, le standard!
Herkes görev başına!
Accorchez-vous bien.
Seni görev başına çağıran Başkanlık emri.
Un decret presidentiel vous rappelant au service.
- Pekala görev başına.
- Bon, allons-y, au boulot.
Görev başına.
À votre poste.
Herkes görev başına!
Tout le monde a son poste!
Görev başına.
Le devoir m'appelle!
Görev başına, acele edin.
Equipe de garde, pressons.
- Herkes görev başına.
- À vos postes.
Görev başına geçmek için Kraliçenin istemesi gerek.
- Mes ordres. Vous n'avez pas à prendre votre service si la Reine ne vous l'a pas demandé.
Cengâverler görev başına. Füzeleri vursunlar.
Lancez Starfuries, cibles missiles.
Görev başına!
- A vos postes! A vos postes de combat!
- Herkes gemiye görev başına.
- Le monde, larguez les amarres!
Sayın Belediye Başkanı, görev başına geçtiğimde işler daha farklı olacak.
Bon, les choses seront un peu différentes sous ma direction Mr le maire.
Sayın Belediye Başkanı, görev başına geçtiğimde işler daha farklı olacak.
Les choses seront différentes sous ma juridiction Mr le Maire.
Ne de olsa memur Peters görev başı yapmadan önce... evine, karısına, ailesine kavuşmak için sabırsızlanıyor.
Je suis sûr que l'agent Peters désire rentrer chez lui... où sa femme et ses enfants l'attendent.
Ayrılmak için herkes görev başına!
Tous à vos postes pour lever l'ancre!
Atılgan meslektaşım... Olası halefim diyelim... Görev başındaki tüm 2 Numara'ların senin tarafından komplolara karşı uyarıldığına yönelik kanıtları toplamayı başarmış.
Mon très efficace collègue et disons mon héritier présomptif a réuni les preuves que chaque numéro 2 intérimaire en place pendant mon absence a reçu votre mise en garde au sujet d'un improbable complot contre lui.
Görev başına hadi.
A vos postes!
Eğer Teğmen Lawson'un başına bir kaza gelirse... bu görev... yarım mı kalacak?
La mission devrait-elle prendre fin si le lieutenant Lawson subissait un incident malencontreux?
Görev başında içki içerek Lincoln Lisesi'nin itibarına leke sürmemden mi korkuyorsun?
Vous craignez que je salisse la réputation de Lincoln, en buvant pendant le service?
Hatalı tutuklama, haksız gözaltına alma, görev başındaki memuru engelleme ve cinayet suçlamasıyla hakkınızda zabıt tutacağım.
Je vais vous arrêter pour arrestation, emprisonnement non fondé, obstruction à un policier dans l'exercice de ses fonctions et meurtre.
Albay Reich'ın karşı çıkmasına rağmen, Sam Houston Karagahındaki... 112. Askeri İstihbarat Grubunun o gün görev başı yapmamasını söylemişti. Sanırım bu bir hataydı.
Et j'ai appris que quelqu'un avait dit au Groupe du renseignement, QG 4e Armée, Fort Sam Houston, de ne pas bouger, malgré les protestations du commandant, le colonel Reich.
Bütün subaylar görev başına.
Tout le monde à son poste.
En çok başına dert açaçak görev hangisi?
Laquelle présente pour vous le plus de difficulté?
Bu formlar görev sırasında başına gelebilecek Herhangi bir aksilikte Bakanlığı sorumlu tutulmasını önleyecek.
Le ministère ne vous couvre pas en cas de pépin.
Görev başına!
En avant!
Benim korkum doğru zaman geldiğinde... onunda başına aynı şeyin gelmesiydi... ama şimdi... bu görev sana düştü.
Ma charge serait devenue la sienne, le moment venu. Mais maintenant... il vous revient.
Rahip John Preston, görev nedeniyle yeraltına geçiyorum.
Clerc Preston se rend dans les Bas-Fonds. Relatif à infraction.
Departmanın bu en önemli ödülünü, görev başında değilken gösterdiği özgecil eyleminden bir silah ağını tutuklama esnasında yediği kurşuna rağmen göreve devam ettiğinden, bize ilham veren atılımcı ve becerikli karakterinden hepimizin adına ateş altında gösterdiği cesaret ve mertlik için Dedektif Vic Mackey'i sunarım.
Il est intervenu en dehors de son service. Il a reçu une balle en appréhendant des trafiquants d'armes. Son comportement responsable, son esprit d'initiative et ses réflexes sont un exemple pour chaque policier.
Sadece Hava Kuvvetleri'nin uzay yolculukları yaptığını değil, aynı zamanda görev başındaki arkadaşlarımın herşeyden haberdar olduğunun farkına varmamı sağladı.
J'apprends que l'armée de l'air travaille sur des voyages interstellaires et que mon vice-président était au courant.
Görev başına.
Mon initiation.
Memur görev başındayken kayıt odasına girmiş.
A forcer son chemin vers les archives quand il était de service.
Bıçağını bana ver yoksa görev başında yasa dışı silah bulundurmaktan iç işlerini başına musallat ederim.
Donne-moi ton couteau ou je brûle ton iad Pour ne pas utiliser ton arme de service quand tu le devrais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]