Haberin yok mu tradutor Francês
222 parallel translation
"Genç adam, düşüp bir yerini incitebileceğinden haberin yok mu?"
"Voyons, jeune homme, vous pourriez chuter et vous faire mal".
Kahvaltıda Cumhuriyetçi yiyen yeni bir Vali'miz var, haberin yok mu?
Ne sais-tu pas que le nouveau Gouverneur hait les Républicains?
Evet baba, Mary Lou'yla nişanlandık, haberin yok mu?
Oui papa. Ignorais-tu nos fiançailles?
Kölelik kalktı, haberin yok mu?
T'as pas entendu parler de la grande libération?
Kardeşim, olanlardan haberin yok mu?
Vous n'ètes donc pas au courant?
Doktor Jekyll'ın bunu ne için kullandığından haberin yok mu?
A quoi lui servent ces produits?
Sam Houston'ın doğumgünü, haberin yok mu?
C'est l'anniversaire de Sam Houston.
- Gestapo'yu lağvettik haberin yok mu?
- Nous avons dissous la Gestapo.
Dünyadan haberin yok mu senin?
Vous ne savez donc rien.
- Haberin yok mu, Porter?
Tu ne sais pas?
- Haberin yok mu yani?
II a été renversé par une voiture!
Ona şimdi verebileceğim hiç iyi haberin yok mu?
Avez-vous une bonne nouvelle que je pourrais lui annoncer?
Olanlardan haberin yok mu?
Tu ne sais donc rien?
Neler olduğundan haberin yok mu?
Vous ne comprenez pas?
Yoksa senin burada neler döndüğünden haberin yok mu?
Vous ne saviez donc pas ce qui se passait?
Karbon monoksitten haberin yok mu senin?
N'as-tu jamais entendu parler du monoxyde de carbone? C'est mortel.
Bak Cal, haberin yok mu?
Écoute, Cal.
Haberin yok mu?
Tu sais pas?
Roma'nın en eski yasasından haberin yok mu... yani hiçbir generalin silahlı lejyonlarıyla şehre giremeyeceğinden?
N'es-tu pas au courant de la plus ancienne loi de Rome? Aucun général ne peut entrer à Rome à la tête de ses légions armées?
Ne oldu? Haberin yok mu?
Qu'est-il arrivé?
Seni duyarlarsa başına neler gelir, haberin yok mu?
Ne sais-tu pas ce qui peut t'arriver s'ils t'entendent?
Haberin yok mu? Bu yörenin gençleri ceplerinde bunun ilmihalini taşıyorlar.
Ici en Sicile tout le monde le sait.
- Mikroplardan haberin yok mu?
- Les microbes, vous connaissez?
Albayın bıraktığı kağıtlardan haberin yok mu?
Les papiers que le colonel a perdus.
"Bu tarz komedinin öldüğünden haberin yok mu?"
"lgnorez-vous que Slapstick est MORT? !"
Evet, Hasenheide'deki Yeni Dünya'ya. - Haberin yok mu?
Mais oui, à la Hasenheide, tu connais pas?
Eski püskü bir motelde oda tuttuklarından ve her gece orada buluştuklarından haberin yok mu?
Tu ne sais pas qu'ils louent une chambre dans un motel miteux et qu'ils le font tous les soirs?
Haberin yok mu senin? Neredeyse iki yıl olacak.
Ça fait deux ans.
Bugünün ne olduğundan haberin yok mu?
Aux cartes! Tu sais quel jour on est?
Ondan hiç haberin yok mu? o halde?
Elle ne vous a jamais écrit?
Şehrin takviye edildiğinden haberin yok mu?
Vous n'êtes pas au courant des fortifications autour de la ville?
- Haberin yok mu?
- Vous ne saviez pas?
Haberin yok mu?
Vous n'êtes pas au courant?
Yani oylamadan haberin yok mu?
Comme si t'étais pas au courant pour la liste!
- Ne olmuş Farrakk'a? - Haberin yok mu?
Que lui est-il arrivé?
Sübyanlık diye bir şeyden haberin yok mu? Kapa çeneni.
- C'est du détournement de mineur.
Babasıyla yaptığı münakaşadan haberin yok mu?
T'es pas au courant de Ia dispute avec son pere?
Düğünden haberin yok mu?
Tu sais pas pour le mariage, alors?
- Haberin yok mu?
- Tu n'es pas au courant?
Haberin yok mu?
T'es pas au courant?
Pedikür denen şeyden haberin yok mu?
Pédicure.
Haberin yok mu olan bitenden?
Quel est ce lieu épouvantable?
Büyük balıkların arkasında olduğundan haberin yok mu?
Vous ne saviez pas que nos chefs le voulaient vivant?
Kevin Mitnick konusunda uzman olman gerekir. ... ve tecrit cezası aldığından haberin yok mu?
Vous êtes en quelque sorte un expert sur Kevin Mitnick... et vous ne saviez pas qu'il était en isolement cellulaire?
- Haberin yok mu?
Tu le sais bien!
- Amiral Nimitz'in yeni talimatından haberin yok mu? - Karartma kuralları mı? - Hayır.
Vous connaissez les nouveaux ordres de l'amiral Nimitz?
Bu büyük bir fırsat. Deneylerinden haberin yok mu senin?
Tu connais ses expériences?
Yok mu bir ravent, sinemaki ya da müshil görevi yapıp İngilizleri sürüp atacak bir şey? Haberin var mı?
Est-il rhubarbe, séné ou purge... qui expulserait ces Anglais?
Haberin yok mu?
T'en as entendu parlé?
Benim söz hakkım yok mu? Senin haberin var mıydı?
N'ai-je pas un mot à dire?
Bundan haberin yok mu?
Tu ne l'as jamais su?
mulder 1250
murphy 190
munson 22
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murphy 190
munson 22
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
muhteşem 1010
mutluluklar dilerim 16
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
muhteşem 1010
mutluluklar dilerim 16
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26