Haksızmıyım tradutor Francês
35 parallel translation
Yüzlerce kez bunu yaptığını gördüm, haksızmıyım, Bill?
Je l'ai vu le faire cent fois, hein, Bill?
Geri gidemiyorsun bir yerde de uzun süre kalmayı beceremzsin, haksızmıyım?
Comme tu ne peux pas partir et que tu ne peux pas rester... qu'est-ce que tu comptes faire?
Böylece eğer Bill ettiği yemine sadıksa, ve doğruyu söylediyse, demek ki son bir kaç yıl içinde çaldığı altınların yarısı, bu adamın cebine gitti demektir, haksızmıyım?
Donc si Bill disait la vérité, et il a juré que oui, alors la moitié de l'or qu'il a volé ces dernières années a fini dans les poches de ce gentleman, non?
Biraz müzik dinlemenin kimseye bir zararı olmaz, haksızmıyım?
Un peu de musique n'a jamais fait de mal à personne, si?
Şimdi, bize bir kaç şey anlatman gerekiyor, haksızmıyım?
Maintenant, tu vas devoir nous dire deux ou trois petites choses.
Haksızmıyım?
Tu n'es pas d'accord?
Kendine hiç iyilik yapmadığın belli oluyor, haksızmıyım?
Mon chou, t'as rien sur les os!
"Merkezi yer" dediğimiz türden bir yer değil, haksızmıyım?
Ce n'est pas exactement en centre-ville, hein?
Haksızmıyım? Oh, evet, sir.Hakkınız var, Mr Brewster.
C'est vrai, vous avez raison.
Haksızmıyım, Keenbean?
Pas vrai?
Ve denemem gerek dedim, haksızmıyım?
Alors je me suis dit que je devais essayer, d'accord?
Haksızmıyım Bay Hunt?
Hein, M. Hunt?
Bu onları daha kötü duruma sokar, haksızmıyım?
C'est bien pire, vous ne trouvez pas?
Gizem olmadan bir ilişki nedir ki, haksızmıyım?
Et qu'est-ce qu'une liaison sans mystère?
Haksızmıyım?
N'est-ce pas la vérité?
Eminim bir planın vardır, haksızmıyım?
Je suis sûr que vous avez un plan en tête, vrai?
Adamalrıma sşunu söyleyeceğim, pilanı batırdın, planın çöktü, haksızmıyım?
C'est comme quand je dis à mes gars "ne pas suivre le plan, c'est se planter direct", pas vrai?
Sende işini seviyordun, haksızmıyım?
Vous aimez votre job également, non?
Haksızmıyım?
Ai-je raison?
Haksızmıyım? ...
Est-ce que j'ai raison?
Haksızmıyım? Haksızmıyım?
Est-ce que j'ai raison?
- Haksızmıyım komedi profesörleri?
Pas vrai, les professeurs de comédie?
Haksızmıyım Nick?
Tu as le cran?
Haksızmıyım?
Pas vrai?
Haksızmıyım?
pour enregistrer illégalement des films, non?
- Haksızmıyım Minho?
Pas vrai, Minho? Exact.
Peki ya kokusuna ne diyorsun, haksızmıyım? Ne koku ama?
Que penses-tu de l'odeur?
Haksızmıyım?
La CIA? Ai-je raison?
Biz yaratıcı insanlarız, haksızmıyım?
On est créatif!
Demeye çalıştığım şuan sadece bir teori haksızmıyım?
C'est juste une théorie. Pas vrai?
Ne zaman uçağa binecek olsam Xanax alırım, bir Lunesta, bir Ambien, iyi bir Pinot la gece daha güzel olmaz mı, haksızmıyım Irene?
Quand je prends l'avion, je prends un Xanax, un Lunesta, un Ambien, et je fais passer avec un bon Pinot, Et c'est bonne nuit, Irène, j'ai raison?
Klasik keman çalınırken ağız kagvası yapılmaz, haksızmıyım?
Vous ne savez il ne donne pas un squat de jouer le violon classique, non?
Haksızmıyım, ha?
N'est-ce pas?
Beni buradan çıkaracaksın değil mi, haksızm mıyım?
Vous allez me sortir de là, pas vrai? Il fait quelque chose de très intéressant.
Söylediklerimde haksızmış mıyım, Kattappa?
Cela confirme-t-il mes propos, Kattappa?