Hep söylerim tradutor Francês
188 parallel translation
Hep söylerim, aceleyle evlenen pişman olur.
"Se marier hâtivement, c'est le regretter longtemps".
Hep söylerim, dört kişi kalabalık demektir.
J'ai toujours prétendu que quatre personnes, c'est une foule.
Bu bitli gelincigin bir hirsiz oldugunu hep söylerim.
Je te le disais : cette belette pleine de puces est un escroc!
Bir üzüm suyu daha, Grayson, hep söylerim, yeterince vitamin alamıyoruz.
Un autre jus, Grayson? On n'a jamais assez de vitamines!
Hep söylerim, eğer birini alt edemiyorsan, yanında yer al.
Si tu peux pas les battre, joins-toi à eux.
Bunu hep söylerim.
Je le leur ai dit.
Hep söylerim kadınlar ve atlar, kırbacını kullanacaksın.
Elles ne comprennent que le fouet.
Ben hep söylerim.
Comme moi.
Ne ekersen onu biçersin, hep söylerim.
On ne sort d'un pull que ce qu'on y a mis, comme je dis toujours.
Ben hep söylerim, en iyi savaşan ordu, koşan ordudur.
Je l'ai toujours dit : une armée combattive court.
Zihin sükunu her zaman midede başlar, bunu hep söylerim.
La paix de l'âme commence toujours par l'estomac, je dis toujours.
Bunu hep söylerim.
Je le dis toujours.
Bunu hep söylerim. Bunun bencillik olduğunu sanacak.
Je me dis tout le temps : "Il va croire que c'est par intérêt."
Hep söylerim, birinin dişlerini dökmek istiyorsan... iki ayağını da kullanmalısın.
Je dis toujours : "Si tu frappes quelqu'un, ne fais pas les choses à moitiè."
Bazı arkadaşlara hep söylerim... gazetecilik dersi veren birinin mizah anlayışı olmalı.
Comme je l'ai déjà dit à d'autres, quiconque enseigne le journalisme doit avoir le sens de l'humour.
Hep söylerim, becerikliysen ve bunu biliyorsan, saçmalıklarla zaman harcamanın anlamı ne, değil mi?
Je dis toujours que si on sait qu'on est bon, pourquoi perdre son temps avec la modestie, hein?
Ben de şunu hep söylerim, kendini beğenmek ömür boyu süren bir aşktır.
Moi, je dis que s'aimer soi-même est le début d'une grande histoire d'amour.
Hep söylerim, şapka asmak için en iyi yer bir şapka askısıdır.
Un chapeau doit se mettre... au portemanteau.
Zevkler ve renkler tartışılmaz, hep söylerim.
Chacun ses goûts, c'est ce que je dis toujours.
Lider bir tipim olduğunu hep söylerim.
Je sais que j'ai l'étoffe d'une star.
Hep söylerim, açık ve kesin bir dil insanları her zaman biraraya getirir.
C'est ce que j'ai toujours dit, un peu de compréhension, ça rapproche les gens.
Sen iyi bir gençsin. Hep söylerim.
T'es un bon garçon, je l'ai toujours dit.
Kaykayla daha hızlı giderdim. Hep söylerim :
J'irais plus vite en patinette.
Cesur olduğunu hep söylerim Louis.
J'ai toujours dit que tu avais du courage, Louise.
Harry'nin kafasının iyi çalıştığını hep söylerim.
J'ai toujours dit que Harry avait une bonne tête sur ses épaules.
Ben hep söylerim.
Je mens tout le temps.
Domuzdan önce yavruladıkları inci değildir, hep söylerim... ve bu o saygısız domuzuda kapsar!
On ne fait pas de perles avec des cochons... ni avec des porcelets mal élevés!
Eminim umduğun gibi degil ama dualarımda hep söylerim, Sadece gözet.
J'espère que non, mais je prierai pour vous, au cas où.
Sana hep söylerim, beni istediğin zaman terk edebileceğini.
J'ai toujours dit que tu allais me quitter. Pourquoi maintenant?
- Hep söylerim.
Je l'ai toujours dit.
Kadınlara hep söylerim. " Tek başınıza da fakir olabilirsiniz.
Je dis aux femmes : Vous pouvez être pauvres toutes seules.
Hep söylerim : "Bırak kalsın."
C'est ce que je dis toujours : "Laisse tomber."
Ona hep söylerim, azsa eklersin, ama çıkarıp atamazsın.
Je lui dis toujours : On peut en rajouter, mais pas en enlever.
En başarılı erkeklerin her zaman en iyiler olduğunu hep söylerim.
Les hommes qui réussissent le mieux sont les plus gentils.
Bunu hep söylerim, sizlere hep hayran olmuşumdur.
J'ai aussi... J'ai toujours... Je l'ai toujours dit, j'ai toujours admiré les gens comme vous.
Sana hep doğruyu söylerim.
J'ai toujours été régulier avec vous.
- Elbette. Ben de hep bunu söylerim. - Merhaba Ricky.
Evidemment, quelle idée ridicule... c'est ce que j'ai toujour dit.
-... hep hayaller gördüğünü söylerim.
Tant pis. Donnez-moi ça.
İyi, çünkü ben hep salt gerçeği söylerim. Şu okulundan bahset...
Je dis toujours la vérité.
Yüzbaşıya hep astsubay danslarının en iyisi olduğunu söylerim.
Le bal des sous-officiers est toujours le plus charmant!
Yeşil saçIı değilsem, hep doğru söylerim!
je n'ai jamais eu les cheveux verts.
Sadece sıranı bekle, hep bunu söylerim.
Chacun son tour, c'est ma devise!
Yürüyebildiğini, hep yürüdüğünü herkese söylerim.
Je dirai partout que tu peux marcher.
Hep yanlış şeyler söylerim. Özür dilerim.
J'ai l'art de dire ce qu'il ne faut pas!
Bu gibi durumlarda hep bunun ailelerin hatası olduğunu söylerim.
Je le dis toujours, c'est la faute des parents.
Bilirsiniz, öğrencilerime hep söylerim, bazan kılıksız olmak,
Je le répète souvent à mes cadets.
Oh, ben hep yalan söylerim.
Je mens toujours.
Sana hep bir yedek lastik bulundurmanı söylerim. Ama sen çok geri kafalısın. Bu yüzden yedeğe ihtiyaç duymuyorsun.
Je t'ai dit d'avoir une roue de secours, mais t'es un gros lourd pas foutu d'avoir une roue de secours.
Ben hep doğruyu söylerim.
Je dis toujours la vérité.
Dot'a hep kilo vermesini söylerim ama beni dinlemek istemiyor.
J'ai dit à Dot de perdre du poids, mais elle m'écoute pas.
Ben hep gerçeği söylerim.
Je dis toujours la vérité.