Ie tradutor Francês
8,703 parallel translation
Popomu istediğin zaman avuçlayabilirsin.
Tu peux me toucher Ie cul quand tu veux.
Sınır çizgisi üzerinde, sihirin yenilikle birleştiği yerde.
C'est à Ia limite entre Ie magique et Ia nouveauté.
O yüzden demet şimdi burada, ama şimdi gitti!
Car Ie bouquet est Ià, et maintenant... II n'est plus là!
- Söyleyemem.
- Je ne te Ie dirai pas.
Bana Bana ihtiyar üstadı oynama.
Ne fais pas Ie pro avec moi.
Saçı bir kez daha düşün derim, ama numara harikaydı.
II faudrait que tu arranges tes cheveux, mais Ie tour est génial.
Yani, ben gerçekten de ördeği emecek birine benziyor muyum?
Vous croyez que je suis Ie genre de type qui suce Ies canards?
- Az önce öpüştük.
- On vient de Ie faire.
Herneyse, sonraki raundda iyi şanslar.
Bref, bonne chance pour Ie prochain tour.
Londra'ya gidip 4 saat içinde dönmem gerek, ikinci raund için.
Je dois faire l'aIIer-retour à Londres en 4 h avant Ie deuxième tour.
Ve bilmenizi isterim, çünkü, eğer birşey olursa, belki de haketmişimdir.
Je voulais que vous Ie sachiez, parce que s'iI arrive quelque chose, peut-être que je l'ai un peu mérité.
Bakın, eminim haketmemişsinizdir.
Écoutez, je suis sûre que vous ne Ie méritez pas.
Yine de, gidip o köpeğe bir daha baksan iyi olur.
Mais vous devriez quand même retourner voir comment va Ie chien.
Ama, Harry, bu ikinci raund.
Mais, Harry, c'est Ie deuxième tour.
Solaryumdan sonra görüşürüz.
On se voit après Ie solarium.
Size söylüyorum, bu bir şifre.
Je vous Ie dis, c'est un code.
Yani, 7UP ve mısır cipsi dışında, cidden beynimle yaşıyordum.
À part Ie soda et Ies nachos, j'ai subsisté avec mon cerveau.
Dinle, şimdi, Fast Frame Yapım buluşması hakkında konuşmak istiyorum, parola hakkında.
J'aimerais te parler de Ia rencontre avec Fast Frame Productions, et Ie mot magique.
Benim pazarlık gücümü azaltan birşey söylersen, ben parolayı söyleyeceğim ve sen geri çekileceksin.
Si tu dis un truc qui sape mon pouvoir de négociation, je dirai Ie mot magique et tu te rétracteras.
- Pekala, nedir parola?
- D'accord, quel est Ie mot magique?
Sıvılaştırıcıyı yapmıştık.
On a fait Ie Liquidiser. Tu as eu peur.
Şimdi, hatırla, eğer işler sarpa sararsa, ben parolayı söyleyeceğim, Courteney Cox.
Souviens-toi, si ça dérape, je lâche Ie mot magique, Courteney Cox.
Ten rengin yakana bulaşmış, Harry.
Tu as du bronzage sur Ie col, Harry.
Yarışmayı kazanmayı çok istiyorum.
Je veux vraiment Ie gagner.
İkimiz de hissediyoruz.
On a Ie droit d'avoir des sentiments.
- Hadi ama, Harry, saçmalamayı kes.
- allez, Harry, arrête Ie baratin.
Ya da zeka içerikli bir gösteri olur, ölmüş insanlar konuk olur, Mozart ya da Sherlock Holmes, o haftanın TV programlarını senin aracılığınla yorumlarlar.
Sinon, on pourrait faire une émission intellectuelle avec des personnalités décédées comme Mozart ou SherIock holmes, qui critiqueraient Ie programme de Ia semaine à travers vous.
Diğer yarısı ruhani bir iyileştirici olacak, kör ve / veya hasta olanlar bir ellerini ekrana koyup diğer elleriyle etkileşimli ödeme sisteminde gezinecekler.
L'autre moitié sera consacrée à un guérisseur spirituel, où les aveugles etlou malades poseront une main sur l'écran et avec l'autre, navigueront dans Ie programme interactif payant.
Harika. Merkez ofisteki herkesin gösteriyi TV'de görme şansı olacak, ve işler yolunda giderse, anlaşmayı hemen burada yapabiliriz.
Donc tout Ie monde à notre bureau pourra Ie voir à Ia télé, et si tout se passe bien, on pourra signer ici.
Evet, ama herhangi biri bir sandviç yapıp bununla devam edebilir.
Pourtant tout Ie monde peut faire un sandwich et en parler pendant des heures.
Sana bir kere söyledim, bir kere daha söylemem, o yüzden, koyayım sana, tamam mı?
Je l'ai dit et je ne veux pas Ie répéter : alors, va te faire voir, d'accord?
... sonuncusu ve bazılarına göre, oy sayısına göre, sonuncu, Tony White'ın Neşe Küreleri.
Le dernier, et dans une certaine mesure, c'est-à-dire Ie nombre de votes, Ie moindre, Tony White et ses globes de plaisir.
Linda, açıkça belli ki, bir kadın, ama görünüşe göre sayılmıyor, çünkü o bir yardımcı.
Linda, comme vous Ie voyez, est une femme, mais ça ne compte pas, parce que c'est une assistante.
Pekala, millet. Kocaman gülün.
Tout Ie monde sourit.
Aslında, söyleyemem.
Je ne peux pas Ie dire.
Psişik gösterisi mi yapacaksın?
Tu vas faire Ie médium?
Pekala, kocaman gülün, millet.
Tout Ie monde sourit.
Hayır, ama sabırsızlıkla bekliyorum.
Non, mais j'ai hâte de Ie faire.
Hepimiz yanlış köşeyi dönüp kendimizi acayip bir yerlerde bulmuşuzdur.
On a tous pris Ie mauvais chemin et fini dans des endroits bizarres.
" Yardakçıya da bakın.
Regardez Ie faire-vaIoir.
"Yardakçı fedai ile kapışsın, bize de eğlence çıkar." Hayır.
Le faire-vaIoir n'a qu'à se battre avec Ie cingIé pour nous amuser. Non.
Elbette, ama açıklığa kavuşması için soruyorum, yardakçı ücreti ödüyoruz, değil mi?
Oui, mais juste une précision, vous aurez Ie salaire d'un faire-vaIoir.
Bu oyunculuktur.
C'est ça, Ie jeu d'acteur.
Eğer tökezlemede ustaysanız, Hamlet hiç birşeydir.
Hamlet, c'est les doigts dans Ie nez, si on maîtrise Ie faux pas.
Eğer yeni sahne gösterisini iyi oturtursak, olay bizimle Karl, Kayda Değer Carrington'lar ve Greg Davis arasında geçer.
Je pense que si on maîtrise Ie nouveau thème, ça se jouera entre nous, karl, Ies remarquables Carrington et Greg Davis.
Saçmalamayı kes, Linda.
Arrête Ie baratin, Linda.
Saçmalamayı keselim, Linda ve sadece harika bir şekilde sevişelim.
Arrêtons Ie baratin, Linda, et contentons-nous de faire l'amour comme des bêtes.
Sen duygusal olarak gelişmemiş bir korkaksın.
Tu es lâche et retardé sur Ie plan affectif.
Senin sahnen Sökücü.
C'est ta scène, Ie Tordeur.
Dani'yi seyirciler arasında gördün mü?
Tu n'aurais pas vu Dani dans Ie public, par hasard?
Evet, biraz maç öncesi sataşması, Tony, seni işe yaramaz sihirbaz.
Bien sûr, un peu d'insultes avant Ie match. Tony, espèce de magicien à Ia noix.