Imza tradutor Francês
3,771 parallel translation
İki taraflı bir fahişeye iki imza verdim.
J'ai signé deux autographes à une prostituée bipolaire.
Üç durum da geçerli olmadığına göre ancak başkan, başkanlığı sana devrederse ya da kabine üyelerinden imza toplayabilirsen başkan olursun. Bütün bunlar kafanı karıştırmış olabilir.
Comme aucune de ces choses ne s'est passée, la seule façon que tu sois le président, c'est si le président lui-même te remettait les pouvoirs, ou si tu recueillais les signatures du cabinet.
Yazarlarından bir tanesinin imza etkinliğine gidiyorlar.
Ils vont à une séance de dédicaces.
Bunu iptal etmeye çalıştım ama imza etkinliğinden sonra telefon çalışmadı.
J'ai voulu annuler après les dédicaces. Mais le numéro était désactivé.
Şimdi, Dedektif Bell ve Araştırma Ünitesi demin sizin verdiğiniz formdaki imza ile yazıyı karşılaştırdı.
L'inspecteur Bell et l'unité d'étude des documents ont fait correspondre l'échantillon d'écriture que vous nous avez donné en signant le formulaire de consentement.
Sadece 10 imza alabildim, ve bir de Ban Ki-moon'lar var.
J'ai que 10 signatures, dont une de Ban Ki-moon.
Yarınki imza töreni bizim için büyük bir fırsat olacak.
La signature de demain sera la parfaite occasion.
- Güzel. Şimdi imza töreni için gidebiliriz.
Maintenant, nous pouvons procéder à la signature.
Komik görünüp o belgelere imza atmamı istiyorlar.
Ils voulaient que je paraisse ridicule donc j'abandonne et je signe la dérogation
Burada imza için bekleyenler var.
Il y a encore des fans qui veulent des autographes.
En az bir düzinesine de imza dağıttı.
Il a donnée des autographes à au moins 12 autres personnes.
- Ne için imza?
- Signer pour quoi?
Üzgünüm ancak takım elbiselinin adına iş yaptığı örgütün muazzam derecede karmaşık işlere imza atabildiği kanısındayım.
Pardon, mais l'organisme pour lequel travaille notre homme a des capacités sophistiquées.
Bahse girerim kitap imza günüdür.
Je parie que c'est un séance de dédicace.
Burada Joy Behar'dan imza almıştım.
C'est là où j'ai eu un autographe de Joy Behar.
İş bitene kadar imza veremeyeceğim.
Pas d'autographe tant qu'on n'a pas conclu l'affaire.
Her yere imza atabilirdin.
Tu aurais eu un contrat n'importe où.
Sinja ile konusup, imza alabilecegini nasil dusunuyorsun?
Pourquoi signerait-il avec vous?
Damon, büyük başarılara imza atıyorsun.
Damon, tu fais les grandes choses.
Bilgi yoksa imza da yok! Kaptan!
J'ai dit : "Pas de signature sans spécifications!"
İnsanlar bebekleri ve çocuklarıyla birlikte gelip benden imza isterdi.
Les gens venaient avec leurs bébés, leurs enfants, ils voulaient un autographe.
Ofisime gelip şu söylediğim kağıtlara imza atmaya ne dersin?
Accompagnez-moi plutôt jusqu'à mon bureau, pour signer les papiers.
İstersen bir dilekçe yazıp imza toplayabilirim de ama herkesin böyle düşündüğünü sen de biliyorsun.
Je peux faire circuler une pétition si tu veux, mais tu sais que tout le monde pense la même chose.
Bir dilekçem var. 300 Gatlin insanı imza atıp, Lena Duchannes'in okuldan atılmasını talep ediyor.
J'ai ici une pétition signée par 300 parents de Gatlin qui exigent que Lena Duchannes soit renvoyée et que la propriété des Ravenwood...
Yalnızca iki imza ile siz ve o hukukçu zafer günümüze son verdiniz!
Avec seulement deux signatures, et que vous et l'avocat ayez mis fin à nos jours de gloire.
İki. Unutmayın feragat belgesine imza atmıştınız. Bizi dava edemezsiniz.
Vous avez signé, vous pourrez pas nous poursuivre.
Adamı yolda görsem kıçını öper bir de imza isterim.
Si j'avais croisé ce type dans la rue, j'aurais pu aller jusqu'à lui lécher le cul... ne serait-ce que pour avoir son autographe.
Şuraya imza yazan yere imzanızı atın...
En majuscules, avec l'heure d'arrivée.
Bak ne dediğimi biliyorum, Mike. Ama imza olmadan bir anlamı yok.
Je sais ce que j'avais dit, mais... malheureusement, on n'avait rien signé.
Farkettim de, imza atmam bayağı uzun sürdü.
J'ai été très lent.
Bir imza atmak 3 ayımı aldı.
Ça m'a pris trois mois, rien que pour t'écrire.
- Ziyaretçiler imza atmak zorunda.
Les visiteurs s'inscrivent.
- Bu çocuk ciddi olamaz. - Ziyaretçiler imza atmak zorunda.
Les visiteurs s'inscrivent.
Belirtilen yere imza atman gerekiyor.
Tu dois signer sur les pointillés.
Sekiz kişiden imza alırsa başkan olur.
Elle a quoi?
İki imza eksiği var.
Tout ce dont elle a besoin c'est la majorité... 8 signatures, et elle est à la maison.
İmza, Hiroshi Watanabe.
Signé, Hiroshi Watanabe.
İmza atmanız gerekecek.
Vous devez signer le consentement pour ça.
24 saat sonra imza devreye girdi.
Il y a 24 heures, elle a surgit en ligne.
İmza.
Autographe.
İmza.
Un autographe.
İmza ister misiniz?
Vous voulez un autographe?
İmza isteyen?
Un autographe?
- İmza isteyen?
- Un autographe?
Bayan Shandy eğer dilekçemiz için 200 imza toplarsak
- Clairement.
- İmza.
- Un signe.
İmza vermek için para isteyen bir şövalye sahte bir şövalyedir.
Un chevalier qui demande de l'argent pour signer un autographe est un faux chevalier.
İmza falan mı istiyorsunuz?
Voulez-vous un autographe ou quelque chose?
İmza kâğıdını daha yeni astılar.
La feuille d'inscription vient juste de partir
İmza bile attım.
J'ai signé le reçu.
Ziyaretçiyim. İmza atmak istiyorum.
Je m'inscris comme visiteur.