Istiyorum ki tradutor Francês
3,304 parallel translation
Ama bunu yaptığımızda, eve döndüğümüzde bilmeni istiyorum ki işler eskisi gibi olmayacak.
Mais après, quand on rentre à la maison, sache-le. Tout ne doit pas forcément redevenir comme avant.
Ama bilmeni istiyorum ki ve bu çok önemli :
Mais je veux que tu saches... et c'est vraiment important...
Ve demek istiyorum ki, İtalya'yı dondurmadan daha iyi ne anlatır ki?
Mais je veux dire, qu'est-ce qui décrit encore mieux l'Italie que les glaces?
Çok mu şey istiyorum ki ben?
Est-ce trop demandé, tu sais?
Neyse, ben... demek istiyorum ki...
Bref, je voulais juste dire que
Eğer asansöre binersek ve işler kötüye giderse söylemek istiyorum ki, hayatım boyunca bunu yapmak istedim.
et qu'on échoue, je dois vous dire que j'ai toujours rêvé de faire ça.
Demek istiyorum ki, burayı resmen yıkıyorsunuz.
Je veux dire, vous creusez là-bas.
Onlardan birine ulaşmak istiyorum ki elimde kanıt olsun ama ofisinin güvenliği çok sıkı.
Je voudrais mettre la main sur l'une d'elles pour avoir une preuve, mais la sécurité à son siège social est trop stricte.
Sadece bu işi çözmek istiyorum ki bundan sonra zihnimi kurcalamasın.
Je voudrais en finir avec ça pour ne plus avoir de distractions.
Biliyor musun ben onun aynı kök hücreleri üreten bilim adamları gibi olmasını istiyorum ki sonsuza dek yaşayabileyim.
Vous savez, je voulais qu'il devienne un de ces scientifiques qui aurait inventé des cellules souches qui pourraient me faire vivre pour toujours.
Biraz teselli gibi olacak ama bilmeni istiyorum ki, gittiğin günden beri zamanın ve uzayın engellerine karşı koyduğun günden beri her anım seni aramakla geçti.
Je sais que c'est une maigre consolation, mais sache que depuis que tu es parti, depuis que tu as traversé l'espace-temps, à chaque instant, je t'ai cherché.
Geri götürmenizi istiyorum ki onlar da o şeyi, Down sendromlu bebeklere bakan hayırseverlere veya belediyeye falan versinler.
Je veux qu'il reparte et comme ça ils pourront en faire don aux bons samaritains des bébés trisomiques ou au comté ou peu importe.
Bayan Welling, gerçek hayata dönmenizi istiyorum ki biz de kızınıza yardım edebilelim.
Mme Welling, j'ai besoin que vous viviez dans le monde réel pour que nous puissions aider votre fille.
Bu kez son sözü benim söylemememi o kadar istiyorum ki.
Et j'aimerais plus que tout ne pas l'avoir eu maintenant.
Lena bilmeni istiyorum ki Chicago'dayken muhtemelen bunu daha önce söylemeliydim.
Il faut que tu saches qu'à Chicago...
Demek istiyorum ki bilmek bilmemekten iyidir. Lütfen söyleyin.
Je veux dire que savoir est mieux que de ne pas savoir.
Ben değilim ve şunu bilmeni istiyorum ki sırrın benimle güvende.
Et je n'en suis pas une, mais je veux que tu saches que ton secret est à l'abri avec moi.
Dinle, bilmeni istiyorum ki burada olmamla ne kadar ilgin olduğunu anlıyorum.
Écoute, je veux que tu saches que je comprends tout ce que tu as dû faire sans moi.
Tabi, peki. Ve şunu demek istiyorum ki, senden gerçekten etkilendim.
Tu m'as beaucoup impressionnée.
Demek istiyorum ki sadece ayda bir kere telefonda konuşuyorlar üstelik boşandığınızdan beri sadece birkaç kere görüştüler. - Ne?
Ils se téléphonent une fois par mois et il ne l'a vu que quelques fois depuis le divorce.
Seni yargılamıyorum ama şunu bilmeni istiyorum ki güvenilmez erkeklerle gereğinden fazla çalkantılı ilişkim oldu.
Maintenant je ne suis pas là pour juger, mais je veux que tu saches que j'ai eu plus que ma part de drames avec des hommes peu fiables.
Bilmeni istiyorum ki... ilk öpüşmemizde sana söylediklerim yalan değildi.
Je voulais te dire que je mentais pas... quand je t'ai parlé de notre premier baiser?
Donovan takımı geçen gün hesabı ayırdı. Ve tam olarak oraya odaklandılar. Ama bilmeni istiyorum ki Harrods'da böyle çalışmayacağız.
L'équipe de Donovan a embalé un compte rendu séparé hier et c'est clairement là que leur concentration a été, mais je veux que tu saches que ce n'est pas comme ça qu'on travaille à Harrod's.
- Robert bilmeni istiyorum ki ne zamana kadar sürerse sürsün, seninle coşmak için buradayım.
Je reste faire la fête aussi tard que vous voulez.
Hanımefendi, söylemek istiyorum ki Amy'nin berbat ifşa politikasını ve Mike'ın güvenlik gafını düzeltmek için elimden gel her şeyi yapacağıma söz veriyorum.
Madame, je tiens juste à dire que je promets de faire tout ce que je peux pour arranger la politique bâclée de transparence d'Amy et la bourde de sécurité de Mike.
Sana kazık saplamayı öyle çok istiyorum ki!
J'ai envie de te poignarder tellement maintenant.
- Söylemek istiyorum ki- - - Söyleme.
Je veux juste dire...
Ve bilmeni istiyorum ki, senden çok hoşlanıyorum.
Tu es une personne incroyable et je veux être avec toi.
Ve şunu söylemek istiyorum ki ; mali durumumda bazı değişiklikler oldu ve bundan sonra bedavaya çalışmam mümkün değil.
Et je voulais que tu saches que ma situation a changée et que je ne peut plus travaillé gratuitement.
Ama bu kitabı bitirmeyi o kadar istiyorum ki bu büyüklükte bir tutumluluk yapmaya hazırım.
Mais je suis tellement engagée dans ce livre que je suis disposée à devenir plutôt économe pour ça.
- Hayır, ben demek istiyorum ki. - Onlar yapmadılar çünkü.
Bien, ils ne l'ont pas fait.C'est moi.
Geri döndüğüm için çok mutluyum ve açık olmak istiyorum ki hiçbir şey değişmeyecek.
Je sui comblé d'être de retour, et je veux être clair. Rien ne changera.
Biliyorum. Düşündün ki kaçıp gitmek istiyorum. Ama öyle değil.
Je sais... que tu penses que... je veux m'enfuir, mais non.
Görüntüde ki herkesin kimliğini bilmek istiyorum. Bunlardan biri Ladin'in çocuğu olmalı.
Identifiez tous les enfants, il y a sûrement un Ben Laden.
Bu aralar Andrew'dan uzak kalmak istiyorsun ki ben de aynı şekilde olmasını istiyorum.
Tu as réussi à éviter Andrew, et je veux que ça reste comme ça.
- Tabii ki istiyorum.
- Bien sûr que oui.
Eğer ki bu gerçekten de bu yemeği son defa yiyişimse, ya da kocamın elini son defa tutma şanmsımsa sadece anın tadını çıkarmak istiyorum. Tabi siz lanet çenenizi kapatıp buna izin verirseniz!
Et si c'est la dernière fois que je mange ce repas, ou tiens la main de mon mari, j'apprécierais beaucoup si vous vouliez bien tous la fermer pour me laisser l'apprécier!
Şanslıyım ki atlattım, ancak size bir şey söylemek istiyorum.
Miraculeusement, je m'en suis sorti. Et j'ai quelque chose à vous dire :
Tabii ki istiyorum.
Bien sur que je veux
Ben senin iyi yönü olmayan biriyle evlenmeni istiyorum. Bundan daha büyük nasıl bir macera olabilir ki?
te marier à un bond à rien... quelle aventure plus grande que celle-là?
Aynı zamanda altımızdaki tünellerin kaçışımız için daha ileri kazılmasını istiyorum, ki buna ihtiyacımız olacak.
J'aimerai aussi voir les tunnels en dessous creusés d'avantage pour pouvoir s'échapper, ce dont nous aurons besoin.
Şanslısınız ki ben daha dünyevi bir karşılık istiyorum.
Heureusement, je cherche un paiement plus terre à terre.
Hayır tabii ki istiyorum.
Non, bien sur que je suis dedans.
Maliye Bakanlığının dikkatini, yaygın olarak kullanılan ve "ghosting" adı verilen bir bilgisayar hackleme yöntemine çekmek istiyorum,... ki bu yöntemde hacker isteklerini gerçekleştirebilmek için konak bir bilgisayara ihtiyaç duyar.
et je voudrais attirer l'attention du trésorier sur une pratique courante du piratage d'ordinateur appelé le ghosting pour laquelle le pirate a seulement besoin d'un accès à un ordinateur piraté pour faire ce qu'il ou elle veut
Tabii ki programın başarısından heyecanlandım ama seninle başka birşey hakkında konuşmak istiyorum, senin.... ekrandaki tavrın.
Evidemment je suis emballé à propos du succès de l'émission, mais je voulais te parler de... ton personnage à l'écran.
Ki bu onu seks düşkünü, politikada önemi kalmamış kalmamış birinden başkasına dönüştürmedi. Bu yüzden gerçeği öğrenmek istiyorum, Anne.
qui ne le fait pas passer pour un politique has-been accro au sexe, donc, j'aimerais bien la vérité, maman, et je pense que je la mérite bien quand je te demande,
Hayır, tabii ki fikrimi değiştirmedim. Sadece Larchet denmesini istiyorum. Bu gülünç tarza karşıyım.
- Non, il s'appellera juste Larchet Je suis contre cette mode ridicule.
- Kesinlikle, öğrensen ne olacak ki? - Bilmek istiyorum, çünkü...
- Mais, exactement.
Avukat talep ettiğinizi biliyorum, ki gayet zekiceydi yani şu an sizi sorgulayamam. Ama beklerken size bir şeyler göstermek istiyorum Bayan Woods.
Je sais que vous avez demander à voir un avocat, très intelligent au fait, donc je ne peux pas vous interroger, hum, pendant que nous attendons, j'aimerais que vous asseyiez, pour vous montrer quelque chose, Madame Woods.
Bir kaç fikir işte aslında diyorum ki, arkadaş olmak istiyorum.
De toute façon, ce sont juste des idées, mais l'essentiel c'est qu'on deviendra copains.
Tabi ki ben senin gitmeni istiyorum, ama annemle babamın olaya bu şekilde bakacağını zannetmiyorum.
Biensur, moi, je veux que tu y ailles, mais je ne pense pas que maman et papa verront les choses comme ça.