Iyi etmişsin tradutor Francês
186 parallel translation
Ne iyi etmişsin.
Tu as bien travaillé.
Niçin almışsan çok iyi etmişsin. Çok güzel bir kız.
Que ce soit un échange équitable ou pas... c " est une belle fille qui que soient ses parents.
Yüzleri gizlemekle iyi etmişsin.
C'est du bon travail, d'avoir maquillé les visages.
Aramakla iyi etmişsin.
Vous avez eu raison d'appeler.
Çalışmasına dokunmamakla iyi etmişsin. Dokunsan da bir şey değişmezdi.
- Mieux vaut laisser ses affaires, mais pour le reste, peu importe.
Hanna, ne iyi etmişsin.
Ah, Hanna. Bien.
Chanel'e güvenmekle iyi etmişsin.
Vous avez raison de choisir Chanel.
Şaka yaptım, o kız tam bir cadı, onu bırakmakla iyi etmişsin.
Je te fais marcher, c'est une chipie. T'as bien fait de la jeter.
Onu o acıdan kurtarmakla iyi etmişsin.
Il serait charitable d'abréger ses souffrances.
İyi etmişsin.
Je vois ça.
- İyi de etmişsin yani.
Tant mieux pour eux.
İyi etmişsin.
Ben oui, tu vois.
Ve Lord Matsudaira'ya çok iyi muamele etmişsin. Hayır.
Le seigneur Matsudaira s'était attaché à vous pour cela?
İyi etmişsin, yine uyursun şimdi.
Tu as bien fait et tu vas encore dormir.
- İyi etmişsin.
Tu as bien fait.
İrtifa, 2550 m. İyi tahmin etmişsin.
Altitude, 2750 m. C'était une bonne estimation.
İyi ki beni Candy'e tavsiye etmişsin.
C'était sympa de me recommander à Candy.
İyi etmişsin. Hoş biri.
C'est bien pour toi, elle est sympa.
Besbelli, etrafı iyi kolaçan etmişsin.
De toute évidence, vous avez une bonne vue sur les environs.
İyi etmişsin.
Tu as bien raison.
- İyi analiz etmişsin.
Ils sont dignes de confiance, Franckie.
- Ajansın önünde boş yer yoktu. - İyi etmişsin.
- Il n'y avait pas de place ailleurs.
- İyi etmişsin.
- Bravo.
İyi etmişsin, çünkü buranın ahalisi batıl itikatlara inanır.
ça vaut mieux. On a des gens superstitieux ici.
Iyi etmissin bay Thorson.
C'est bien.
- İyi etmişsin.
- Tu as bien fait.
İyi etmişsin.
Tant mieux.
İyi etmişsin ama bütün bunlar sadece para için, değil mi?
Tu es sympa de faire ça, mais c'est bien que pour l'argent?
İyi etmişsin.
- Celui d'All-Valley.
- J'ye koyacağını biliyordum. - İyi tahmin etmişsin.
- Je savais qu'il le mettrait en J!
Anladığım kadarıyla, olayı çok iyi idare etmişsin.
J'ai cru entendre que tu t'étais bien débrouillé.
İyi akıl etmişsin.
Judicieux
İyi etmişsin.
Bravo.
Demek istediğim... iki yıldan beri medeniyetten uzak olduğun göz önünde tutulursa bayağı iyi idare etmişsin.
Je veux dire... vous vous en sortez bien pour quelqu'un qui n'a pas eu de contact avec la civilisation depuis deux ans.
İyi etmişsin.
Bien joué.
- İyi etmişsin.
- Bonne idée.
İyi etmişsin, Mikey.
- Bien vu, Mikey.
İyi fark etmişsin Peter.
Bon rattrapage, Peter.
- İyi etmişsin de, böyle iş zamanı özel ziyaretler, oluyor mu yani?
Tu as bien fait mais.Tes visites person nelles, tu les fais pendant le travail?
Pekala, iyi halt etmişsin.
Vous voulez qu'on fasse les fous?
İyi etmişsin.
Tu as bien fait.
Durumu çok fena. İyi etmişsin, sağ ol.
Tu as bien fait.
- İyi tahmin etmişsin.
Eh bien, tu l'as cherché.
İyi etmişsin, canım.
- c'est pour finir le boulot dans les temps.
O zaman rahat uyuyabilirsin, çünkü ona iyi hizmet etmişsin.
Alors tu peux dormir tranquille, tu as servi Apophis.
İyi etmişsin.
C'est bien.
İyi dekore etmişsin.
Tu l'as bien arrangée.
İyi, sen de fark etmişsin.
Toi aussi, tu avais remarqué.
- Hiç zorlanmadım. İyi tarif etmişsin.
Pas du tout, tes indications étaient bonnes.
Tüm arkadaşlarımı davet etmişsin, çok iyi düşünmüşsün.
Tu as invité tout mes amis! Bonne idée!
Anahtarları almayı iyi akıl etmişsin.
C'était une bonne idée de voler les clés de voiture.