Iyi hissettiriyor tradutor Francês
789 parallel translation
| Bırak da biraz üzgün olayım. Beni iyi hissettiriyor.
J'aime mieux m'inquiéter un peu.
İnsanın içini temizliyor ve iyi hissettiriyor. - Kımıldama.
Ça nettoie l'intérieur.
Bu beni iyi hissettiriyor.
Ça me fait plaisir.
Bu beni daha iyi hissettiriyor.
Enfin, l'enfant prodigue revient au bercail.
Sırtından yükü atmak iyi hissettiriyor.
Ça fait vraiment du bien de s'asseoir.
İsmi, her yönüyle bana kendimi iyi hissettiriyor.
Elle m'a sauvé.
Sanırım temiz bir gecelik daha iyi hissettiriyor.
J'ai pensé que je me sentirais mieux dans une chemise propre.
Böyle iştahlı yediğini görmek kendimi iyi hissettiriyor.
Eh bien, ça me réchauffe le cœur de vous voir manger de si bon coeur.
Ben kendim de biraz utanıyorum ama bu iyi hissettiriyor.
Je me sens timide aussi. Mais c'est agréable.
Bazan Fransızlar arasında olmak iyi hissettiriyor. Çok zarif, çok ince.
C'est bon de baigner parfois dans le milieu francais, si fin, si élégant.
Lanet olsun! Bu benim midemi çok iyi hissettiriyor.
Ça fait du bien.
Irmağın esintisi kızarmış cildini iyi hissettiriyor.
Pourquoi ne pas vous pendre pour voir ce que ça fait?
Kendini çok iyi hissettiriyor.
Assez agréable.
Bu iyi hissettiriyor.
Ça fait du bien.
Bu kokuyu seviyorum. Kokuda serpiliyorum, iyi hissettiriyor.
J'aime cette odeur.
Kendini iyi hissettiriyor mu?
Dis... tu m'aimes?
Bana çok iyi hissettiriyor.
Ça me fait du bien.
Biraz sıktı, ama emin ol çok iyi hissettiriyor.
C'est serré. Mais c'est bon.
Oh, Tanrım, bu çok iyi hissettiriyor.
Je me sens si bien.
Kendini benim kadar iyi hissettiriyor mu?
Bon, ça me rend aussi bon que vous?
Bu iyi hissettiriyor. - Bu doğru! - Görmüyor musun?
Laisse-le tranquille, s'il s'amuse.
Böyle uyanmak iyi hissettiriyor.
Ça fait du bien, ça.
Kendimi iyi hissettiriyor.
Ca me fait me sentir bien.
Kendimi iyi hissettiriyor.
Je me sens bien avec lui.
Kötü olmak kendini iyi hissettiriyor.
Ça fait du bien de jouer les vilaines, pas vrai?
Bu müzik iyi hissettiriyor.
Cette musique, c'est le pied.
Midemi ve bağırsağımı kesmek iyi hissettiriyor.
Je me sens bien quand je me tranche l'estomac.
Onları duymak insanı iyi hissettiriyor.
Ça te fait plaisir que les gens rient.
Kendimi iyi hissettiriyor.
Je m'y sens bien.
Herşeyden kaçmak insanı iyi hissettiriyor.
Tout quitter, c'est le pied.
"Neden beni bu kadar iyi hissettiriyor?" diye düşünüyorum.
Je pense : "Pourquoi je me sens si bien avec elle?"
Bu çok iyi hissettiriyor.
Je sens que ça va faire du bien.
Her ne yapıyorsa, çok iyi hissettiriyor olmalı.
Je ne sais pas ce que leur fait, ce jeu mais ce doit être sympa.
Kendini iyi hissettiriyor.
C'est si bon!
Hala, iyi hissettiriyor.
Ça soulage.
Çok iyi hissettiriyor.
Je me sentais bien.
Gerçekten iyi hissettiriyor.
Eh bien c'est super!
Hadi ama, Gung. Kendimi iyi hissettiriyor.
Allez Gung, ça me fait du bien.
Kendimi iyi ve önemli biri gibi hissettiriyor.
J'ai l'impression de faire quelque chose d'important.
Oh, bu daha iyi hissettiriyor.
Je me sens mieux.
Annem aynısını yaptı. İyi hissettiriyor.
- ma mère aussi
İyi hissettiriyor.
Je me sens propre.
İyi hissettiriyor, değil mi?
Bien fait pour eux.
İyi hissettiriyor.
Ça fait du bien.
* Böyle yazmak * * İyi hissettiriyor bana kendimi *
- Mettre ça sur le papier me fait me sentir mieux.
İyi hissettiriyor.
- C'est bon.
İyi hissettiriyor değil mi, tatlım?
C'est bon, non?
İyi hissettiriyor!
C'est un don.
İyi hissettiriyor, değil mi?
C'est bon, hein?
İyi hissettiriyor, değil mi?
C'est bon, non?
- İyi mi hissettiriyor yoksa onları öldürüyor mu?
Ou ça les tue?