Işınla tradutor Francês
324 parallel translation
Işınla çalışmıyor.
Il n'y a pas de rayon.
Işınla nötrleştirme yöntemi Yeryüzünde denendi.
Le faisceau neutralisateur a été testé sur la Terre.
Işınlama aracı tamir edilene dek, tüm analitik ekipmanı ışınla.
Dès que le téléporteur sera réparé, téléportez du matériel analytique.
Işınlama odasına bildir. Bu koordinatlardan bizi ışınla.
Deux à téléporter de ces coordonnées.
Işınla beni, Scotty.
Téléporte-moi, Scotty!
Maltz - Işınla şunları.
Maltz... Énergie!
Maltz. Işınla şunları!
Maltz!
Çabuk! Işınla! Acil olarak!
Non, mais son inertie va permettre au Stargazer de nous suivre.
Işınla bakalım.
Quelque chose de sérieux. Bien, capitaine.
Işınla.
Déclenchez les rayons.
Işınla.
Energie.
Işınlama Şefi, dış görev ekibini Köprü'ye ışınla.
Téléportation, ramenez l'équipe sur la passerelle.
- Işınlama odası, onu geri ışınla!
- Téléportation, ramenez-le!
Işınla!
Energie!
Işınlama odası,... ışınla.
Téléportation,... énergie.
Yani, "Işınla beni, Scotty" gibi mi?
- Celui qu'on a utilisé... - Le cube du film. ... lui vaudrait sans doute un autre doctorat.
Işınlama odası 3, patlayıcıya kilitlen ve ışınla.
Téléportation trois. Localisez les explosifs et évacuez-les.
Mekiği çekici bir ışınla kuşatıldı. Işınlama cihazı etki edemedi.
La navette est enveloppée dans un rayon impénétrable.
- Işınla onları, Scotty!
Sortez-les de là!
Işınla beni, Scotty.
Scotty! Téléportation!
Işınla.
- Energie.
Işınla.
Energie!
Işınla ama en azından patlamayı ışınlayıcı ara belleğine yönlendirmeye çalış.
Téléportez-le. Mais canalisez l'explosion dans la mémoire tampon du téléporteur.
Böyle olaylarda onlara lazımsın. Takımınla iş başında olmalısınız.
Dans une situation pareille, toute votre équipe doit entrer en action.
Dışarıda aynı oranda yardım edebileceğin yığınla iş var.
Trop de souvenirs. Vous trouveriez à vous employer utilement à l'extérieur.
Büroda beni bekleyen yığınla iş var Müdürüm.
J'ai beaucoup de travail qui m'attend au bureau.
O kumarbazlara yaptığınla gerçek bir iş adamı gibi davrandın.
Tu as roulé ces flambeurs tel un vrai homme d'affaires.
Kollarınla sardığın zaman boş çuval gibi duruyorsa... o iş bitmiştir dostum.
Quand elles vous pendent aux bras comme un vieux sac, c'est terminé, mon pote.
Arkadaşlarınla aylak aylak dolaşacağına kendine bir iş bulsaydın daha iyi ederdin.
Au lieu de vivre aux crochets des autres, trouve du travail!
Payınla kendine iş kurarsın.
Avec ta part, tu pourras devenir patron.
Belki de bu iş, sevdiğin kadınla yapınca zevkli olmaktan çıkıyor.
On n'est peut-être pas censé avoir du plaisir avec la femme qu'on aime.
Bir erkek bir kadınla iş yapmaya kalkacak kadar aptalsa... kadının maskarası olur.
Dès qu'on s'associe à une femme, elle vous respecte plus.
Şimdi oraya gidip arkadaşlarınla tüfekleri alıp buraya döneceksin. Sonra iş yapacağız.
Maintenant tu vas là-bas, tu vas chercher des amis et les flingues puis tu reviens là et on fait le deal.
Işığınla bize yol göster.
Guide-nous dans la lumière.
İş arkadaşlarınla konuştum.
J'ai parlé à vos associés.
Senin gibi sorunu olan bir sübyana yazdı ve buna devamla dedi ki dedi ki daha yaşlı bir kadınla iş pişirmek için birçok neden vardır.
- Raconte. Il a écrit cette lettre à un jeune avec ton problème. Il a écrit au type qu'il y avait beaucoup de raisons de coucher avec une femme plus âgée.
Neden beni iş arkadaşlarınla tanıştırmıyorsun?
Si tu me présentais à tes collègues.
Git de sarışınla iş pişir!
Va baiser ta blonde.
Neden gitmiyorsun? İş seyahatini balayınla birleştir.
Si vous en profitiez pour votre lune de miel?
Ayrıca Elliot'ın şehir kulübündeki her kadınla iş pişirmesine de sevindim!
Et Elliot n'a qu'à se farcir tout le club!
.. parmağınla bir adamı işaret edip.....'işte bu adamımızdır'dediğin iş değil midir?
"Voilà celui qui peut faire ce boulot", ça ne fait pas crépiter les flashs?
Ben mi? Harika bir kadınla görüşüyorum ama iş yüzünden fazla vaktim yok.
Je suis avec une femme merveilleuse, mais le travail me laisse peu de temps.
İş arkadaşlarınla tanışmak istiyorum.
J'aimerais bien rencontrer vos collègues.
- Işınla.
- Energie.
İş arkadaşlarınla tanışmak istiyorum.
Je veux rencontrer tes collègues.
Bazı hükümet görevlileri ve iş adamlarının... bize yaptığı haksızlıklarla ilgili olarak sizinle ve basınla konuşmam için... Bay Ittok ve Kabile Konseyi beni buraya davet etti.
M. Ittok et le Conseil tribal m'ont demandé de vous parler du tort que nous ont causé des agents du gouvernement et de grosses sociétés.
O kadınla ne iş çevirdiğini söylemezsen çok daha büyük bir sorunun olacak.
Je vous promets bien pire si vous ne me dites pas quel marché vous avez passé avec elle.
İş arkadaşınla yatmadan önce düşünseydin.
Tu n'avais qu'à y penser avant de te taper ton collègue.
Kişisel hayatının iş hayatınla çakışmasını istemem.
Le personnel ne doit pas dominer le professionnel.
Işınla, Bay O'Brien.
Energie.
Bu iş bittiğinde, sen evine döneceksin, Sen Carla ve bebeğini bej Volvo'nla gezdirirken... ben de hapishanede veya ölü olacağım ki, aynı kapıya çıkar.
Quand tout sera fini, tu rentreras chez toi et tu rendras Carla et le bébé dingues dans ta Volvo beige.