English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ J ] / Jud

Jud tradutor Francês

88 parallel translation
Bu bir alıcı ve ben Jud'ı aramanı istiyorum.
- Sais pas. J'ai jamais fini le récepteur.
Ben istemiyorum. Ayrıca Cumartesileri onarımı daha pahalı.
Pour celui-ci, je préférerais appeler Jud.
Kahretsin, Ellen, onlar öğrenmeden önce ben Ohm Yasalarını biliyordum.
Papa! Je t'ai demandé d'appeler Jud pour qu'il répare le poste.
Bence belki de Jud'u arasan iyi olacak, ha?
Je crois, oui, mais j'ai eu chaud.
Kıl payıydı, delikanlı.
Je crois que tu ferais peut-être bien d'appeler Jud, n'est-ce pas?
Jud birazdan burada olacağını söyledi.
- Bien vu, mon garçon.
Jud Kelly. Ellen televizyonu onarması için haber göndermişti, böylece çocuk futbol maçını izleyebilecekti.
D'accord, je n'ai jamais tué de président... jusqu'à présent.
Ona zarar verme.
- C'est Jud Kelly.
Söyleneni yapmazsan, aynısı sana da olacak.
- Bonjour Jud. Je viens réparer le poste avant qu'il n'explose.
Jud Kelly. Burada ne iş yapıyorsun? Buraya televizyon onarımı için geldim.
Il t'arrivera la même chose si tu ne fais pas ce que je dis.
İstediğiniz paraysa, hiç param yok.
- C'est bien un vrai. - Comment t'appelles-tu? - Jud Kelly.
Buraya televizyon cihazını onarmaya mı geldin, delikanlı?
Lls prévoient d'assassiner le Président, Jud. Quel président?
Evet, belki öyle oldu.
Tu as compris, Jud?
Adam kaçık. Kes sesini, Jud. Dinle onu, ulan.
Tout cet argent dépensé... pour rien.
Biliyor musun, ben senin gibilerini tanıdım.
Je me disais, Jud...
Jud Spangler gün bitmeden Shelby'e saldıracak.
Jud Spangler projette de piller la ville avant la tombée du jour.
Selam, Jud...
Salut, Ju...
Jud?
Jud!
- Saati benim için kursana, Jud. Yediye. - Kendin kur.
Mets-moi le réveil à 7 h.
Bizim Jud, bisikleti almış. - Ne yapacaksın, peki?
Jud m'a pris mon vélo.
- Atların ne durumda, Jud? - Fena değil.
Tes chevaux, ça a marché?
Eve yine öyle körkütük gelme de, Jud. - Niye?
Et ne rentre pas encore ivre-mort.
- Bıktım bundan Jud, bıktım usandım.
J'en ai assez, Jud.
Bizim Jud madenci olmak istiyor muydu, bilmiyorum.
Qui sait si Jud voulait être mineur?
- Hey, Jud. Nasılsın? - Berbat, oğlum.
- Alors, ça marche?
- Böyle bir şeyi Jud'a söyleyemezdin.
- Essaie! T'oserais pas dire ça à Jud.
- Jud da kimmiş? Ne?
Ton Jud, c'est zéro!
"Jud."
Jud. "
- Onlar bizim Jud'ınkiler.
- Pas moi.
Oo, kazanırlarsa köşeyi döner, ama hiç sanmıyorum.
Jud! S'ils gagnent, ce sera beau. Mais je n'y crois pas.
- Senin neyin var, Jud?
- Qu'est-ce qui t'arrive, Jud?
Hey, Tibbut, bizim Jud'ı gördün mü?
Tibutt, tu n'as pas vu Jud?
- Sen bizim Jud'ı gördün mü?
As-tu vu Jud?
- Bayan, Jud'ı gördünüz mü?
- Avez-vous vu Jud?
- Jud'ı gördünüz mü?
- Vous avez vu Jud?
Jud, nedir bu lanet olası itişip kakışma?
Jud, pourquoi cette bagarre?
Pekala, Frank, Sen ve Jud hazır olduğunda...
Quand toi et Jud...
Sonra ona, Jud ve Frank'ı aramasını söyle.
Qu'il trouve aussi Jud et Frank.
Jud, tünel için gaz hortumlarını hazırla. Ben patlayıcıları ayarlayacağım.
Jud, mets les tuyaux de gaz dans le tunnel et je règlerai les charges.
Jud, şimdi sakinleş.
Jud, calme-toi.
Jud, sakin ol.
Jud, attends.
Muhtemelen doğrultucu ya da tüp bozulmuş. Lütfen Jud'u ara ve onu iyice bozmadan onarmasını söyle.
Probablement un redresseur ou une lampe.
İyice bozmak!
S'il te plaît, demande à Jud de le réparer avant de tout esquinter...
Haklısın...
Jud a dit qu'il passera tout à l'heure.
Merhaba, Jud.
Pourquoi?
Başkan'a suikast yapmayı planlıyorlar, Jud? Hangi başkan? Birleşik Devletler Başkanı.
Vous ne plaisantez pas...
Onu duydun, Jud.
Vous croyez? - Oui. - Pourquoi?
Hayır, hayır, saat daha 17 : 00 olmadı.
C'est ça, Jud. Il nous faudrait une bonne mise à la masse.
Biliyor musun, düşünüyordum, Jud.
- Oh!
Sana kesinlikle müteşekkiriz.
Comment va Jud?
Jud nasıl? Başaramadı.
Excusez-moi.
judy 368
jude 64
judith 85
judd 35
judson 16

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]