Kahrolasıca tradutor Francês
1,097 parallel translation
Tamam kahrolasıca, cevap ver.
Allez, bon sang. Reponds.
Kahrolasıca.
Merde!
Kahrolasıca şeyi niye istiyorsun?
- Pourquoi diable les voulez-vous?
Bu kahrolasıca şeyi delip parçalamayı düşündüm, ama bu...
J'ai pensé le dynamiter, mais ça...
Dışarı taşıyın, kahrolasıca!
Allez, nom de Dieu!
Kahrolasıca duvarlardan geliyorlar!
Ils sortent des murs, putain!
Piskopos, kahrolasıca!
Bishop, espèce de salaud!
- Asla kahrolasıca.
- Pour le restant de vos jours!
Öldü, orada benim önümde ve ben kahrolasıca canlı hissettim!
Elle était morte, devant moi... et je me sentais si putain de vivant!
- Sen kapat çeneni, kahrolasıca!
- C'est toi qui vas la fermer, connard!
Peg, senin için, "Acele et kahrolasıca" ne anlama geliyor?
Peg, tu connais l'expression : "Secoue-toi"?
- Pekala, ailesi onsuz gidemez. - Gecikti. Kahrolasıca trenini kaçırmış Allah'ın cezası!
Messieurs, M. Scudder avait pris son billet!
"Ben de bir osurdum, kahrolasıca şey parçalandı."
Papet lâche un pet Chacun ferme son clapet. "
Seni kahrolasıca aptal!
Espèce d'idiot.
Eğlenceli, kahrolasıca.
Amusant, bon sang.
Kaptan, biliyorum kahrolasıca bir formsuzluk var üzerimde. Ama bugün topa zar zor vurdum.
Skip, je sais que j'ai un fichu creux, mais j'ai frappé dur, aujourd'hui.
Ve bu kahrolasıca teorilerin her birini de dinlemek istiyorum, fakat şimdi çok yorgunum ve beyzbol hakkında düşünmek istemiyorum.
Et je veux toutes les entendre, mais... maintenant je suis fatigué, et je ne veux pas penser au base-ball.
Evet, şu kahrolasıca bilgisayar yolladı..... boşuna zaman kaybı.
Et l'ordinateur a dû vous mettre sur une mauvaise piste.
Daha yeni aldık kahrolasıca şeyi, nesi var?
On vient de l'acheter!
Şimdi, kahrolasıca, bazı yanıtlara ihtiyacım var.
Maintenant, Bon Dieu de merde, tu vas répondre à mes questions.
Kahrolasıca şey açılmıyor.
Cette merde s'ouvre pas!
Bu kahrolasıca herif sokak dövüşü istiyor.
L'enculé veux du combat de rue?
Kahrolasıca!
Regarde!
Kahrolasıca şeyi bulamıyorum.
Je ne le retrouve pas. Je suis Sarah.
Kapıyı aç, kahrolasıca herif, yoksa...
Ouvrez cette porte, espèce de mégère, ou par tous les...
Bana rom ver, kahrolasıca!
Donne-nous du rhum, fichu bonhomme!
- Kahrolasıca Flint öldü.
- Flint est mort. Maudit soit-il.
Neden böyle yaptın kahrolasıca?
Pourquoi t'as fait ça?
Kahrolası Rehber Katili diye adlandırılacak.
Je vois ça d'ici. On l'appellera le Tueur à l'Annuaire.
Kahrolasıca kaltak!
Salope!
Tam mezun olacakken, matematikten kaldığı zaman... O kahrolası öğretmen hayatını mahvetti. Tek yapacağı yaz okuluna gidip, o dersi vermekti.
Quand il a été collé en maths ça a brisé sa vie ll n'avait qu'à suivre les cours d'été!
O kahrolası öğretmen!
Ça a ruiné sa vie
Kahrolası anneni parmaklık arkasına koymak zorunda olman umrumda değil!
Ça m'est égal si tu dois mettre ta mère derrière des barreaux!
Ne kadar olduğunu biliyorum kahrolası!
Je sais bien combien de temps ça fait.
Öyle mi, kahrolası aptal?
- Tu crois ça, sale con?
Kahrolasıca!
Un vrai Dillinger.
Kahrolasıca!
Merde!
SPACEBALLS HAPİSHANE KOMPLEKSİ Bu kahrolasıca şey de ne böyle?
Bon sang, c'est quoi ce truc?
Evet, burayı alırız ve kahrolası bir müzik kutusu yerleştiririz buraya. Ve sizi de biraz olsun canlandırmış oluruz.
Oui, nous allons acheter cet endroit, et nous allons installer un putain de jukebox ici... et ça vous secouera un peu, bande de momies.
Orada öyle berbat ettin ki, başın öyle belada olacak ki adını verdikleri kahrolası mekanda bile çalmana izin vermeyecekler.
Tu fais le con là-bas, ça ira si mal pour toi... qu'on te laissera plus jouer dans la boîte qui porte ton nom.
Neden böyle kahrolası birşey yapmak isteyim ki?
Merde, pourquoi je ferais ça?
Tek bildiğimiz birisi arabana ateş açtı. Büyük ihtimalle telsizde konuştuğun... kahrolası adamdır.
Si ça se trouve, votre voiture a très bien pu être bousillée par l'interlocuteur avec qui vous avez parlé à la radio.
Tamam, seni kahrolası, mesajını verdin! Geri çekilmelerine fırsat tanı!
Hans, vous vous êtes fait comprendre, ça suffit.
Kahrolasıca şeyi yapamıyorum.
Comment on fait pour...?
Kahrolası bir çölden bahsediyor gibi.
Ça m'a l'air plutôt sauvage, oui.
Kahrolasıca çiftçiler.
Saletés de paysans.
Elbette ki, bütün bunları özlemeyeceğim, ama, güzel vakitler de geçirmiştik, kahrolası harika kahkahalar da atmıştık, değil mi?
Bien sûr, tout ça va me manquer... On s'est bien amusés ici, eh? Quelles parties de rires!
Ya sevin, ya terk edin kahrolası piçler.
Si ça vous plaît pas tirez-vous, bande de fumiers!
- Bu senin kahrolası sorunun.
C'est là que ça déconne chez vous.
Jerry'nin işaretleri... ölen fizikçinin formülleri... ve kahrolası albayın cesedi burada asılı... sanki onu hiç kurtarmamışız gibi.
Vous remarquerez que je ne suis pas tout à fait mort. Mais ça ne saurait tarder. Peut-être dans Cube II.
Şu kahrolası şeyi yediğinde komik olduğunu düşüneceksin!
Tu vas trouver ça drôle quand vous bouffer ce truc!