Kalkma tradutor Francês
2,218 parallel translation
Kalkma.
Restez allonger!
B. Kalkma vakti.
B., il est temps de se lever.
Maria Teyze, kalkma.
Tante María!
Belki de artık masadan kalkma zamanı gelmiştir.
Peut-être qu'il est temps de ramasser la mise.
Kalkma vakti geldiğinde sırtımı okşar.
Elle me tapote le dos quand il est l'heure.
Ve sakın duvarlarıma dokunmaya kalkma.
Et t'as pas intérêt à toucher à mes murs.
Kalkma zamanı, baba.
Debout, papa.
- Kalkma zamanı!
- C'est l'heure!
Oğlumu bu işe bulaştırmaya sakın kalkma!
- N'impliquez pas mon fils là-dedans.
Ayağa kalkma! Ayağa kalkma, sürtük!
Te relève pas, saloperie!
- Denemeye bile kalkma!
- N'essayez même pas!
Kalkma zamanın.
C'est le réveil de l'amour...
Kalkma zamanın geldi, dostum.
Il est l'heure de se lever, lapin.
Kalkma zamanın.
Il est l'heure de se lever
Kalkma zamanın geldi, Adam.
Il est l'heure de se lever, Adam.
Benim yaptığım gibi, bir başkası için hayatını feda etmeye kalkma.
Tout le monde n'a pas droit à une deuxième.
Benim oğlumu bu işe bulaştırmaya sakın kalkma.
- N'impliquez pas mon fils là-dedans.
Seras, fazla aceleci olup ısırmaya kalkma, tamam mı?
d'accord?
Birden karşı konulmaz bir ayağa kalkma arzusu geldi.
Le besoin de me lever, plus fort que tout.
Sevgili Roy. Beni aramaya kalkma.
Cher T. Ray, Ne prend pas la peine de me chercher.
Geri dönmek için beni aramaya kalkma!
Et pas la peine de revenir!
O yüzden zekâmı aşağılamaya kalkma, tamam mı?
N'insultez pas mon intelligence.
- Kalkma.
- Ne vous levez pas.
Kalkma vakti.
C'est l'heure de se lever
İnkar etmeye kalkma.
J'ai vu la bibliothèque!
- Benim için kalkma.
- Te lève pas pour moi.
Aptalca bir şey yapmaya kalkma, yoksa kardeşin balıklara yem olur.
Ne joue pas au héros... ou ton frère ira nourrir les poissons.
Çifte ajan olarak kullanmaya falan kalkma.
N'essayez pas de le retourner.
Ve bir de yere serilmişken ayağa kalkma becerisi.
C'est l'histoire que j'ai entendue.
Sakın beni küçümsemeye kalkma çünkü suçlanacak bir kişi varsa o da sensin.
Et ne me fais pas la morale, car tu n'as que toi-même à blâmer.
Peki, arkadaşlar şimdi amuda kalkma pozisyonuna geçiyoruz.
Bien, maintenant, j'aimerais passer à une posture sur la tête.
Ama hayatın boyunca beni beklediğini söylemeye kalkma.
Mais ne me dis pas que tu es éperdument amoureux de moi.
Seni uyarıyorum. Kahramanlık yapmaya kalkma. Çünkü insanların canı yanar.
Je te préviens... joue pas les héros ou ce sera la boucherie.
Kalkma vakti.
C'est l'heure de te lever.
- Sizde değil. Şarkı söyleyemezsen, hiç kalkma.
"Si tu chantes faux, reste assis".
Sakın bana numara yapmaya kalkma.
N'essaye pas de m'avoir.
Bent, sen sen ol Gilbert'le sohbet etmeye kalkma.
Bent, ne te perds pas dans une conversation avec Gilbert.
Sakın bize dokunmaya kalkma!
Casse-toi! Ne nous touche pas!
- Sakın bize dokunmaya kalkma!
- Ne nous touche pas! - Matt, viens.
Hayır, 18. Denemeye bile kalkma.
Non, 18 et bas les pattes ou tu vas le regretter.
Sana söylüyorum, sakın arkamdan iş çevirmeye kalkma. - Ne yani?
Je refuse et tu l'invites derrière mon dos.
Bir saçmalık yapmaya kalkma.
Je veux ta parole que tu feras pas d'histoires.
Kalkma zamanı geldi.
- On vient de m'annoncer un incident à la boucherie.
Kalkma zamanı, sevgilim!
C'est l'heure de te lever, mon chéri!
Benim, Twigg, manşeti hazırlıyorum, o yüzden hiç sıçmaya kalkma.
C'est Twigg, j'ai une échéance alors arrête tout de suite tes salades.
Ama bir daha bana böyle bir şey yapmaya kalkma.
Mais... ne me refais plus jamais un coup comme ça.
Kalkma vaktin geldi, detektif.
C'est le moment de me dire ce que vous avez.
Bana dokunmaya kalkma.
Ne me touche pas.
Ona hep sadıkmışsın gibi davranmaya kalkma.
- Tu l'as trompée.
Sakın bana karşı gelmeye kalkma!
Ne me défie pas!
Kalkma!
Reste allongé!