Kardesiniz tradutor Francês
1,176 parallel translation
Gercekten kardesiniz mi?
C'est votre frère?
Kardeşiniz yumuşak biri.
Votre frère est doux.
Kız kardeşiniz bizi gelişiniz hakkında çok heyecanlandırdı.
Mme MacCormack, nous vous attendions avec impatience.
Kardeşiniz Saşa'yı okuldan tanırdım.
J'ai connu votre sour, Sasha, a l'école.
Kardeşiniz Bay Firmin -
Votre frère, M. Firmin...
Üvey kardeşiniz - belli ki hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
Votre demi-frère souffre à l'évidence d'une imagination prolifique.
Beni kardeşiniz gönderdi...
Votre frère m'envoie.
Kardeşiniz öldü Bayan Cretites.
J'ai retrouvé moi-même le corps dans la maison de Beckenham.
- Kız kardeşiniz bir manastırda öldü.
- Votre sœur est morte au couvent.
- Kardeşiniz olduğunu bilmiyordum. - Ablamı siz mi çıkardınız?
C'est vous qui avez fait sortir ma sour?
- Tabii, buyurun. - Hatta iki kardeşim var. - İki kardeşiniz mi var?
J'ai meme deux freres!
Bayan Honeychurch, erkek kardeşiniz bana anlattı.
Votre frère m'a dit.
Kardeşiniz yarın Kraliçeye dilekçe veriyor.
Ne désespérez pas, mon ami! Votre frère portera demain une supplique à la Reine.
Kardeşiniz çok ünlü bir sporcu.
Votre frère est un sportif connu.
Evet, kardeşiniz için arıyorum. Evleniyor ve, gelirseniz bu onun hoşuna gidecek.
Votre frère se marie et voudrait que vous veniez à son mariage.
Kardeşiniz ne iş yapıyor?
Que fait-il, votre frère?
Affedersiniz Doktor. Kardeşiniz sizi ofisinizde bekliyor.
Excusez-moi, Docteur, mais votre frère est dans votre bureau.
Erkek kardeşiniz mi?
Votre frère?
Şey... erkek kardeşiniz olduğuna emin misiniz?
Oui... et... C'était bien votre frêre?
Pekâlâ. Kız kardeşiniz gibi akıllı olacak mısınız bir bakalım.
Voyons si ça vous rend aussi malins que votre sœur.
Raymond sizin kardeşiniz.
Raymond est votre frère.
Bir kardeşiniz var ama onun sizinle bir ilişki kurma kapasitesi yok.
D'accord, vous avez un frère, mais le problème, c'est qu'il n'est pas capable d'établir une quelconque relation avec vous.
Kardeşiniz içerde bekliyor.
Votre frère vous attend.
Kardeşiniz Dan, Türklere karşı gelirseniz, hata yapmış olacağınızı söyledi Üzgünüm ama, bunlar onun sözleri :
Votre frère Dan disait â qui voulait l'écouter que c'est une erreur de s'opposer aux Turcs. Pardonnez-moi, mais ce sont ses mots, pas les miens...
Evet. Kardeşiniz anlattı.
Assez exactement.
Kardeşiniz emin değildi.
Votre frère n'était pas sûr...
Kız kardeşiniz hatta, Bay Tremont.
C'est votre s? ur, M. Tremont.
Komiser Starkey, kardeşiniz özel dedektif olması konusunda.. .. neler hissediyorsunuz?
Qu'est-ce que cela vous fait de voir votre frère à la tête de cette enquête?
Kardeşiniz felç oldu.
Je ne peux rien faire de plus. Votre frère est paralysé.
Kardeşiniz, dediğim gibi, çok sıkıntıda.
Comme je vous disait, votre frère est très angoissé.
Okula daha kaç kere geç kalacaksınız? Kız kardeşiniz bile zamanında gidiyor.
Jusqu'à quand vous allez être en retard?
Kız kardeşiniz orada mı?
Ta sœur est là?
Düğünü bölmek istemeyiz, ama eskiden siz ve kardeşiniz bize karşı çok naziktiniz.
Nous ne voulons pas déranger, mais vous avez été si bonne, autrefois.
Kız kardeşiniz nerede öğrenmek istiyorum.
Dites-moi où est votre sœur.
Kardeşiniz, arkadaşım olur.
Ton frère est un de mes amis.
Lütfen beni yanlış anlamayın ama bildiğim kadarıyla kardeşiniz, bölgesini size bırakmış.
Je sais que ce n'est pas le bon moment et ne pensez pas du mal de moi mais j'ai entendu dire que votre frère vous avait laissé son district.
Kardeşiniz için üzgünüm.
Désolé pour votre frère, passez une bonne journée.
Ama sen çörek yiyorsun? Kardeşiniz Lu Hua'ı örnek alın :
Suis l'exemple de ta soeur : toujours innocente, et intelligente comme un lapin
Kız kardeşiniz size göz kulak olmamı istedi.
Ta sœur m'a demandé de m'occuper de toi.
Kardeşiniz Prens'le barıştığınıza göre emirlerinize amadeyim.
Depuis votre réconciliation avec le prince votre frère, je vous dois mes hommages.
Gayri meşru kardeşiniz Messina'dan kaçtı.
Votre frère, le bâtard, s'est enfui de Messine.
Gecenin bir saatinde, bu adama anlattıklarımı duydular. Kardeşiniz Don Jonn'ın beni Hero'ya iftira atmam için kandırmasını.
La nuit, ils m'ont entendu raconter à cet homme comment don Juan, votre frère, m'avait provoqué à calomnier madame Héro.
Lordum, kardeşiniz John kaçarken yakalandı ve Messina'ya getirildi.
Monseigneur, votre frère don Juan a été arrêté et ramené à Messine par des hommes armés.
Kız kardeşiniz mi?
C'est votre sœur?
Siz özel bir şeye aitsiniz. Yanınızdaki sizin kardeşiniz.
Regardez ce que nous avons accompli en six courtes années.
Eğer kardeşiniz bunu görseydi, Bu bir piknik olmayacaktı.
Je vais chercher le technicien. Si votre frère voit ça!
Kız kardeşiniz için üzgün olduğumu söylemek istedim.
Je suis désolé pour votre soeur.
Kardeşiniz sağ elini kullanıyordu.
Votre frère était droitier.
Kardeşiniz, tedavi ettiğimiz ilk profesyonel futbolcu olmayacak.
Ce n'est pas le 1er pro que nous traitons.
- Kız kardeşiniz mi?
- Votre soeur?
O, benim kocam, sizin kardeşiniz.
Il est mon mari, il est ton frêre!
kardeşiniz 23
kardeşim 1451
kardeşlerim 273
kardeş 422
kardeşler 93
kardeşin 74
kardeşi 30
kardeşim mi 18
kardeşim nerede 29
kardeş mi 18
kardeşim 1451
kardeşlerim 273
kardeş 422
kardeşler 93
kardeşin 74
kardeşi 30
kardeşim mi 18
kardeşim nerede 29
kardeş mi 18