English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kayboldu

Kayboldu tradutor Francês

5,837 parallel translation
Bilgisayarlarla olan ilişkisi hakkında dedikodular yayılmaya başladı. Sonra bir gün ortadan kayboldu.
Des rumeurs se sont répandues à propos de sa relation avec les ordinateurs, et un jour, il disparut.
Ve biri de aniden ortadan kayboldu.
Et une seconde vient de disparaître.
- Marie Godfrey kayboldu.
- Marie Godfrey a disparu.
Sharon nereye kayboldu?
Où est Sharon?
Kayboldu.
Maintenant il est parti.
Samaritan'ın tasfiyesi sırasında iki sürücü kayboldu.
Deux disques durs ont disparu pendant la purge de Samaritain.
Oliver ortalıktan kayboldu.
Oliver a disparu.
Sanırım benim davetiyem postada kayboldu.
Je pense que mon invitation a été oublié dans les mails.
Hayır, bilmiyoruz ama Doreen öldü, Balleseros kayboldu.
Non, mais Doreen est morte, Balleseros a disparu et on est de retour à la case départ.
Biz çocukken ortadan kayboldu.
Il a disparu quand on était petits.
Bu Miksa. Biz çocukken ortadan kayboldu.
Voici Miksa, il a disparu quand on était petits.
Diğerleri de çatışmalarda ortadan kayboldu.
Un autre gars est porté disparu.
Kapı nereye kayboldu?
Où est ce que c'est parti?
Bu noktada fazla detay bilinmemekle birlikte kesinleşen bilgiye göre sosyetik Emily Thorne, yayıncı Daniel Grayson ile çıktığı balayı sırasında kayboldu.
Peu de détails sont connus mais il a eté confirmé que la personnalité mondaine Emily Thorne a disparu durant sa croisière de lune de miel avec l'éditeur Daniel Grayson.
Kızın kayboldu.
T'as fille est perdue.
Birkaç bilimci öldü çok miktarda veri kayboldu. Asıl gen de yok oldu.
plusieurs scientifiques sont morts, des rames de données perdues, et le génome original fut détruit.
Hiçbir iz yok mu? Yolculuk sırasında yaptığı bir şey? Hiçbir iz olmadan kayboldu yani?
Aucunes d'alertes de voyages, pas d'empreinte, Paul à disparu?
Oradaki herkes ya öldü ya da ortalıktan kayboldu.
Tout ceux qui étaient là sont soit morts ou tout simplement disparus.
Nasıl ortadan kayboldu?
Comment a-t-il disparu?
Tamamen ortadan kayboldu yani.
Elle est en dehors du radar.
Yıldızlar kayboldu aşkım.
Les étoiles ne brillent plus, mon amour,
Hayalet kayboldu.
J'ai perdu mon fantôme.
25 yıl önce Tanrı ortadan kayboldu.
Il y a 25 ans, Dieu disparut.
Daniel yüzünden bu ümit kayboldu.
Grâce à Daniel, ce souhait est partit.
Niye ilgin kayboldu?
Qu'est-ce qui t'a fait perdre de l'intérêt?
Ortalıktan kayboldu.
Il s'est volatilisé.
Güçlerim kayboldu!
Mes pouvoirs sont partis!
Penisim kayboldu.
Mon pénis a disparu.
O olaydan sonra kardeşim kayboldu.
Ma sœur a disparu après ça.
O geceden sonra kayboldu.
Il a été porté disparu la nuit dernière.
Hey, herkes nereye kayboldu?
Hé, où sont-ils tous partis?
Bir kalem daha kayboldu.
J'ai perdu un autre feutre.
Ben de peşinden gittim ama izini kaybettim. 86. caddedeki 4 / 5 / 6 numaralı metro istasyonunda gözden kayboldu.
Je l'ai suivie, mais je l'ai perdue au métro de la 86e.
Bayım, kardeşim burada kayboldu ve biz de onu bulmaya çalışıyoruz.
Monsieur, mon frère est perdu, et nous essayons de le trouver.
Sonra her zaman yaptığı gibi ortalıktan kayboldu.
Mais il a fait une Clark.
Pistons tişörtün nereye kayboldu?
Et ton maillot?
Ortadan kayboldu.
Il a disparu.
- Doğru. Çocuk kayboldu.
Le gamin avait disparu.
- Nasıl kayboldu?
Comment?
Arthur Weisfelt hapse girdi ve daha sonra ortadan kayboldu Scott ile ilgili gerçeği uzunca bir süre öğrenemedim.
Arthur Weisfelt est allé en prison puis a disparu, et j'ai découvert pour Scott que des années plus tard.
Bu işçinin durumu yargıya intikal etti... fakat eninde sonunda o da kayboldu
Cet ouvrier l'avait signalé à la magistrature. Mais en fin de compte, lui aussi a disparu.
Fakat Qing Hanedanlığı'nın deniz ticareti yasakları ve Afyon Savaşları ile birlikte... eski zaferler sonsuza dek kayboldu
Mais avec l'interdiction du commerce maritime sous la dynastie Qing, la guerre de l'opium plonga le pays dans une ère difficile.
Önce Dagoyan Üstatları kayboldu, ve şimdi de kraliçe.
Tout d'abord, les maîtres Dagoyan disparu, et maintenant la Reine.
Uçaktan büyük bir kargo kayboldu.
Une grosse pièce de la cargaison à disparu de l'avion.
98 yılında birden ortadan kayboldu.
Disparu.
Yardım edin! Ameliyat olmam gerekiyordu ama doktorum ortalıktan kayboldu.
Je dois me faire opérer, mais le médecin a disparu.
Sinyal gücü kapalı alana girince kayboldu.
{ \ pos ( 192,230 ) } Le signal se dégrade dans les espaces clos.
Ortağın nereye kayboldu?
Où est votre partenaire?
Ortadan kayboldu.
Fait.
- Ortadan kayboldu.
Elle a disparu.
Gold kayboldu.
Gold a disparu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]