Kibarca tradutor Francês
1,216 parallel translation
Bu yüzden şu sosis zımbırtısını kaldırın ve kibarca, sakince aşağı inin.
Prenez vos petites merguez et descendons dans la joie et la bonne humeur.
Eve göndermek daha kibarca.
C ´ est plus personnel comme ça.
Karda tam önümde duruyor kibarca beni işaret ediyordu.
Il était là, juste devant moi, dans la neige, qui me faisait signe, tendrement?
"Daha kibarca davransaydınız."
"si votre conduite avait été celle d'un gentleman".
Yüce İsa, ona kibarca çıtlatacağım.
Jésus Tout-Puissant, je vais devoir y aller en douceur.
Kibarca rica ettim, gitmezseniz güvenliği çağırmak zorunda kalacağım.
Si vous refusez de partir, je vais devoir appeler la sécurité.
Şimdi kibarca gemiden inersen soruşturmama devam ederim.
Si vous voulez bien débarquer, j'aimerais continuer mon enquête.
Kibarca konuştuk.
- Il te l'a refilée comment? On a discuté!
Kibarca yapılan hayatımı nasıl mahvettiğimi söyleyen ufak iğnelemeler!
Ta douce persuasion, tes remarques sur ma vie gâchée!
- Oldukça kibarca.
En parfait gentilhomme.
Bu kibarca değildi!
C'est pas gentil, ça!
Kibarca soruyorum.
Je te le demande humblement.
Kibarca mı, dürüstçe mi?
Poliment ou franchement?
Gidip kibarca rica ederim.
Je vais aller le trouver et lui demander.
Kibarca tabii. Sonra senindir.
Poliment, bien sûr et vous serez servi.
Bunu kibarca nasıl söylesem ki?
Comment dire ça avec délicatesse?
Bay T. * koleksiyonundan kibarca bir şey reddetmeyeceksin.
- Facile à dire! T'affiches pas la quincaillerie de M. T!
Homer Simpson, kibarca sırıtan'dan.
- Homer Simpson, souriant poliment.
Bi... biliyor musun, kahramanlık masalı anlatırken bir ozanın lafının kesilmesi kibarca değil.
C'est impoli d'interrompre un barde qui raconte un conte héroïque.
Lord Maltheus, misafirperverliğiniz kibarca kabul edildi.
Lord Malthus, j'accepte votre hospitalité avec joie.
Kibarca.
Doucement.
Beni ısıt, kibarca.
Réchauffe-moi, doucement.
Dans etmek istiyorsan, kibarca sorarsın.
Si tu veux danser, tu me demandes gentiment.
Senden kibarca rica ediyorum.
Je te demande ça gentiment.
Kibarca söylemek gerekirse, dolambaçlı bir rota izliyorduk.
Nous avions fait un détour.
- Efendim onunla kibarca konuşmamalısınız.
Tu ne devrais pas lui dire de telles choses.
En azından kibarca yaklaşamayacaksan, lanet çeneni kapa!
Si ça ne vous intéresse pas, fermez-la!
Şimdi kibarca, evimi terkedin.
- Retirez-vous. - Taisez-vous!
Sürmesi mi. Evet? Patronunun kibarca konuşması için beyefendinin sürücüsüne söyle.
Le conducteur, dites à l'autre conducteur cela Son patron est grossier
Ona nasıl itibar ettiğini gördün. Nasıl kibarca konuştuğunu gördün.
Vous avez vu avec quelle déférence et quelle politesse elle lui parle.
Kibarca yaptın.
Vengeance super-classe!
Kibarca söylemek gerekirse, açıklaması gereken çok şey var.
Le moins qu'on puisse dire, c'est qu'il a des reproches à se faire.
Size birşey söyleyeyim mi,... bunu kibarca yapayım...
Je vous le répète. Gentiment.
Görüyorsun Mavis, bütün yapman gereken kibarca davranmak.
Il suffit d'être gentil.
Hatta, kibarca sorarsan, silahına dokunmana bile izin verecektir.
Il te laissera toucher son pistolet, si t'es sage.
- Kibarca bize yardım etmek istedi.
Il a offert de nous aider
Kibarca ret.
"UN REFUS... " TRÈS...
Aslında komşuyuz, bilirsin, biz birbirimize kibarca gülümseriz, ama... gerçekte onunla konuşup konuşamayacağımı bile bilmiyorum.
Je veux dire, nous sommes voisins. Vous voyez... on se sourit poliment, mais... Je sais pas si je pourrais engager la conversation.
Araba kullanırken insanların midesini bulandırmayan, ancak kendisine sorulduğunda konuşan ve kibarca istenirse, paketleri taşıyan bir taksiciyim.
Il donne pas mal au coeur. Il ne bavarde que si on lui demande et il porte même les paquets.
Bize kibarca randevu veriyorlar.
Maintenant, ils nous donnent rendez-vous.
Bi daha kibarca sor
Tu! On se dit tu!
Sonra kondüktör kibarca bakar Nazik bir şekilde sorar
Un employé vous demande Très poliment
Kibarca gitmeni isteyeceğim ama bir kez söyleyeceğim.
mais je ne le répéterai pas.
Tezgâhın önünde durdum ve memura kibarca neden orada olduğumu anlattım.
J'ai dit doucement à l'employée pourquoi j'étais là.
Raoul, senden kibarca rica edeceğim, bir seferliğine.
Raoul, je vais te le demander une fois gentiment.
- Kibarca olması için, onlar zenofobik ( yabancılardan korkan kimse ).
- Disons qu'ils sont xénophobes.
Pekala, bunu nasıl kibarca söyleyebilirim?
Comment te le dire poliment...
Bu hiç kibarca değil, ha?
C'est poli, ça?
Kibarca!
Ceci est l'amour en douceur.
Bu çok kibarca oldu.
C'est le moins qu'on puisse dire.
Onları kibarca reddettim.
J'ai décliné respectueusement.