Koca oğlan tradutor Francês
630 parallel translation
Bundan sana ne koca oğlan?
En quoi ça vous concerne, mon cher?
- Güle güle koca oğlan.
- Au revoir, vieux.
Koca oğlan olmuş bu!
Comme il a grandi!
Hadi, koca oğlan.
Aliez, mon grand.
- Eve dönüyorum, koca oğlan. Bir araba bulurum.
Je rentre chez moi, en stop.
Sen asla böyle bir şey yapmazsın, değil mi koca oğlan?
Vous ne feriez pas une chose pareille?
Böyle düşünmen beni memnun etti, koca oğlan.
Ravi de l'apprendre, mon vieux.
Senin adın nedir, koca oğlan?
- Comment vous appelez-vous?
Koca oğlan, ayık kalmaya çalış.
Hé, grand frère, ne te soûle pas.
Çok kolay, koca oğlan.
Rentrez là-dedans.
Koca Oğlan. Malları ülke dışına çıkarıyor.
C'est le Grand Manitou!
İyi geceler, koca oğlanım benim.
- Bonne nuit, mon grand garçon.
Senden ne haber koca oğlan?
Toi, mon grand?
Gel bakalım, koca oğlan.
Viens. mon grand.
Nasıl Jackie, yaşlı adam, koca oğlan, eski arkadaş?
Que dis-tu de ça, Jackie?
En gelişmiş olanı, biz onu "koca oğlan" diye çağırıyoruz kendi boyutunun ve gücünün kibirliliğindeydi.
La plus grande, celle qu'on appelait "La Grande", était fière de sa force et de sa taille.
- Geri gel, Koca Oğlan!
- Reviens, La Grande.
- Hadi, Koca Oğlan!
- Allez, La Grande.
Haydi koca oğlan.
Allez, mon grand.
Kurt avına çıkmış koca oğlan burada, bu gece burada... kalabileceğini söyledim.
Un chasseur de loups est là. Je lui ai dit qu'il pouvait passer la nuit.
- Koca Oğlan gibi ölmeyeceğim ben.
Je mourrai pas comme Garatao. Arrête, Pixote.
- Selam koca oğlan. - Merhaba.
Bonjour, mon grand.
Hey, yavaş ol bakalım koca oğlan.
Du calme, le grand.
Kendisine "Hemen bilmeyi istemez misin, koca oğlan?" diye sormak isterdim.
J'ai failli dire : "Devine, mon grand."
Pekala koca oğlan, söyle bakalım. Bu ateşi nasıl söndürürüz?
Bon, Billy boy, dis-moi, comment on éteint ce truc?
Merhaba, koca oğlan.
Hé, bonhomme.
Bir de bunu dene, koca oğlan!
Prends ça, espèce de grand yeti!
- Hesabı ödemedin, koca oğlan.
- Vous n'avez pas payé votre note.
- Haftasonu Jamaica'ya gideceğimizi söylemeseydin beklemezlerdi, koca oğlan.
- Ce ne serait pas le cas, si tu n'avais pas dit qu'on partait pour la Jamaïiïque.
Hadi, koca oğlan!
Allez, mon garçon!
Koca oğlanı buraya getir.
Faites rappliquer votre chef.
Orada rahatına bak koca oğlan.
Reposez-vous bien, l'ami!
Kuantum atılımının kötü tarafı tam... bir kahraman olmaya başlamışken, koca oğlan, kanal değiştirir gibi beni başka bir zamana atıyordu.
L'ennui avec ces sauts dans le temps, c'est que dès que je commence... à apprécier être un héros... le grand avec la télécommande me fait changer de poste.
Şahsi geleceğimde kimseyi etkilemeyi beklemememe rağmen yukarıdaki koca oğlanın beni anlayacağını düşündüm.
Même si je n'étais pas censé affecter la vie de quelqu'un dans mon futur... je me suis dit que le Patron, là-haut, comprendrait.
- Ne diyor? - Sesi aç, Koca oğlan!
- Qu'est-ce qu'il dit?
Sen bir yetişkinsin. Koca oğlan.
Tu n'as pas froid aux yeux.
Eee, ne düşünüyorsun, koca oğlan?
Alors, qu'en dis-tu, mon grand?
Ve o kumanda sana ait ; koca oğlan
Et cette télécommande est la tienne, mon grand coquin.
Kesinlikle değil. Daha çok hınzır biri o. Yani koca oğlan yollara koyulana kadar her şeyi bir kenara bırakın ve sevdiklerinizden ayrılmayın.
Donc jusqu'à ce que ce type prenne ses affaires et reprenne la route, rangez ces ustensiles coupants et restez près de vos proches.
Evet koca oğlan.
Bien mon gros.
- Bloomingdale cumartesi, koca oğlan.
Samedi : Bloomingdale, mon grand.
- Tebrikler koca oğlan. - Ne tebriği ya?
Félicitations, mon vieux!
Kendime alacaktım, koca oğlan
- Je m'en sers.
Buna gerek yok, koca oğlan.
Ce n'est pas la peine.
Canım tavşan yap büyünü Kara çıkarma bu koca oğlanın yüzünü
Jeannot Lapin, à toi de jouer.
Haklısın, Jan, koca oğlan, kızın hala senin.
Comment ça?
Ancak, çok az bir para, dört küçük oğlan ve koca bir köpekle üç hafta içinde nasıl ev bulabiliriz kesinlikle bilmiyorum.
Mais quelle maison trouverons-nous en 21 jours. avec peu d'argent. 4 petits garçons et un énorme chien? Je ne sais pas.
İşte, benden geriye..... hemen hemen yaşlı bir kadın iki oğlan, her gece kağıt oynayan bir koca kaldı.
J'étais devenue une vieille femme ou presque. Deux fils, un mari qui a une bonne affaire. Qui chaque soir joue aux cartes.
- Merhaba, koca oğlan.
Salut, grand garçon.
- Hiç zahmet etme koca oğlan.
Retiens-toi, mon grand.
Şiddetli bir ağrıdan koca bir yaygara koparan oğlanın teki.
Ce n'est qu'une tapette qui fait un drame, juste parce qu'il agonise!