English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Korktum

Korktum tradutor Francês

3,654 parallel translation
Geç kalacağım diye çok korktum.
J'avais tellement peur d'être en retard.
Ve ilk gördüğümde o kadar korktum ki, oradan kaçtım.
Et j'ai eu si peur quand je l'ai vu que je suis partie en courant.
Nasıl da korktum!
Vous me menacez?
Korktum.
Mon Dieu.
Her şeyden korktum.
J'ai peur de tout.
Sana söylemeye çok korktum.
J'avais trop peur pour te le dire.
Bak, sana söylemek istedim. fakat çok korktum.
Je voulais te le dire, mais j'avais peur.
Hayatımda şimdiye kadar olmadığım şekilde korktum.
Je n'ai jamais autant effrayée de toute ma vie.
Gelmeliydim ama korktum.
J'aurais du venir, mais j'avais tellement peur.
Yanına park ettiğimiz arabada... "Bana torunlarımı sorun" yazan bir çıkartma vardı ve çıktığımızda onlarla karşılaşırsak sormak zorunda hissederim diye korktum.
- La voiture voisine avait un autocollant "Demandez-moi comment vont mes petits-enfants".
Korktum.
J'avais peur.
Bu gece eve gitmeye korktum.
J'étais effrayée de rentrer chez moi ce soir.
Korktum Seni kaybedebilirim diye..
Cela me terrifie... tellement que je puisse te perdre.
İlk önce korktum, ama sonra sevdim.
J'avais peur au début, mais j'aime bien.
Çok korktum.
J'étais tellement effrayée.
Maggie'nin cinayetiyle ilgimin olduğunu sanmalarından korktum.
J'ai eu peur qu'ils croient que j'avais quelque chose à voir avec le meurtre de Maggie.
Çok korktum.
J'ai eu très peur.
Bana vurmadı ama çok korktum.
Il ne m'a pas touché, mais j'avais peur.
Yalnızca, çok korktum ve konuşacak birine ihtiyaç duydum.
Je suis morte de trouille et j'ai besoin d'en parler à quelqu'un.
Lanet olsun, çok korktum.
- Oh, putain, j'ai eu peur.
İçine kapanmandan korktum.
J'ai cru que t'étais catatonique.
Korktum, Carla.
J'ai peur, Carla.
Bir vampir olarak, tüm hayatımı özür dileyerek geçirdim. Tabiatım gereği hatalı olduğuma inandım korku içinde yaşadım. Tanrı'nın beni terk etmiş olmasından korktum lanetli olmaktan korktum.
J'ai passé ma vie entière à m'excuser, pensant que j'étais quelqu'un de mauvais d'une manière ou d'une autre, vivant dans la peur... la peur que Dieu m'avait donné.
Başına bir şey geldi diye korktum.
J'avais peur qu'il te soit arrivé quelque chose.
- Korktum sadece.
- J'ai juste eu peur.
Onu atmak istemiştim ama annemin çöpte bulacağından korktum.
Je voulais le jeter, mais j'avais peur que ma mère le trouve dans la poubelle.
Korktum.
J'ai peur.
Yüklemedim. Bizi yakalatacağından korktum.
J'avais peur qu'on se fasse prendre.
Açmayacaksın diye çok korktum.
J'étais terrifiée à l'idée que vous le fassiez pas.
Hayatımın tehlikede olmasından korktum. Silahımla şüphelinin üzerine ateş açıp suratından ve göğsünden yaralamaktan başka bir seçeneğim yoktu.
J'ai eu peur pour ma vie, donc je n'ai pas eu le choix que de tirer sur le suspect avec mon arme de service, en le touchant plusieurs fois à la poitrine et à la tête.
Bunun onu sinirlendireceğinden korktum bu yüzden..
J'avais peur que cela ne le mette hors de lui, alors...
! - Ama umutsuzca korktum durdum.
Mais j'ai été désespérément effrayé.
O kadar kötü olmuştum ki eğer kalırsam kötü bir şey yapmaktan korktum.
D'accord, c'est juste que j'étais si mal que... j'avais peur qu'en restant... je puisse faire quelque chose.
Tüm gece uyanıktım... Korktum.
Je reste éveillée la nuit... terrifiée.
Ben ilk o görüntüleri gördüğüm zaman... ölesiye korktum.
Écoute, quand j'ai vu les premières bandes... C'était flippant à mort!
O kadar korktum ki.
J'avais si peur.
Teknede hiç o kadar korktum mu diye sormuştun ya?
Tu m'as demandé sur le bateau si j'avais déjà eu peur.
Ben... ben onun benden uzaklaşmasından korktum.
J'avais peur que ça le fasse fuir.
Benim gibi kötürüm olacaksın diye korktum.
J'ai eu peur. Vous auriez pu être paralysée comme moi.
Her neyse... Sanırım arkadaşlığımızın iyiliği için, bunun hakkında konuşmaktan korktum.
Je crois que pour préserver ça, j'avais peur d'en parler.
Korktum ve oradan ayrıldım.
J'ai eu peur. Je suis partie.
Sorun olacağından korktum.
J'étais inquiète pour vous.
Korktum.
J'ai eu peur que...
Bunu sana anlatırsam benimle evlenmeyi kabul etmeyeceğinden korktum.
J'étais effrayée de ta réaction si je te le disais. Tu n'aurais jamais accepté de m'épouser.
- Korktum.
J'avais peur.
Çünkü korktum.
Parce que j'avais peur.
Bir sürü measj bıraktım, Yanlış numara aldım diye korktum.
Je vous ai laissée des messages, je craignais d'avoir un mauvais numéro.
- Senin için çok korktum.
- J'avais peur que tu...
Çok korktum.
C'était effrayant.
Korktum.
En fait, oui.
Bir şey oldu diye çok korktum.
Liukun, du clan Da Mao de Yunnan, a gagné. J'étais si inquiet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]