Kıskanıyor musun tradutor Francês
198 parallel translation
- Kıskanıyor musun?
- Jaloux?
Kıskanıyor musun yoksa?
Es-tu jaloux?
- Kıskanıyor musun yoksa?
- Tu n'es pas jaloux, n'est-ce pas?
- Hâlâ anlamıyorum. - Kıskanıyor musun?
- Je ne comprends toujours pas.
Yıllar önce Henry'yi elinden aldığım için hala kıskanıyor musun?
Tu es encore jalouse que j'ai pris Henry, il y a des années?
- Beni kıskanıyor musun?
- Tu es jalouse?
- Canım, yoksa kıskanıyor musun?
Marianne, tu es jalouse?
Şimdiden kıskanıyor musun?
Jalouse? Déjà!
Beni kıskanıyor musun?
- Tu es jaloux?
- Gomez sevgilim, hala kıskanıyor musun?
- Gomez, chéri, tu es encore jaloux?
Kıskanıyor musun?
Tu es jaloux?
- Onu kıskanıyor musun?
- Ça te dérange?
Kıskanıyor musun?
Tu deviens jaloux?
Kıskanıyor musun? Eğer gerçekten kıskanıyorsan bu benim için harika.
Si tu commences à être jaloux, ça me fait plaisir.
- Sanmam. - Kıskanıyor musun?
Sans doute pas.
Biraz mola ver. Lady, kıskanıyor musun yoksa...
Je suis incapable de jalousie.
- Kıskanıyor musun?
- Jalouse?
Ne o mahkum, adamımızı kıskanıyor musun?
Tas vu comme je les ai matés.
Kıskanıyor musun?
Tu serais jaloux?
- Kıskanıyor musun?
- Vous êtes jaloux?
Thornton Melon'u kıskanıyor musun?
Etes-vous jaloux de Thornton Melon?
- Yoksa kıskanıyor musun?
T'es jaloux?
- Yoksa kıskanıyor musun?
- Vous êtes jaloux, on dirait.
Yemin ederim, Jake, kıskanıyor musun? Emin ol.
Dis donc, Jake, t'es jaloux?
Bruce, kıskanıyor musun?
Bruce, êtes-vous jaloux?
Kıskanıyor musun?
Jalouse?
- Kıskanıyor musun? - Village People'daki adamlara benziyor.
Jaloux d'un gars à moustache avec des collants?
- Kıskanıyor musun?
On dirait un des "Village People".
Tatlım, Paolo'yu kıskanıyor musun?
Chéri! T'es jaloux de Paolo?
Şu anda parmaklarınla hayatıma bastırıyor olmasaydın... kıskandığını söylerdim. - Kıskanıyor musun?
Si ma vie ne tenait pas entre tes deux doigts, je dirais que tu es jalouse, non?
- Lila, sen Zeyna'yı kıskanıyor musun?
- Tu es jalouse? - Jalouse?
- Kıskanıyor musun?
Jaloux?
Kıskanıyor musun?
Vous êtes jaloux?
— Kıskanıyor musun?
- Tu es jalouse?
- Kıskanıyor musun?
- T'es jaloux?
- Prenses Caroline'ı kıskanıyor musun?
- T'es jalouse d'elle?
Beatriz, kıskanıyor musun? Bilmem. Her kadın kadar majesteleri.
Comme toutes les femmes, sans doute, Votre Majesté.
Kıskanıyor musun?
Ca te fait envie, hein?
- Yoksa sen Richard'ı birazcık kıskanıyor musun?
- Ne seriez-vous pas... un peu jaloux de Richard?
Birazcık kıskanıyor musun yoksa?
Juste un petit peu?
Kıskanıyor musun yoksa?
On dirait que t'es jalouse.
Beni seçtiği için kıskanıyor musun?
Tu es jaloux parce qu'elle m'a choisi?
Kıskanıyor musun?
Vous l'enviez?
Yoksa kıskanıyor musun?
C'est parce que je gagne beaucoup d'argent?
Kıskanıyor çünkü ben ondan daha zekiyim... ve daha yakışıklı, sen de öyle düşünmüyor musun?
Il est jaloux de moi parce que je suis plus intelligent, et tellement plus beau, vous ne pensez pas?
Biliyor musun çok safsın. Muhasebeciyi kıskanıyor.
Tu es fou d'être jaloux de ce type!
- Starbuck sen kıskanıyor musun?
- Tu es jaloux?
Neden, beni kıskanıyor musun?
Serais-tu jaloux?
Kıskanıyor musun?
Tu es jalouse?
Kıskanıyor musun yoksa.
Ce n'est que jalousie.
Sanki birazcık kıskanıyor musun?
Tu es jalouse?
kıskançlık 60
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20