Midem tradutor Francês
1,765 parallel translation
Hamile olmalıyım. Hiç midem bulanmaz.
- Je n'ai jamais de nausées.
Bilemiyorum ama, midem çok tuhaf,
J'ai l'estomac complètement barbouillé.
Midem.
Mon ventre.
- Midem bulandı! - Beklediğimize değdi. Kaçırdın.
T'as loupé un truc.
Tamam, midem bulanmaya başlıyor.
Je vais être malade.
- Tanrım, midem bulanıyor.
- Je vais vomir.
Benim de midem bir tuhaf. Şimdi daha iyi misin?
Cela soulève le coeur.
Sabahtan beri midem rahatsız.
Je ne sais pas. J'ai mal à l'estomac depuis ce matin.
Midem biraz rahatsız da.
Mes intestins me pourrissent la vie.
Onu midem kaldırmıyor.
Je l'aime pas.
- Özür dilerim, midem ezildi de.
J'avais un petit creux.
Merak etme, benim de biraz midem bulanıyor.
Ne t'inquiète pas. Moi aussi, j'ai la nausée.
- Hayır, midem bulanıyor.
- Non. Je me sens mal.
Hayır, midem biraz bozuk da.
Non, je suis un peu barbouillé.
- Midem bulandı.
- C'est des malades.
Midem bulandı.
J'étais malade.
- Bunları kaldıracak midem kalmadı.
Je ne supporte plus de voir tout ça.
Eve gitmeliyim çok acıktım midem gurulduyor.
je dois rentrer à la maison manger, mon estomac grogne.
Biraz korktum belki midem bulandı ama asla kendimi şanslı hissetmiyorum.
J'ai peur, j'ai la nausée, mais je ne me sens pas du tout chanceuse.
Kes şunu, midem kalkıyor.
Arrête, je suis morte de rire.
Midem beni rahatsız ediyordu zaten.
De toute façon, j'ai mal au ventre.
Midem ekşimiş.
J'ai des brûlures d'estomac.
10 seferden sonra artık midem taşımayı kaldıramadı.
Apres 10 voyages, mon estomac ne pouvait plus rien transporter.
Midem ağrıyor.
J'ai mal au ventre.
Midem ağrıdı.
J'ai mal au ventre.
Midem bulanıyor.
Je me sens un peu nauséeuse.
Midem beni rahatsız ediyor.
Mon estomac m'a fait des siennes.
Midem şöyleydi :
Mon estomac faisait, genre,
Midem şöyleydi : "Bacım, seninle her zaman iyi geçinemiyoruz, ama o kek..."
Mon estomac faisait genre : "Mon amie, on n'est pas toujours d'accord, mais ce gâteau..."
Midem kazınıyor!
Ouais... J'ai la dalle...
- Bütün gün midem beni mahvetti.
J'ai mal à l'estomac.
Çünkü midem boş amına koyim.
J'ai l'estomac vide.
Midem için biraz fazla o.
Ça va me rester sur l'estomac.
Her gördüğümde midem bulanıyor.
Ca me rend toujours malade.
Titremem var. Midem bulanıyor ve beynim zonkluyor.
J'ai de la fièvre, un mal de tête atroce et j'ai des nausées.
Midem kazındı.
Je suis affamé.
Yolcu koltuğunda midem bulanıyor.
Je suis malade dans le siège passager.
Bu sabah midem bulanmıştı, ama kahvaltıda yediğim pizzalardan sanmıştım.
Ce matin, j'avais la nausée. J'ai cru que c'était à cause des pizzas.
Burada en iyi ne yenir? Ben turta söylemiştim ama galiba midem kaldırmayacak.
J'ai commandé du gâteau, mais je ne crois pas pouvoir avaler quoi que ce soit.
Midem ağrıyor.
Mon... estomac me fait un peu mal.
Polis bana bir şey görüp görmediğimi sorduğu an midem bulandı.
Dès que la police m'a demandé si j'avais vu quelque chose, j'ai eu un mauvais pressentiment.
Midem de bulanıyor.
Et malade.
Midem ağrıyor.
Mon estomac me fait mal.
Midem beni öldürecek, boynum zonkluyor, ama bacağımı iyi hissediyorum.
Mon estomac me tue, mon cou est pulsatif, mais ma jambe va mieux.
Çok defa midem bozulmuştu.
My stomach for? was getting worse.
- Anne. Midem bulanıyor.
Maman, je ne me sens pas bien.
Midem biraz farklı.
J'ai de drôles de sensations dans le ventre.
- İyiyim. Midem yüzünden.
C'est mon estomac.
Midem bulandı, ben bunu asla yiyemem.
Je ne peux pas manger ça, moi.
Midem bulandı!
C'est à gerber! Je ne joue pas la comédie.
Midem kazınıyor da.
Je suis affamé.