Müsadenizle tradutor Francês
255 parallel translation
Bazı iyilikler... belli kıymetli askeri kontaklar için. Müsadenizle?
Pour certaines faveurs et des contrats militaires très profitables!
Müsadenizle. Ah azizim, şimdi duvarımda kurşun delikleri var.
Permettez-moi.
Müsadenizle, Peder.
Excusez-moi, mon père.
Ben de düşündüm de, sahip olduğum bilgiyi... Müsadenizle elbette Bu olaydaki gizeme biraz olsun ışık tutmak için kullanabilirim.
Je pense qu'avec mes connaissances, et votre permission, bien sûr, je pourrais élucider ce mystère.
Müsadenizle, ailesine bir mektup yazmak istiyorum.
Oui, mon capitaine. Avec votre permission, je voudrais écrire à sa famille.
Müsadenizle.
Veuillez m'excuser.
Müsadenizle efendim. Biraz konuşabilir miyiz? Dikkate değer bir yolculuk yapmış olmalısınız.
Puis-je avoir quelques détails sur votre voyage?
Müsadenizle.
- Mais vous allez le faire.
- Müsadenizle.
- Excusez-nous.
Müsadenizle, Memur Bey.
Excusez-moi.
Müsadenizle.
Excusez-moi.
- Müsadenizle.
- Excusez-moi.
Müsadenizle, efendim.
Veuillez m'excuser, monsieur.
- Müsadenizle.
- Vous permettez?
Müsadenizle.
S'il vous plaît.
Siz bilim adamlarının bir hayli konuşacak şeyi olduğunu biliyorum benim kafam hiç almıyor, o yüzden müsadenizle.
Je sais que vous scientifiques avez beaucoup à vous dire, tout cela me dépasse. Alors, si vous voulez bien m'excuser.
Bence o dünyadaki en iyi pilotlardan biri. Müsadenizle.
Il est, probablement, l'un des meilleurs pilotes au monde.
- Müsadenizle, yüzbaşım.
- Excusez-moi, Capitaine.
Hanımefendi, müsadenizle takdim edeyim...'Plaza Mayor'.
Madame, permettez-moi de vous présenter la grand place. - Très joli.
Müsadenizle.
Vous voudrez bien nous excuser.
Müsadenizle o zaman, İlgilenmem gereken meseleler var
Je vous remercie de m'avoir sauvé la vie.
Müsadenizle önce malları yüklemeliyiz.
Excusez-nous, les marchandises d'abord.
Müsadenizle oraya geliyorum.
Ou si je suis un bon coup. - La ferme, Charlie!
Müsadenizle Bay Dixon'ı çalışma arkadaşları ile tanıştıracağım. Sorun değil Bay Platt. Bu arada geri kalanlarımız...
Dixon les 4 agents qui vont former son équipe bonne idée, pendant ce temps nous pourront accompagner les Docteurs pour voir... une démonstration de leur anti-tomate.
Müsadenizle, gidip beynime yükleme yaptırmam lazım.
Excusez-moi, je vais recharger la batterie de mon cerveau.
Müsadenizle bir örnek vereyim.
Prenons un exemple.
Müsadenizle.
Excusez moi.
Müsadenizle, şu çok acil mevzuya dönersek, bu sabah gazetede korkunç bir haber okudum.
Puis-je revenir à ce problème urgent? J'ai lu une nouvelle alarmante dans les gazettes.
Efendim, müsadenizle, Lord Baldrick'i aşağıya götürüp lordluk görevleri hakkında biraz talimat verebilir miyim?
Puis-je descendre avec Lord Baldrick, pour l'instruire des devoirs de sa charge?
Müsadenizle efendim.
Excusez-moi, Altesse.
Diğer taraftan, bileylenen bağırsak parçalayıcı palaların sesini de duyuyorum, elimizdeki yegane plan da bu, öyleyse müsadenizle beyler.
Cependant... j'entends le crissement du couteau à étriper qu'on aiguise... et c'est le seul plan qu'on a. Veuillez donc m'excuser.
Ben uşağı defedeyim mi, müsadenizle?
Permettez que j'expulse mon laquais.
Müsadenizle?
Vous permettez?
Müsadenizle Hattımızda, birisi var.
Excusez-moi. Quelqu'un m'appelle.
Şimdi, müsadenizle, her birinizin gelip, bu pencereden sarkıp, sağa bakmasını istiyorum.
Maintenant, j'aimerais que chacun de vous se penche et regarde à sa droite.
Şimdi müsadenizle.
Maintenant, si vous voulez bien m'excuser.
Uzun bir uçuş yolculuğuydu. Müsadenizle dinlensin.
C'était un long vol, laissez le tranquille.
Müsadenizle, hanımlar.
Excusez-moi mesdemoiselles.
Şey, müsadenizle! ..
À présent, si tu veux bien m'excuser...
Bu benim için galiba. Müsadenizle.
C'est à moi, excusez-moi.
Müsadenizle, Sayın Dük, bu çok çekici bir süs.
Et si je puis me permettre, Votre Grace, c'est un bandeau très seyant.
Müsadenizle tanığın devam etmesine izin verecek misiniz?
Continuez, je vous prie.
Müsadenizle hemen geri geleceğim?
- Quel âge as-tu?
Müsadenizle itiraz edeceğim, efendim.
Birkett, Norton, venez ici.
Müsadenizle.
Comme vous voudrez. Tu m'excuseras.
Müsadenizle...
Pardon.
Müsadenizle.
Jetons-y un œil!
Müsadenizle efendim.
Excusez-moi, sir...
Müsadenizle efendim.
Permettez-moi...
Müsadenizle size şunu sormak isterim :
Laissez moi vous poser une question.
Avukatıma danışmak istiyorum, Müsadenizle.
Je veux parler à mon avocat.