Nakit tradutor Francês
5,344 parallel translation
Nakit çok büyük bir kama ile - Bana anlatmak Dün gece Akdeniz casino yürüdü.
Vous êtes allé au Mediterranean hier soir avec une grosse liasse d'argent liquide, parlez moi de ça.
Nakit 30.000 $.
30 000 $ en liquide.
Alıcı tüm nakit ödedi.
L'acheteur a tout payé en liquide.
- Nakit, hayır kameralar Tahmin edeyim.
Laisse-moi deviner - - du liquide, pas de caméras.
Starling National'deki kasama nakit olarak koysun ve bunu bu akşam yapmasını söyleyin.
Mets le en espèce dans mon coffre à Starling National, et demande-lui de le faire ce soir.
Hayır, 1600 doları nakit istiyorlar.
Non. C'est 1600 $ en espèces.
Nakit, vakitle kafiyeli.
"Dollars" rime avec "7ème art" - -
Aylardır nakit ödüyorsunuz...
Vous payez en liquide tous les mois...
10.Bin dolar nakit, aylık.
Dix milles dollars par mois. En liquide. Chaque mois.
Hayır. O halde bugün 50,000 dolar nakit paraya ihtiyacım olacak.
Alors j'ai besoin de 50 000 $ en liquide.
Kardeşini öldürdüğünü gördüm, ve 50.000 dolar nakit paraya ihtiyacım olacak.
Je t'ai vu tuer ton frère, et je veux 50, 000 $ en liquide.
50.000 dolar nakit paraya ihtiyacım olacak.
Je vais avoir besoin de $ 50,000 cash.
Hadi vakit nakittir, nakit güçtür, güç pizzadır, pizza bilgidir.
Allez! Le temps c'est de l'argent, l'argent c'est du pouvoir, le pouvoir c'est de la pizza, la pizza c'est la connaissance.
Hayır, elimde o kadar nakit bulundurmam.
Non, je n'ai pas cette somme d'argent sous la main.
Nakit veya başka türlü. Seçim sizin.
Ce que vous voudrez.
Saygıdeğer hakim kocamı hapse gönderdi. Bana 10 milyon nakit ödemesini istedi. Bir daire vermesini ve 4 lakh aylık nafaka vermesini istedi.
Le juge a envoyé mon mari en prison et il doit me dédommager de Rs 100 millions en plus d'un appartement et Rs 400.000 de pension.
- Çeyizin dışında Pooja'nın kayınlarına çeyiz olarak 1 milyon nakit para verdim.
En plus des cadeaux j'ai donné 10 millions aux beaux-parents de Pooja. Son mari est bureaucrate.
Çeyiz için biraz nakit ve mücevherlerim var.
J'ai des bijoux et de l'argent, pour la dowry...
O zaman da onlardan 80 lakh nakit isteyeceğiz ve ödemeleri gerekecek.
Et on demandera 8 millions, cash! Ils n'auront pas le choix.
Tüm bunlar için nakit paraya ihtiyacımız olacak, bu yüzden çeyiz hesabını bozdur.
On a besoin d'argent, donc utilise le fond "dowry".
Nakit para istersek hemen verebilirler. Ne dersin?
Quoi qu'on demande, ils pourront le payer cash.
Nakit parayı verir vermez transfer yapılacak.
Donne l'argent et on fait le virement.
İyi düşün çünkü para hesabına yattı mı temiz para senindir ve nakit parada bizim.
Réfléchis bien... Une fois l'argent dans ton compte tes 8 millions sont à nous.
- Nakit sıkıntısı yüzünden miydi? - Pardon sizin göreviniz neydi?
A cause d'un problème de trésorerie?
Sigorta edilen yerin kaybı, tüm nakit sıkıntınızı çözebilirdi. Aynen.
Et, une déclaration de sinistre résoudrait tous vos problèmes d'argent.
Şu sıralar nakit sıkıntım var.
J'ai un problème de trésorerie en ce moment.
- Nakit para gibi şeyler.
- Des trucs de trésorerie.
Daha fazla silah isterseniz bunlar için nakit ödemeniz gerekiyor. Şu andan itibaren.
Donc si vous voulez plus d'armes, vous devrez les payer en liquide.
Pekâlâ, yeni kural : Sadece nakit bahşiş. Mart ayında Chicago'da olacak hokey maçları için biletler falan değil.
Ok, nouvelle regle : seulement des espèces, pas de choses comme des tickets pour un match de hockey en mars a Chicago.
Sana sabit nakit gelir teklif ediyorum.
Je peux vous offrir une rentrée d'argent régulière.
Orayı Kont'un almasını istemediğini biliyorum ama orası için adama nakit teklif etme. Nakit paran yok çünkü.
Vous ne voulez pas que le Comte l'ait, mais vous n'avez pas assez d'argent.
Bu adamla rekabet edebilmek için nakit paraya ihtiyacın olacak ve nakit elde etmenin yolu da bu.
Il vous faut de l'argent pour affronter cet homme.
Umutsuz bir kadının nakit para için veresiye satmasının ne yardımı dokunuyor?
Pour une femme qui a besoin de liquide, en quoi ça l'aide, de vendre à crédit?
- Nakit ve varlik durumumuza bakiyordum.
Je voulais savoir combien on avait.
Ama sistem paketlerinizdeki nakit suyunu çekiyor, değil mi?
Vos ventes se sont effondrées. C'est exact?
Nathan Cardiff'in ajandasında ilk isim ben değilim biliyorum bu da demek oluyor ki nakit akışınız biraz durmuş.
Je ne suis pas la 1 re sur la liste de Nathan, donc votre flux de trésorerie est bouché.
Bir kaç kredi kartı olabilir ama Madison'ın bu kadar yüklü bir nakit hesabı olamaz.
Elle avait des cartes de crédit, mais impossible que Madison ait eu un compte aussi fourni.
$ 160 nakit, bir tane televizyon, çıplak bir kadının, aslana bindiği büyük bir tablo bir set Joseph Gordon-levitt matruşka bebekleri...
160 $ en liquide, une télé, une grande peinture d'une femme nue sur un lion, un set de matriochkas Joseph Gordon-Levitt...
Sadece adinin bas harfleri var "K.M." nakit odemissin
J'ai que tes initiales K.M. T'as payé en liquide.
Benden nakit para getirmemi istemiştin.
Tu m'as demandé de t'apporter un peu d'argent.
Tamamen nakit işi bu, sorgusuz sualsiz.
- C'est toute l'affaire de l'argent, aucune question n'a demandé.
- Param ne olacak? Yanımda hiç nakit yok.
Je n'ai pas de liquide sur moi.
Sadece nakit alırdım, seni uyarıyorum.
J'aurais pris seulement l'argent. Je te le dis...
Peki o zaman bir Latino şirketi için nakit anlaşması yapabilirim.
Tu sais quoi? C'est bon pour moi un arrangement financier pour une entreprise latino.
Ben kızgınım çünkü yanında hiç nakit para taşımıyormuş.
Je suis furieux qu'elle... n'ait pas de liquide.
Ama nakit bu.
C'est... c'est de la monnaie.
Takma isimler ve nakit para kullanacak, Lorelai radara girmesin diye her şeyi yapacak.
Il va utiliser des pseudos, du cash. Tout pour la garder hors du radar.
Burada nakit tuttuklarını sanmıyorum.
Je doute qu'ils gardent du liquide ici.
Aynı zamanda işlem nakit yapılmıştı.
Également, c'était une transaction en liquide.
Nakit.
Du cash.
- Nakit dolarlar!
De l'argent liquide!