Ne sanıyordun tradutor Francês
523 parallel translation
Ne sanıyordun?
Mais qu'est-ce que tu croyais?
Ne sanıyordun ki?
Qu'est-ce que tu croyais?
- Sen ne sanıyordun? - Bütün gücümü kullanmadım.
- Bien sûr, j'ai retenu mon coup.
Ne sanıyordun?
Qu'est-ce que tu croyais?
Ne sanıyordun?
Et qu'est-ce que tu penses,
Ne sanıyordun? Bir göz boyama mı?
Tu espérais que je te drague?
Babandan daha güzel kokmasının sebebi ne sanıyordun.
Pourquoi il sent bien meilleur que ton père.
Ne sanıyordun?
À votre avis?
- Ne sanıyordun? Misafir mi?
- Vous pensiez être invités?
Ne sanıyordun?
- Où étais-tu?
Hapisteydim, ne sanıyordun!
En prison, nom de Dieu!
Ne sanıyordun? Sana hafta sonu benimle olursa borcunu sileceğini mi söyledi?
Et il a vraiment dit : "Si elle passe le week-end avec moi... vous ne me devrez rien?"
Parası bittiğinde senden ayrılmasa ne olacağını sanıyordun?
Quand elle n'a plus eu d'argent, il a bien fallu qu'elle vous quitte.
- Ne yapacağımı sanıyordun ki?
C'est mon intention.
- Ne oluyordu sanıyordun ki?
- Tu croyais quoi?
- Yayacağım, sanırım. "Yayacağım, sanırım." mı? 10 yıldır emniyette üç kişilik dedektiflik yapıyordun, ne yapacağını hala bilmiyor musun?
- Les faire circuler... 10 ans de boutique et toujours incapable de prendre la moindre initiative?
Odamda ne bulacağını sanıyordun?
Que faisais-tu dans ma chambre?
Nerede olduğunu bilmediğimi sanıyordun.
Vous pensiez que je ne savais pas où elle était.
O ataklarda ne yaptığımı sanıyordun, adamı okşadığımı mı?
Qu'est-ce que je pouvais faire, avec leurs combines, l'embrasser?
Geçen sefer de ne yaptığını bildiğini sanıyordun!
Tu étais déjà aussi sûr de toi, la dernière fois!
Kendi başına ne yaptığını sanıyordun?
Tu ne devrais pas sortir seule, dans le froid.
Evet ama Raphael de Santis tarafından... 1000 lira'ya ne alacağını sanıyordun gerçek bir Raphael mi?
Oui, mais RaphaëI de Santis. Pour mille lires, vous ne voudriez pas un vrai RaphaëI.
Oyunu izliyorum sanıyordun, değil mi?
Je ne suis pas allée à Hooton.
İçinde ne olduğunu sanıyordun? - Bunu duymak istemiyorum.
- Je ne veux pas entendre ça
Ne yapacağımı sanıyordun ki? İçine girip yıkanacağımı mı?
Vous pensiez que c'était pour prendre un bain?
Ne sanıyordun?
Bien sûr.
Bilmediğimi mi sanıyordun?
Tu crois que je ne le savais pas?
Ne olacağını sanıyordun?
À quoi jouez-vous?
- Sen ne yaptığımı sanıyordun?
- J'essaie!
Ne halt ettiğini sanıyordun?
Que diable aviez-vous en tête?
Bunları anlamayacağım mı sanıyordun?
Je ne sais toujours rien?
Kadınlar konusunda başarılı olmadığını sanıyordun.
Tu croyais que ça ne pouvait pas t'arriver.
O iki tankerdeki yakıtın ne kadar süre yeteceğini sanıyordun.?
Combien de temps le carburant de ces tankers aurait-il duré? Il nous faut du carburant pour soutenir la flotte indéfiniment.
- Bu da neydi? Ne? Dolu olduğunu mu sanıyordun?
Qu'est-ce que t'as?
Dur bir dakika. Karavanıma kendin geldin. Ne yapacağımı sanıyordun?
Tu es venue dans mon camping-car, qu'est-ce que tu croyais?
- Gerçekten haberim olmadığını mı sanıyordun? - Efendim?
Tu crois que je ne savais rien?
Ne bulacağını sanıyordun?
Hein? Qu'essayais-tu de faire?
Sen vur-kaç ne zaman oldu sanıyordun?
Quand pensez-vous que le délit de fuite s'est produit?
- Peki ne yapacağımı sanıyordun?
Qu'est-ce que tu pensais?
- Ne yaptığını sanıyordun?
- Que pensiez-vous faire, nom de Dieu?
- Gelmeyeceğimi mi sanıyordun?
- Vous pensiez que je ne viendrais pas?
Onları titreşimli yatakta bıraktın, ne olacağını sanıyordun?
Sur un lit qui vibre, c'est inévitable, non?
Beni aldattığını bilmediğimi mi, sanıyordun?
Tu crois que je ne savais pas qu'il me trompait?
Sen bizim için ne anlam ifade ettiğini sanıyordun canım?
Que croyais-tu être pour nous?
Merhaba P.T. Barnum, benim erkek tavlayamayacağımı mı sanıyordun?
Hé, Monsieur Barnum. Tu ne pensais pas que je pouvais rencontrer un type?
Kamyonetinde seninle o şeyi, hatta seninle evlenme işini senden hoşlanmasam yapacağımı mı sanıyordun?
Penses-tu que je l'aurais fait avec toi dans ton pick-up, sans parler de t'épouser, si je ne t'aimais pas?
Bunun karşısında ne hissedeceğimi sanıyordun?
Quel effet tu crois que ça me fait?
Ne de olsa, sen de Andrew'in öldüğünü sanıyordun.
Après tout, tu croyais réellement qu'Andrew était mort.
Polislere giderek ne yaptığını sanıyordun?
Qu'est-ce qui t'a pris d'aller chez les flics? De te cacher?
Ne yaptığını sanıyordun?
Mais à quoi... vous avez pensé?
Ne yaptığını sanıyordun?
Mais qu'est-ce qui vous a pris de réagir comme ça?