Ne saçmalık tradutor Francês
1,184 parallel translation
Bu ne saçmalık.
C'est une blague ou quoi!
Ne saçmalık.
Nous voilà bien.
Ne saçmalık.
Putain, quel con.
Yani bu ne saçmalık böyle?
Venons-en au point.
Bu ne saçmalık!
Qu'est-ce que ça veut donc dire?
Büyük Hakim hayatınızı yazmak için geldiğinde, söz konusu kazanıp kazanmadığınız değildir ama oyunu nasıl oynadığınız. Ne saçmalık!
Quand le Seigneur fait les comptes, il ne note pas... si l'on a gagné ou perdu... mais comment on a joué.
- Bu ne saçmalık!
- C'est ridicule.
- Ne saçmalık ama.
Quelle connerie.
Ne saçmalık.
elle est bien bonne celle là...
Ne saçmalık!
Quelle aberration!
Aslında bana göre hepsi saçmalık ama bypassa az kalmışsa artık soru sormuyorsun.
Pour moi tout ça, c'est de la merde! Mais avec une artère bouchée, hein, on ne sait jamais!
Tanrı aşkına Chavez. Sadece bu eksikti, kızılderili deri yüzücü saçmalıkları.
Bon Dieu, Chavez, il ne manquait plus que tes sornettes de cul rouge de Navajo!
Saçmalık. Ben solak değilim.
Je ne suis pas gaucher!
- Elbette ki, Davis'in. - Bu saçmalık, Poirot.
Ça ne tient pas debout!
Çok üzgünüm, ama tüm bunlar saçmalık.
Je ne peux pas vous laisser dire de telles sottises.
Saçmalık! Ne yani? Aletini mi göndereceksin laboratuara?
Tu vas envoyer ta biroute au labo?
Ne bu saçmalık?
Va-t'en!
Bu saçmalık.
Ne sois pas ridicule.
- Saçmalık olan ne, Bay Quaid?
Qu'est-ce qui est une "connerie"?
Saçmalık mı?
Ne croyez-vous pas?
Ne bu saçmalık?
Qu'est-ce que ça veut dire?
Bu birbirimize açık olduğumuz fikirlerimizi paylaştığımız bir konuşma ve hepsi saçmalık ve yalandan ibaret, üstelik bedava!
Cette discussion est typiquement ouverte et salutaire, sauf que c'est de la foutaise et que ça ne vous coûte rien d'en parler!
- Ne bu saçmalık, Ray?
- C'est quoi cette merde Ray?
Saçmalık! Bizi öldürmezler.
Ils ne nous tueront pas.
Ama burada kaçan yok, Robby ringe çıkmadı. Bu ne biçim saçmalık böyle?
Mais là, il n'y a pas forfait puisque Robby n'est pas monté sur le ring.
Bu saçmalığa inanmayı red ediyor ne yazık ki.
Dommage qu'il ne croit pas à ces conneries.
Saçmalık dinlemek istemiyorum ve hepsini bir arada bitirmek istiyorum.
Ne fais pas d'histoires.
Böyle saçmalık için havamda değilim.
Je ne suis pas d'humeur pour ces conneries.
Bu sabah ağırlık çalışırken incittim. Ne saçmalıyorsunuz siz?
Je me suis filé ça en faisant des haltères.
Bak, bu saçmalık!
Ecoute, je ne... Merde
Ne oldu? Saçmalık.
Sornettes!
Senin saçmalıklarından artık sıkıldım, anladın mı?
Je ne veux plus avoir à supporter votre merdier, compris?
Bu saçmalık da ne?
- C'est quoi, cette merde?
Saçmalık! Korumadılar!
Ils ne l'ont pas protégé!
- Saçmalık. - Ne demek istiyorsun?
- C'est des conneries.
Gerekirse ta Güney Amerika'ya kadar onu takip etmeye yetkim var... ama bu saçmalık bitsin artık.
Faites-la-lui. Le reste ne vous concerne pas. Connaissez-vous les Ecritures, monsieur?
Bu saçmalık da ne?
Mais c'est dingue!
Bu tam olarak bir çeşit saçmalık bu yüzden insanlar sizden nefret ediyor... ibne kıçlılar.
C'est à cause de ces conneries que les gens ne peuvent pas blairer... vos gueules de tapettes.
Ne saçmalıyorsun? Yolun ortasında bırakıyor kızı.
Il l'a larguée dans ce coin paumé!
Bu, ımm, bir sürü saçmalık.
Je ne sais pas...
- Saçmalık. Kovulacaksın. Git de dışarıda iş bulmaya çalış bakalım.
Tu seras dans la rue et tu ne pourras pas te replacer.
Şu Orta Doğulu teröristlerle ilgili saçmalık da ne?
C'est quoi, ces sottises au su jet de terroristes du Moyen-Orient?
Bu ne saçmalık yahu!
Ils les ont achetés.
Saçmalık! Onlardan geriye ne kaldıysa.
- Ou du moins ce qu'il en reste.
- Onu çağırmak istemiyorsan iyi. Bana yasal saçmalıklarla ukalalık yapma.
Dis que tu ne veux pas le citer, épargne-moi ton baratin.
- Evet, öyle. - Hayır, saçmalık değil.
Ce ne sont pas des conneries.
Bakın, yalan söylediğinizi sahte bir iddiada bulunduğunuzu kastetmiyorum. Ama ne yazık ki tüm bunlar bana saçmalık gibi geliyor.
Je n'ai pas suggéré que vous mentiez, ni que vous êtes sur le point de rédiger une réclamation frauduleuse... mais pardonner moi, ça ressemble... un peu à de la connerie pour moi.
Bunun tamamen saçmalık olduğunu biliyordum. Kimsenin izlediği falan yok.
C'était bidon, personne ne surveillait.
Bu vampir saçmalığını duymaktan bıktım artık..
Je ne crois guère à cette histoire de vampires.
Bu saçmalık. Seninle ilgili her şey saçma.
Vous ne dites que des conneries.
Bu ne saçmalık, Madam!
C'est insensé, Madame!
saçmalık 1235
saçmalık bu 191
saçmalık mı 20
ne sandın 70
ne saçma 46
ne saçmalıyorsun 50
ne şans 59
ne şans ama 31
ne sanıyorsun 83
ne satıyorsun 16
saçmalık bu 191
saçmalık mı 20
ne sandın 70
ne saçma 46
ne saçmalıyorsun 50
ne şans 59
ne şans ama 31
ne sanıyorsun 83
ne satıyorsun 16