Neyin peşinde tradutor Francês
1,136 parallel translation
Tam olarak neyin peşinde olduğunu ya da sana neler olduğunu bilmiyorum... ama sanırım sana işinde ve her şeyde daha yardımcı olabilirdim.
Je sais pas vraiment ce que tu voulais... ce qui se passait chez toi. Je suppose que j'aurais pu t'aider davantage dans ton travail et tout.
Wells'in neyin peşinde olduğunu nasıl öğreneceğiz?
Comment peut-on savoir ce que Wells mijote?
Neyin peşinde olduklarını merak ediyorum?
Je me demande ce qu'ils vont penser.
"Fil kadar inekler." O adamın neyin peşinde olduğunu biliyorum.
"Des vaches comme des éléphants"! Je sais ce qu'il a en tête.
Onu vurmaya gitmiyorum. Sadece bir ziyaret edip neyin peşinde olduğunu bulacağım.
Je ne vais pas le pourchasser.
Neyin peşinde olduğunu anladım, Sammy.
Je viens juste de comprendre ce que tu faisais Sammy.
Şöyle ki. Fox konuşabildiğinde hepimizin başını yakabilir. Eğer polis Hegan'ın alması gereken o kağıtlardan neyin peşinde olduğumuzu anlarsa tabii.
Quand Fox pourra parler, il risque de nous dénoncer... si la police ne saisit pas avant nos manigances d'après ces documents... que Hagen était censé récupérer.
Bilim insanımız bugün neyin peşinde?
Et que fait la scientifique aujourd'hui?
Bu adam neyin peşinde?
Quelle idée il a?
Neyin peşinde olduklarını buldum.
J'ai découvert ce qui se trame.
Acaba şimdi neyin peşinde?
Et il vient maintenant?
Bu yolla, onların neyin peşinde olduklarını keşfedebilirsin.
Comme ça, nous saurons ce qu'ils préparent.
Neyin peşinde olduklarını düşünüyorsun?
Que cherchaient-ils?
Neyin peşinde olduğunu düşünmeye korkuyorum.
Je n'ose pas penser à ce qu'il est en train de faire.
Neyin peşinde olduğunu biliyorum, bayım!
Je te vois venir, petit malin.
Neyin peşinde olduğunu biliyoruz, seni canavar!
Tu connais bien ton jeu, espèce de monstre!
Gail. Neyin peşinde olduğunun sen de farkındaydın.
Il savait ce qu'il faisait.
Teneke tanrınızın neyin peşinde olduğunu biliyor musunuz?
Vous savez ce que prépare votre dieu de pacotille?
Neyin peşinde.
Que cherche-t-il?
Spunky'ye neyin peşinde olduğunu söyledim.
Je l'ai prévenu du coup.
Neyin peşinde bu?
Que mijote-t-elle?
Neyin peşinde olduğunu biliyorum Vali Terwigager ve ailemdeki kimse hakkını aramayacak.
Je sais ce que vous mijotez, M. Terwilivreur. Aucun membre de ma famille ne permettra cette chose-là.
Neyin peşinde olduğunuzu söyle.
Dites-nous ce que vous trafiquiez.
Neyin peşinde olduğunu Tanrı bilir?
Qu'est-ce qu'il doit faire?
Bir kadın bir erkekle buluşmayı kabul ederse, hele bu devirde... erkeğin neyin peşinde olduğunu bilir ve bunu kabul eder.
Quand une femme accepte un rendez-vous, elle sait à quoi s'en tenir.
Neyin peşinde olduğunu biliyoruz! Bizim Valnadium'umuzu çalmaya geldin, değil mi?
Tu es venu voler notre minerai de Valnadium, n'est ce pas?
İdarî Merkez neyin peşinde?
C'est quoi, ce cirque?
- Neyin peşinde olduklarının farkındaydı.
- Il a tout de suite vu ce qu'ils valaient.
Tam olarak neyin peşinde olduklarını öğrenene kadar kamuya hiçbir açıklama yapmayacağım.
Je ne révélerai rien tant qu'on ne saura pas à quoi on a affaire.
Marslıların neyin peşinde olduklarını öğreneceğim.
Je saurai faire parler ces Martiens.
Bu beş fotoğrafın neyin peşinde olduğunu çözdüm. Pasifik Okyanusu'nun dibinden bir UFO çıkaran bir gemi var,... bu UFO halen U.S. askeri personelince korunan bir depoda bulunuyor.
Un navire qui a retiré un OVNI du Pacifique, maintenant dans un entrepôt gardé par le personnel militaire américain.
Morpheus neyin peşinde olduğumuzu biliyor.
Morphée sait ce qu'on manigance.
Brane'in neyin peşinde olduğunu öğrenmemiz lazım.
Il faut découvrir ce que manigançait Brane.
Neyin peşinde bu adam?
Que manigance-t-il?
Neyin peşinde sence?
Que croyez-vous qu'il prépare?
Londo neyin peşinde?
Que fait Londo?
Yine neyin peşinde bu?
Qu'est-ce qu'il fait maintenant?
Ama korkarım neyin peşinde olduğunu biliyorum.
Mais je sais ce qu'il mijote.
AsıI soru : Bu Klingonlar neyin peşinde?
La question est de savoir ce que les Klingons fabriquent.
Ve bu şey şimdi Krycek'in üzerinde. Neyin peşinde?
Maintenant qu'elle est en Krycek, que veut-elle?
Mulder neyin peşinde?
- Alors, Mulder tient le coup?
Neyin peşinde olduğunuzu biliyorum.
Écoutez-moi. Je sais ce qui vous motive. Je connais ça.
Hey Maria, şu senin kaypak kayınbiraderin bu aralar neyin peşinde?
Oh, María Qu'est ce qu'il glande ton beauf en ce moment? Racontes.
Neyin peşinde olduğunu öğrenmek istiyorum
Je veux savoir ce que tu fabriques.
Bay Reede, neyin peşinde olduğunuzu bilmiyorum, ama konuya gelin, ve çabuk olun,
Maître, j'ignore où vous voulez en venir mais faites vite.
Neyin peşinde olduğunu bilmiyorum ama her neyse, bitmediği takdirde,... seni hemen şimdi Beardsley'den alırım, bunun için bir bavul hazırlamam yeter.
Je ne sais pas ce que tu manigances, mais quoi que ce soit... Je t'emmènerai de force de cette école aussi vite que possible... - à moins que ça s'arrête.
Neyin peşinde olduklarını biliyorsun, değil mi?
Vous savez ce qu'ils font, n'est-ce pas?
- Cordelia neyin peşinde?
- Que fait Cordelia?
- Neyin peşinde sence?
- C'est une combine?
O neyin peşinde,
Connaissez-vous ses projets?
Çar da Bismarck gibi uluslararası para değiştiricilerin neyin peşinde olduklarını biliyordu, ve Rusya'da bir merkez bankası kurmalarına ısrarla karşı çıkmıştı.
Plus tard en 1863, Lincoln eu de l'aide inattendue du tsar Alexandre II de Russie.
neyin peşindesin 89
neyin peşindesiniz 20
peşinden 16
peşindeyim 30
peşinden git 37
peşinden gidin 48
neyin var 1293
neyin var senin 722
neyin 172
neyiniz var sizin 95
neyin peşindesiniz 20
peşinden 16
peşindeyim 30
peşinden git 37
peşinden gidin 48
neyin var 1293
neyin var senin 722
neyin 172
neyiniz var sizin 95