O olmazsa tradutor Francês
416 parallel translation
O olmazsa kiralık silahşorlar çarpışmaz.
Sans lui, les tueurs ne se battront pas.
- Eğer o olmazsa, kurtulamayız.
- Sinon, nous mourrons.
O olmazsa sürüyü pazarda satabiliriz.
Si elle part d'ici, on pourra au moins vendre nos bêtes.
O olmazsa, nefes almaya, yaşamaya başlayacaksınız.
Sans lui vous respirez, vous vous sentez vous-même.
- O olmazsa, ölebiliriz.
Sans lui, nous risquons de nous faire tuer.
- O olmazsa, başka biri.
- Si ce n'est pas lui, ce sera un autre.
O olmazsa, bizi restoranı satmaya zorlarlar.
Sans lui, on sera obligés de vendre.
Pekala, bişeyler olduğunda, kafamdan bişeyler geçerse, Onunla birlikte gideceğim, ama o olmazsa, benim için ifadesi olmaz, çünkü o yok ve ben burda yaşıyorum.
Bon, l'idée m'a traversé l'esprit si quelque chose se passe, j'irai, Mais s'il n'y a rien, pas de problème, parce que c'est pas pour ça que je suis là.
O olmazsa, evlilik olmaz.
Sans elle, pas de mariage.
O olmazsa, diplomasi de olmaz.
Sans mariage, pas de diplomatie.
O olmazsa, annem daha da kötüleşecek ya da...
Sans cette carpe, ma mère va aller encore plus mal.
Eğer o olmazsa, Kral V. George.
Et sinon, le Lycée du Roi Empereur George V.
Çünkü o olmazsa, bizim çalışmamız gerekecek.
Sans lui, il faudra qu'on travaille.
Ama o da olmazsa bıçak iş görür.
Et autrement, sors un couteau.
O kadar tantana çıkardık, Hiç olmazsa bir darağacı gösterisini hak ettik!
On n'a pas fait tout ça pour être privé de pendaison.
Eli açık dostlarım, artık bu körle köpeğinin neden... neden kayıp aşkını aradığını biliyorsunuz, az da olsa umudu var. Yine de o umut olmazsa hiç bir şey olmazdı.
Voilà, mes bienfaitrices, pourquoi nous parcourons le monde à la recherche d'un amour perdu, non sans espoir, car sans espoir il n'y aurait rien.
Eğer sizin için sorun olmazsa, sizinle birlikte o gecenin üzerinden bir daha geçmek istiyorum.
Si vous permettez, nous allons revoir les événements de la soirée.
O zaman sorun olmazsa ben biraz susadım.
- Si ça ne te gêne pas, J'ai soif.
O yeni yerine yerleştiğinde, hiç olmazsa Erin o kadar yakınında olmayacak.
Quand on l'aura retrouvé, Erin partira.
Hiç olmazsa Charlie ve o mutlular.
Elle et Charlie au moins sont heureux.
Sürpriz olmazsa o tepeye ulaşmak imkânsız.
Sans l'effet de surprise, impossible d'atteindre la falaise.
Ama o Komançinin inandığı şeye göre... gözleri olmazsa, Ruhlar Alemine giremez.
Mais les Comanches croient qu'ils ne vont pas au paradis s'ils n'ont pas d'yeux.
Öyle olması gerek. Eğer şirket başkanının ofisi sponsorları etkileyecek kadar büyük olmazsa,... o zaman aşağıdaki Araştırma'da kızların araştıracakları bir şey de kalmaz.
C'est parce que mon bureau épate les commanditaires que toute la maison a du travail.
Hiç olmazsa o beladan kurtuldu sonunda!
Il s'est libéré de son malheur!
Hiç olmazsa o iyi biri, üstelik beni seviyor.
II est beau et bon. Et il m'aime.
O da olmazsa Georgia senatörü Talmadge de olur. O da yoksa BBC'den Huntley ve Brinkley'yi dene.
Et si malgré tout ça ne marche pas... appelez-moi le Sénateur Talmadge de Géorgie... s'il n'est pas là, trouvez Huntley et Brinkley à NBC.
Hiç olmazsa o daha dürüst davrandı.
Il a été plus direct, c'est tout.
Ama inançlı olmazsan tanrıya inancın olmazsa,... o zaman kendi inancını koyarsın,... ve buna inanırsın.
Mais si on espère plus dans les hommes et qu'on espère pas en Dieu? On espère encore en soi-même, on se reconnaît dans ceux que l'on quitte...
Benim için o kadar da olmazsa olmaz değil.
Moi, alors-là, je suis pas... pas tellement friand, hein...
Ve o parçam olmazsa, ölüden farkım kalmaz.
Je ne peux vivre sans.
Eğer anlaşma olmazsa, başarısız olurum, ve o üç adam bunu kutlar.
Si l'affaire échoue, je chute et ça fait trois heureux.
Ayrıca, o para olmazsa sizin de başınız büyük belada demektir.
Cet argent volé, c'est une catastrophe, n'est-ce pas?
Hiç olmazsa o zaman rahat zaman geçirdiğini bilirdim!
Je saurais, au moins, que tu te reposes un peu!
Gerçekten nefret ettiğim bir şey varsa, o da olmazsa olmaz bir kadındır.
Je hais le genre "femme indispensable".
Baylar, o altın pazartesi öğlene kadar elimizde olmazsa... pound'un değeri sıfır olur.
Si nous ne récupérons pas l'or lundi à midi, la livre s'effondrera.
O yol olmazsa 2'nci kolordu hariç, bütün ordum boşa çıkar.
Sans cette route, votre armée, sauf pour mon équipe... pourrait être au chômage.
O hiç olmazsa kendini loş sokaklarda saklıyordu
Elle se cachait dans la pénombre.
O kızlardan biri olmayabilirim ama hiç olmazsa beni ikna etmeye uğraşırdın.
Je ne suis pas une fille facile, mais tu aurais pu insister.
Kafan o kadar yukarılarda olmazsa üzerindeki baskı da azalır.
La pression est moins grande si on a n'a pas des goûts de luxe.
O elmaslar olmazsa, Wilby Xaba ve Siyah Birlik bir avuç umutsuz Kafir'e döner.
Sans ces diamants, Wilby Xaba et le Black Congress... ne sont que des Kaffirs sans défense.
O olmazsa...
- Sans lui, je devrais fermer boutique.
O yüzden hiç olmazsa iyi vakit geçirelim.
Autant s'éclater avant.
Şefine Bigwig'e söyle, o ve Hyzenthlay... ve diğerleri geldiğimizde dışarıda bizi bekliyor olmazsa, oradaki herkesin gırtlağını parçalayacağım.
Dis à ton chef Bigwig que si lui, Hyzenthlay et les autres ne sont pas dehors à nous attendre quand je viens les chercher, je vous égorgerai tous.
O destek olmazsa, ben sana yardım ederim. - Tamam.
S'il refuse de collaborer, alors, je t'aiderai.
Olmazsa, o zaman bir arı ya da nektar biriktiren herhangi bir yaratık aynı işlevi görebilir
Si vous avez besoin de moi, je suis à côté. Ça sert pour l'examen? La fleur est faite de telle façon que souvent...
Ve o bantta korkunç birşeyler olmazsa yayına vereceğiz.
Et si elle ne comporte rien d'atroce, cette cassette sera diffusée.
- Ya o mantıklı olmazsa?
- Et s'il n'est pas initié?
O da olmazsa, ondan bir hafta sonra New Orleans'ta.
Houston, Dallas.
O olmazsa dönemeyiz.
On ne peut pas repartir sans.
O ona Martin ismini vermeyi düşünüyor, tabi eğer senin için problem olmazsa.
Elle l'a appelé Martin... si ça te convient.
Çünkü o derinlikteki basınca dayanabilse bile, ki bence dayanamaz kumanda hattı olmazsa ne olur biliyor musun?
Parce que même s'il supporte la pression à cette profondeur, ce dont je doute, sans le filin, tu sais ce qui se passera?
olmazsa 30
o olmaz 68
o olmadan 38
o olmasaydı 39
o ölmedi 53
o olmalı 51
o ölmüş 52
o ölmeyecek 18
o ölmeli 16
o olmaz 68
o olmadan 38
o olmasaydı 39
o ölmedi 53
o olmalı 51
o ölmüş 52
o ölmeyecek 18
o ölmeli 16