Olacagïnï tradutor Francês
210 parallel translation
Sabah uyandïgïmda bugün güzel bir sey olacagïnï biliyordum.
Quand je me suis réveillée, ce matin... je sentais qu'un heureux événement se produirait.
Kurban masada olacagïnï, dogru mu?
Prédit aussi victime à la table, exact?
Cinayet gece yarïsï olacagïnï ve bïçak yaralarï sayïsïnï bildi.
Exact. Prédit aussi que meurtre aura lieu à minuit... et prédit nombre de coups de couteau.
Geri dönecek herkesin üvey baban gibi mi olacagïnï sanïyorsun?
Tu crois que ces ressuscités seront comme Gus?
Benim gibi olacagïnï mï sanïyordun?
Vous pensiez vraiment me ressembler?
Tersinin mi olacagïnï düsünürdünüz, ama oradaki "ban", neredeyse kendini terkediyor gibi.
Ça devrait être le contraire, mais c'est "mai" le reflet, comme si elle transposait son image.
IKartlarimizi açik oynarsak ikimiz için de daha iyi olacagini düsünüyorum.
Si on jouait cartes sur table?
Ona senin bana göre köle olmadigini, Truva Prensesi olacagini söyleyecegim.
Je dirai que tu n'es plus une esclave... mais la future princesse de Troie.
Truva'da mutlu olacagini da.
J'ai aussi dit que tu serais heureuse à Troie.
ÖLÜMÜN BU KADAR KOLAY OLACAĞINI HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM.
Je n'aurais jamais cru que mourir serait si facile.
Gelecekte ne olacagini bilmek isterdim. Sen istemez miydin?
J'ai envie de savoir, pas toi?
Bebege ne olacagini.?
- Où as-tu mis le bébé?
En az 4 saat kendine gelemez. Gelse bile henuz tam hazir olacagini soylemek zor.
Et bien, elle ne se réveillera pas avant au moins quatre heures, et elle sera plutôt groggie.
Meydana çikarsa, bunlarin olacagini kestiremedigimibirinin bilmesiniistedim. Anlyorum.
Il faut que vous sachiez quej'ignorais ce qu'il allaitse passer.
Insanin sirtindan silahla gafil avlayan biri olacagini düsündüm.
Au cas où tu voudrais me prendre en traître.
Belki de aday olacagini duymuºtur.
II sait peut-etre que tu veux devenir shérif.
Ama bu kadar basinçli olacagini düsünmemistim. Yine de çok iyiydi.
Je ne pensais pas que le jet serait aussi fort, mais c'était bien.
Bedelinin yüksek olacagini da anlamistim.
Je savais qu'il faudrait payer cher...
Stagg'in nerede olacagini söyledim sana, ne kadar süre olacagini degil.
Je t'ai dis où Stagg serait, pas combien de temps il y serait.
En sonunda, uzaylilar inis yaparlar ve ve anageminin alt kapagi yavasça açilir ve tüm bu dükkanlarin sahipleri saskinlik içinde dolanip söyle diyecekler, "burada daha fazla insan kalabaligi olacagini saniyordum."
Un jour, tous ces commerçants sortiront d'un ovni, comme dans Rencontres du 3e type, tout étourdis, disant : "Je pensais qu'il y aurait plus de passage par là."
Bu kadar cabuk sok olacagini bilmiyordum.
Tu es choqué si facilement.
- Bunun olacagini biliyordum!
- Je savais que ça allait arriver!
- Sen onun Touchdown olacagini soyledin lavuk. - Haydi haydi haydi!
T'avais dit une passe de touchdown, ducon.
- Onlara borek ve pasta olacagini soyle.
- Rajoute : "Buffet gratuit".
Windows 98'in daha hizli olacagini Internet'e daha hizli baglanacagini soylemistin!
Windows 98 devait être plus rapide, faciliter l'accès à Internet.
Biliyorum, burda olacagini soyledi.
Je sais bien. Il a dit qu'il serait là.
- Bunun iyi bir fikir olacagini dusunmuz olamaz.
- Pas très intelligent, à mon avis.
Super. Ailem olacagini hic dusunemiyorum.
C'est super. je ne pense pas que je pourrais avoir une famille.
Kaba olmak istemem, ama böyle olacagini düsünmüyorum.
Sans vouloir être malpoli, je ne crois pas.
Onun seksi olacagini düsünüyor musunuz?
- Vous pensez qu'elle va être chaude?
Açik bar olacagini hiç beklemiyordum.
Je ne m'attendais vraiment pas un open bar.
su 200.sayfalari öyle bir yap ki... okuyucu ileride ne olacagini tahmin etsin.
Fais de ces centaines de pages un truc qui ne laisse pas deviner aux lecteurs ce qui va se passer?
Generalin emirlerini dinlemedigizde, neler olacagini bilecek kadar uzun süre askersiniz.
Vous avez été dans l'armée assez longtemps pour savoir quelles sont les conséquences pour avoir désobéi aux ordres d'un Général...
Tüm yasamim boyunca bir oskar kazanmanin hayatimin en önemli seyi olacagini düsündüm.
Après des hauts et des bas... je savais que le plus important, c'était de gagner un Oscar.
Vajinada da bit olacagini mi zannetin?
Il y aurait donc des poux dans l'utérus?
Burada olacagini bilmiyordum.
J'ignorais que vous étiez là.
- Hiç bilmiyorum, neden sanatinin - gardolabindan daha güzel olacagini bekledim...
Je ne sais pas pourquoi j'ai pensé que votre art allait me montrer un peu plus de gout que votre garde-robe.
Daha kolay olacagini sanmistim.
Je croyais que ça serait plus facile.
Senin mutlu olacagini sanmistim.
Je pensais que vous en seriez ravi.
Sanki umursamiyormus gibi görünmek istiyor, çünkü aslinda kaybetmenin ne kadar kötü bir duygu olacagini biliyor.
Elle veut donner l'impression que c'est sans importance, car elle sait, au fond d'elle-même, combien ce sera dur de perdre.
Bunun olacagini dusunmeme ragmen yinede acitiyor.
Même si je le sentais venir, ça fait mal. Pas les gros yeux, ne me fais pas ça.
Bir arkadasa ihtiyacin olacagini dusundum.
Je me suis dit que tu ne serais pas contre un peu de compagnie.
simdi sen tekrar takilirsak bunun, öncekinden daha zararli olacagini mi söylüyorsun?
Alors tu dis que si on se remettait ensemble, ce serait encore pire qu'avant?
Dostunu bunun icin ikna etmenin bu kadar kolay olacagini dusunmemistim.
Je ne pensais pas que ce serait aussi facile de convaincre ton pote de la donner.
cunku zengindim, cunku benim hayalimdi. Jennifer da, boylesinin sik olacagini dusunuyordu.
Parce que j'étais riche, parce que c'était mon rêve... et Jennifer pensait que ça serait génial.
Ben mi? Bence sifira geldigimizde hicbir sey olacagini dusunmuyorum.
Moi, je pense qu'il ne se passera rien quand le décompte arrivera à zéro.
- Ne olacagini gormek ister misin?
Tu veux voir ce qu'il va se passer?
Müdür Pope, birkaç saat içinde neler olacagini bana söyleyebilir misiniz?
Directeur Pope, pouvez-vous me dire ce qui va se passer dans les prochaines heures?
Sadece iki asama olacagini soylemistin.
T'as dit qu'il n'y avait que deux phases.
- ihtiyacimiz olacagini sanmiyorum.
- On n'a pas besoin de cartes, Bob.
Ama yasi genç ve güçlü. Ve iyi olacagini umuyoruz.
Mais il est jeune et fort, et on espère qu'il va s'en sortir.
olacağım 136
olacağız 25
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
olacağız 25
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41