Ona aşığım tradutor Francês
646 parallel translation
Bu yüzden ona aşığım.
Je l'aime pour cela.
Ona aşığım, demek istediğin buysa.
En effet, je suis amoureux d'elle.
Jane, ona aşığım!
Jane, je l'aime.
Ona aşığım.
Je l'aime.
- Ben de ona aşığım.
- Moi aussi, je l'aime.
Belki de ona aşığım.
Suppose que je l'aime?
Ona aşığım.
Je suis amoureuse de lui.
Çünkü ben ona aşığım, Leona.
Parce que nous sommes amoureux, Leona.
Ona aşığım diye, onu dış dünyaya sürgün ettiler.
Et à cause de cet amour, il a été banni.
- Haberiniz olsun diye söylüyorum, ona aşığım.
- Officiellement : je l'aime.
Ona aşığım.
Je suis amoureux d'elle.
Hayır ona aşığım gibi değildi.
Non, ce n'était pas comme si j'étais amoureuse de lui.
Ona aşığım aslında.
En fait, je l'adore.
Öyle olsa bile, ona aşığım.
Et quand bien même, je l'aime.
Ona aşığım.Sana yaptığı onca şeyden sonra mı?
Je suis amoureux d'elle. - Aprés tout ce qu'elle vous a fait?
Çünkü ona aşığım.
Parce que je l'aime.
Ona aşığım!
Je l'adore!
Kendine de ki : "Ne o bana aşık, ne de ben ona aşığım."
elle ne m'aime pas. Je ne l'aime pas.
Ben ona aşığım daha önce kimseye olmadığım kadar.
Je l'aime. Je l'aime comme je n'ai encore jamais aimé.
Ben... Ben ona aşığım.
Oui... je l'aime.
Evet, biliyorum. Ama ben ona aşığım.
On sait qu'il a toujours été un peu original.
Ona aşığım anne...
Je l'aime, mère.
Çünkü Ben.. Ben ona aşığım
Parce que... je suis amoureuse de lui.
Bak, ona aşığım o da bana aşık.
Écoute, je l'aime et il m'aime.
Ona aşığım, aynı zamanda ondan nefret ediyorum.
Je l'aime, et je le hais.
Ama sargılarını açtığımızda, yüzüne baktım ve... Aptal olduğumu düşüneceksiniz, ama sanki ona aşık oldum.
Mais quand nous avons enlevé ses bandelettes et que j'ai vu son visage... vous me trouverez idiot, mais je suis tombé amoureux d'elle.
Gilda'ya aşığım. Ona tapıyorum.
Je suis amoureux de Gilda.
O Viyana'da doğdu, ve ona çılgınca aşığım.
Elle est née à Vienne aussi, Et je suis tombé amoureux d'elle.
Ona bana hiç bakmadığın gibi bakıyor ve gülüyorsun.
Tu ne m'as jamais regardé, ni souri ainsi.
- Ona deliler gibi aşığım.
- Je suis fou amoureux d'elle.
Ona bekâr olmadığımı söyledim.
Qu'as-tu dit? Que je ne suis pas libre.
Böyle uygunsuz şekilde sizi uyardığım için üzgünüm. Ama ona gerçekten aşığım.
Vous me trouvez peut-être sans scrupule, mais je l'aime vraiment.
Şimdi baban yatmadan önce onu çağıracağım ve ona Kellersonlar hakkında söylediğin her şeyin doğru olmadığını söyleyebilirsin.
- Certainement. J'appellerai ton père avant qu'il parte travailler. Tu lui diras que tout ce que tu as dit sur les Kellerson n'était pas vrai.
Granada'da olanları unuttun mu? Bir adamı kıskandığından mı ne ona bıçak atmıştın hani?
À Grenade déjà tu as poignardé un homme par jalousie.
- Gwendolen'e aşığım ben. Ve buraya ona evlenme teklif etmek için geldim.
Mais pourquoi s'appelle-t-elle elle-même "Cécilia", si elle est ta tante et qu'elle vit à Tunbridge Wells?
Annen, senin evinde kaldığında ona ne kadar iyi davrandığını anlattı.
Mère m'a dit comme tu as été gentille avec elle. quand elle est restée chez toi.
Onunla ciddi takılıyorum. Aşığım ona.
Je l'aime, c'est sérieux!
Ona göstereceksin. Moralin bozuk olduğunda ne hata yaptığımı düşünmem gerekmiyor.
Quand tu as le cafard, je n'ai pas à me poser de questions.
Ona benimle yattığını anlattın mı?
Tu lui as dit que tu lui faisais l'amour?
Ve bir anne şevkatı olmadığından ben ona yardım edemedim.
Je n'y peux rien si tu n'as pas eu la tendresse d'une mère.
Bugün ve her gün sana yalvarıyorum ki küçük kızımı cennetinde barındır ve ona sahip çık engin bilgeliğinle yanına aldığın kızımı Amen.
Aujourd'hui encore... et tous les jours... daigne que Tes anges protègent... ma petite fille... que, dans Ta sagesse, Tu as rappelée au Ciel.
Ona neden aşığım biliyor musun?
- Tu sais pourquoi je l'aime?
Buralarda her şeyi eşit bir şekilde paylaştığımızı ona söyledin mi?
Tu lui as dit qu'on partage tout ici?
Hey dostum, kıyım odası mıydı, her ne diyorlarsa ona girdin mi? Sığırı kafasından şu hava tabancası şeyiyle vurdukları yere?
T'as vu la pièce où on les abat avec le fusil à air comprimé?
Ona seni tehdit ettiğimi... ödülün yarısı ve senin, adına özel izin karşılığında, beni tuzağa düşüreceğini ve bunu Şişman adamın belirleyeceği yerde yapacağını söyle.
Eh bien, tu n'as qu'à lui dire que je m'en prends à ta vie sauf si tu m'aides à passer la frontière. Dis lui que pour la moitie de la somme de la récompense, plus un faux passeport pour toi, tu me livreras à lui dans une embuscade à un tel endroit que le Gros aura choisi de ce coté de la frontière.
Ona seninle yattığımı mı söylerim?
T'as peur que je lui dise que je baise avec toi?
Ona nasıl bir davul için kütük aradığını ve köle avcılarının seni nasıl yakaladıklarını anlattım.
Je lui ai parlé du jour où tu voulais faire un tambour... et où tu as été enlevé par des marchands d'esclaves.
Ve senden öğrendiğim, benden çaldığın herşeyi, ona vereceğim.
Et tout ce que tu m'as appris, ce que tu m'as volé, je vais le lui donner.
Ona fena olmadığını mı söyledin?
C'est pas vrai, tu lui as dit ça?
Ona aldığım elbiseyi gördün mü?
T'as vu la robe que je lui ai achetée?
Peki. Ona şu ana kadar dokunmadığını varsayıyorum, tamam mı?
Et tu ne l'as pas encore touchée?
aşığım 68
ona aşık mısın 59
ona aşık oldum 18
ona anlat 18
ona aşıksın 19
ona aldırmayın 26
ona aldırma 41
ona aşıktım 18
ona aşık mısın 59
ona aşık oldum 18
ona anlat 18
ona aşıksın 19
ona aldırmayın 26
ona aldırma 41
ona aşıktım 18