Orta doğu tradutor Francês
677 parallel translation
Yeni Zelanda'nın savaşçıları Orta Doğu'da savaşırken cesur ülkeleri, çapadan başka bir şeyle silahlı değildi.
Tous les Néo-Zélandais combattaient au Moyen-Orient... loin de leur courageux petit pays pratiquement sans défense.
Bir Müttefik havaalanı Orta Doğu'da bir yer
Un terrain d'aviation allié au Moyen-Orient
Ben bütün Orta Doğu'nun başındaydım. 9 ülke, 15 şişeleme fabrikası, hepsi Mekke'ye bakıyordu.
J'étais responsable de tout le Moyen Orient... 15 usines d'embouteillage, en face de la Mecque, 9 pays.
Orta Doğu'da seni duymayan kalmadı.
Vous êtes connu dans tout le Moyen-Orient.
Yorkshire'da üretilip Orta Doğu'ya ihraç edilen, üzerinde "Dikkat, kırılabilir!" yazan işe yaramaz bir malsın sen.
Bon à rien d'anglais du Yorkshire, expédié au Moyen-Orient et estampillé "Fragile"!
Geliştirme sürecinde, biraz Japon, biraz Asya ve biraz da Orta doğu kültürlerinden yararlandık.
ST : GUERRE, AMOUR ET COMPAGNON Tout le monde savait que cela se passait au 22e siècle.
Avrupa ve Orta Doğu'da çalışıyorsunuz.
Mais en Europe et au Moyen-Orient.
- Asya'dan Orta Doğu'ya kadar.
- De l'Asie au Moyen-Orient.
Vietnam'daki tüm askerlerin birileriyle yatmasını sağlayın bütün Orta Doğu sorunu çözülsün!
On fait baiser tous les soldats au Viêtnam et tout est réglé?
Şu anda Orta Doğu'ya uçuyor.
Elle est affectée sur la ligne du Moyen-Orient.
Avrupa'nın istilası planını son haline getirmek üzere Orta Doğu'daki... muadilleriyle buluşmak için dün gece yola çıkmıştı.
Il est parti hier soir pour rencontrer ses homologues au Proche-Orient, afin de mettre au point les plans d'invasion de l'Europe.
ABD'nın ulusal güvenliğini tehdit eden hiç bir duruma göz yummayacaklarını belirten elçi,... Sovyetleri Orta Doğu üzerindeki dikkatleri dağıtmaya çalışmakla suçladı.
Les USA ne toléreront aucune menace à leur souveraineté et accusent les Soviets de vouloir détourner l'attention du Moyen-Orient.
Sizce Orta Doğu'da savaş çıkacak mı?
Pensez-vous qu'il y aura une guerre au Moyen-Orient?
Orta Doğu, dünya rezervlerinin % 80'ine sahip.
Là dessous, c'est une mer de pétrole. 80 % des réserves mondiales..
Ama Orta Doğu'da değil, Avrupa'da.
Pas au Moyen-Orient, mais en Europe.
Zharkov Orta Doğu'da ya da evinde değilse, nerede?
Quand Zharkov n'est ni au Moyen-Orient, ni chez lui, où est-il?
Cross'un orada, Kahire'den karısına gönderdiği zamandan kalma Orta Doğu tarzı mobilyaları ve el yapımı eşyaları vardı.
Cross y gardait des meubles du temps où il avait fait partir sa femme du Caire.
- Diğer şeylerin ötesinde Orta Doğu'da bir yabancı muhabirliği yaptım.
Entre d'autres occupations. Et un correspondant étranger au Moyen-Orient.
Afrika, Asya, Orta Doğu, Güney Amerika...
L'Afrique, l'Asie, le Moyen-Orient, l'Amérique du Sud...
Orta Doğu'da CIA'in bir numaralı teknisyeni.
La plus experte de la CIA au Moyen-Orient.
Orta doğu ve Orta Amerika'daki isyan ve devrimleri ilerletmek adına geniş ölçüde yatırım yaptık. Neyse ki sermaye masrafımız, teçhizat ve füze satışlarının toplamı ile cömertçe dengelendi.
Heureusement, notre mise de fonds... a été très bien compensée... par les ventes correspondantes d'armes et de missiles.
Orta Doğu?
Le Moyen-Orient?
Orta Doğu'da Essenties adında bir erkek kabilesi var.
Il y a une tribu au Moyen-Orient qui s'appelle les Esséniens.
İyi akşamlar. Ben savaş haliyle Howard K. Smith. Orta Doğu'da dramatik bir hamle, İşgal altındaki Kudüs şehrinde,
Ici Howard Smith, voici les dernières nouvelles, ce soir, sur la situation du conflit au Moyen-Orient.
- Angola, Orta Doğu'dan bahsetmedim bile.
- En Angola ou au Moyen-Orient.
Orta Doğu hakkında ne diyorsun?
Et le Moyen-Orient?
Birleşik Devletler, Rusya askeri gücünü İran'dan çekmediği sürece... Orta Doğu'ya birlikler sevk edebileceği imasında bulundu.
Les États-Unis menacent d'envoyer des troupes au Moyen-Orient si les Russes n'enlèvent pas leurs forces de l'Iran.
Orta Doğu görev gücüne destek amacıyla bölgeye ulaştı.
Ils serviront de soutien aux forces déployées au Moyen Orient.
Orası Uzak Doğu değil ki, ahmak. Orta Doğu.
Ce n'est pas l'Asie, imbécile, c'est le Moyen Orient.
Birçok ülkeden gözlemci ve bilim adamı Orta Doğu'da iki nükleer patlama... olduğuna dair artan deliller bulunduğunu ifade ediyor.
Les scientifiques de nombreux pays ont signalé deux explosions nucléaires au Moyen-Orient.
Silindir karanlıklara karışmak üzere yaklaşın biraz mahkum edilmeden yeryüzünü ezen bir tanrı olan şeytanın babası tarafından, Orta Doğu'da bir yere gömülecekti.
Ie cylindre aurait été enterré au Moyen-Orient par, accrochez-vous, Ie père de Satan, un dieu ayant foulé la terre avant d'être condamné à rejoindre les ténèbres.
Bütün Orta Doğu uçuşları bir sonraki duyuruya kadar iptal edilmiştir.
Les vols pour le Moyen-Orient sont annulés.
Evet, bugün burada balık köftesi satarak başlarım, kim bilir, belki bir gün Orta Doğu'da tavşan satacak günleri görürüm.
Ouais, aujourd'hui je vends du poisson à Kowloon. Et demain, des bombes au Moyen Orient!
Bu adam, eski bir Orta Doğu Kralıymış.
C'était un ancien roi du Moyen-Orient.
Geçen ders orta doğu hakkında konuşuyorduk.
La dernière fois, nous avions parlé du Moyen-Orient.
Orta Doğu'daki rehineleri kurtarma görevinin henüz başarısız olmasının bildirilmesiyle Amerikanlar şoka uğradı.
L'Amérique a appris, avec stupeur, l'échec d'une nouvelle tentative... pour délivrer nos otages au Moyen-Orient.
Orta Doğu gizli operasyonlarının başında.
Elle coiffe nos missions secrètes au Moyen-Orient.
CIA'deki arkadaşlarım bunun bir Orta Doğu terörist grubunun simgesi... ya da işareti olabileceğini düşünüyor.
Mes amis de la CIA pensent que c'est la signature... d'une organisation terroriste du Moyen-Orient.
Orta Doğu'daki bazı beyler çok fazla paranız olduğunu düşünüyorlar.
Certains hommes, au Moyen-Orient, pensent en tirer un grand profit.
Orta Doğu'da barış görüşmelerindeydiler...
Ils étaient au Moyen-Orient pour les négociations de paix...
Orta Doğu'daki bir adamı yakalamam için Sibirya'da eğitim görüyorum!
Pas étonnant qu'il coure toujours. Vous m'entraînez en Sibérie, et il se terre au Moyen-Orient!
Ama belki o şifrede Kuzey Afrika ya da Orta Doğu'da asi bir ordunun yeri yazıyordu.
Mais si le code indique un QG de rebelles en Afrique ou au Moyen-Orient?
- Orta Doğu'dan mı geliyorlar?
- Du Moyen-Orient?
Orta doğu yemekleri hakkında hiçbir şey bilmem ki.
J'ignore tout de la nourriture du Moyen-Orient.
Görevine bağlı bir adam olmasına rağmen başkan orta doğu ya da terörizm hakkında........ hiçbir şey bilmiyor. Elindeki kartları ben yazmıyorum.
Eh bien, sans vouloir lui manquer de respect, à part ce que je lui écris, il ne connait foutre rien au terrorisme et au Moyen Orient.
Kuzey Afrika ve Orta Doğu'ya özgüdür.
Originaire d'Afrique du Nord et du Moyen-Orient.
Burada kalmıyoruz. Bütün bunlardan sonra Teselya'ya ( Orta Doğu Yunanistan ) gidiyoruz.
On ne reste pas, on va en Thessalie.
Güney Amerika'daki fahişelerin yarısı Varşova üzerinden gelmiş Orta ve Doğu Avrupalılar'dır. - Bekle, senin için birşeyim var.
- J'ai autre chose pour vous!
Yorumlamamıza... Orta Güney İngiltere'de görülecek, gerçi doğu bölgelerin iç kesimlerine gece yarısına kadar ulaşması beklenmiyor.
Quant au la plus grande partie du sud de l'Angleterre, bien que ça n'atteindra pas les Midlands avant ce soir.
Los Angeles şirketindeki bir çocuk Orta Doğu'da kaçırıldı. Örneğin onlara fidye parasını vergiden düşmelerini önerdim.
Je leur ai dit que la rançon était déductible, en tant que vol.
Sabah 6'da yola çıkacak ve Pasifik orta bölgesinde Rus Doğu sahillerine yönelik atış tatbikatı yapacağız.
Nous avons ordre de partir à 6 h, d'assurer l'alerte mid-pacifique, cibles stratégiques Est. Informez vos hommes.