English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Otur oturduğun yerde

Otur oturduğun yerde tradutor Francês

90 parallel translation
- Otur oturduğun yerde.
- Assieds-toi.
- Otur oturduğun yerde.
- Reculez et asseyez-vous.
- Otur oturduğun yerde dedim.
- Retournez vous asseoir.
Otur oturduğun yerde!
Reste là!
Otur oturduğun yerde de çok kanamasın.
Si tu restes tranquille, elle ne saignera pas trop.
Bravo, otur oturduğun yerde.
Bravo, ne fais rien.
Bony, eğer gidersen, öldürürüm seni. Otur oturduğun yerde!
Si tu bouges cette voiture d'un seul mètre, je t'explose!
Otur oturduğun yerde.
Assieds-toi.
Otur oturduğun yerde, Dennis.
Assieds-toi sans bouger.
Lan kapa çeneni, otur oturduğun yerde, Elliot!
Ecrase et reste ou tu es, Elliot!
- Otur oturduğun yerde.
- Calme-toi.
- Otur oturduğun yerde.
Ronge ton frein.
Bunun kafana inmesini istemiyorsan otur oturduğun yerde.
Rassieds-toi, si tu ne veux pas prendre ça sur le crâne.
Biliyorsun José... Sana söyledim, sana yüz kez söyledim! Otur oturduğun yerde oğlum!
Tu sais, Jose... je t'ai dit mille fois... de rester a ta place.
Artık otur oturduğun yerde!
C'est bon, Mordéchaï, partons!
Otur oturduğun yerde, Mick!
Reste où tu es, Mick!
Puşt dedim, otur oturduğun yerde puşt herif.
Bronzé. Et tu peux t'asseoir, Mohammed.
Otur oturduğun yerde. Yolcu yolculuğunu bilmeli.
Restez bien assis, faites le passager.
- Kapa çeneni ve otur oturduğun yerde.
! - Tais-toi et reste calme.
O zaman otur oturduğun yerde, orospu.
Alors ferme-la, salope.
- Otur oturduğun yerde!
- Asseyez-vous.
Otur oturduğun yerde.
Bouge pas.
Sen de otur oturduğun yerde, kırmayayım kafanı.
Rentre tout de suite!
Otur oturduğun yerde
Tu bouges pas d'ici.
Otur oturduğun yerde, salak.
Arrête, idiot!
Otur oturduğun yerde, koza.
Reste assise, Cocoon.
Otur oturduğun yerde.
Alors, laisse courir un peu.
- Otur oturduğun yerde.
- Bouge pas.
Anlaşmayı ben ayarladım ; Genel olarak Kelso'nun bana Hyde'a otur oturduğun yerde dememi içeriyordu.
J'ai négocié le pacte, qui a consisté en gros à Kelso qui m'a dit de dire à Hyde d'aller se faire foutre.
Şimdi, otur oturduğun yerde!
Descendez!
Otur oturduğun yerde... Ne bedenin ne de ruhun için yapabileceğin bir şey yok.
Sauf que je donne pas cher de ta peau et de ton âme.
Bak, sen otur oturduğun yerde ben Vargas'ın idare ettiği yeri öğreneceğim sana da haber veririm.
Ne fais rien, je découvrirai la direction que prend Vargas et je te tiendrai au courant.
Otur oturduğun yerde.
Donc mets-toi à l'aise.
Otur oturduğun yerde.
- Reste calme.
Otur oturduğun yerde Martin.
Reste ici, Martin.
Otur oturduğun yerde de kaşındıkça kaşınsın.
Assois-toi là et endure la démangeaison.
Pekâlâ, otur oturduğun yerde ve beni rezil etme, anlaştık mı?
Okay, ne m'embarasse pas okay?
Sen haşmetli adamsın. Otur oturduğun yerde.
- Non, restez où vous êtes!
- Otur oturduğun yerde.
- Restez là. - Vous aussi.
Otur oturduğun yerde.
Reste assis.
Otur oturduğun yerde, Simon.
Assis-toi, Simon, là.
- Otur oturduğun yerde!
- Non, reste où tu es!
- Sen otur oturduğun yerde!
- Rassieds-toi!
Bak, sen oturduğun yerde otur, şef.
Toi, tu restes assis!
Şimdi sessizce oturduğun yerde otur, tamam mı?
Maintenant, tiens-toi tranquille à ta place, hein?
Otur oturduğun yerde!
Pose ton cul, mec.
Otur oturduğun yerde.
Pose ton cul.
Oturduğun yerde otur!
Ne bouge plus!
Otur, oturduğun yerde " deme şekli.
"Touche pas à mon opération. Reste en dehors de ça."
- Otur oturduğun yerde!
- Restez ici!
O gölde alabalıktan büyük bir şey yok. Oturduğun yerde otur.
Il n'y a rien de plus gros qu'une truite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]