Paris tradutor Francês
12,857 parallel translation
Saçının tek teline zarar gelirse Paris yanıp kül olur.
Touchez un cheveu de sa tête et Paris va brûler.
Paris'e ilerleyecekler.
Ils marcheront sur Paris.
Paris'teydik.
Nous étions à Paris
Baba geçen sene Paris'te yayınlanan radyum ve kanser tedavisiyle alakalı bir çalışmayı inceliyorum.
Père... J'ai étudié un article publié l'année dernière à Paris au sujet du radium dans le traitement du cancer.
Paris'te birkaçına tanık oldum.
J'ai assisté à plusieurs interventions de ce genre.
Paris. Paris'ten bahsettiğini duymamıştım.
Paris.
Beni seninle Paris'e gitmeye mi davet ediyorsun? Sanırım aynen öyle yaptım.
Est-ce que tu me demandes d'aller avec toi à Paris?
Birisinin seni Paris'e götürmek için benden izin alacağını hiç düşünmemiştim.
Je n'aurai jamais cru qu'on me demanderait la permission de t'emmener à Paris.
Paris'i hep çok sevdiğini biliyordum oradan yola çıktım.
Je sais que tu as toujours voulu aller à Paris, alors je suis parti de là
Bütün Paris tutulmadan bahsediyor.
Tout Paris parle de l'éclipse.
Telaşa gerek yok. Şu an Paris'teyiz.
Il n'y pas besoin de s'alarmer.
Burada oldukça güvende olacak.
On est à Paris maintenant. Elle sera à l'abri.
- Eminim bir kuş şebeye çarpmıştır.
- Je paris qu'un oiseau a encore volé dans la grille.
Kumar borçları.
Des dettes de jeu, de paris hippiques.
Ben Paris'e giderdim.
Je choisirais Paris.
Osgood ve Rachel Rathaway, Central City'nin en zengin çiftlerinden biri, buna Paris'te 25 milyon ödedi.
Osgood et Rachel Rathaway, l'un des couples les plus riches de la ville, ont payé 25 millions pour ça à Paris.
Paris Moda Haftası'na gitmeyeceğim.
Je ne vais pas à la Fashion Week de Paris.
Tüm bunlar sona erince Sayın Bakan, Paris'teki elçiliğe atanmak istiyorum.
Quand ce sera fini, j'aimerais être en poste à l'ambassade à Paris.
Paris'teki toplantınızdan beri Osip, senin yerlerini almaya çalışıyor.
Ossip essaie de prendre votre place depuis la réunion de Paris.
Hadi ama. Benimle Paris'e gelmeni istemiyorum ya sanki.
Je ne te demande pas d'aller à Paris avec moi.
Bunu yapmanın daha kolay yolları vardır eminim.
Je paris qu'il y a de meilleures façons pour en avoir.
Sadece Paris savaş gemisi etkin durumda.
Sur le cuirassé "Commune de Paris" à lui seul
Yarından sonraki gün arabam Paris'ten çıkmış olacak.
Dans deux jours, mon carrosse quittera Paris.
Sonra Paris'e, işe döneceksin ve bütün gece haberleri seyredeceksin.
Après c'est Paris, le boulot et les soirées avec BFM.
Paris'e taşınacağınızı duydum.
Alors, vous déménagez à Paris?
Bir hafta sonra Paris'e dönüyorum... ona söyleyeceğim, sadece bir gece içindi.
On part dans une semaine. C'étaitjuste une nuit.
Pekâlâ, Paris... Hoşuna gidiyor mu?
Alors Paris, ça te plaît?
Açık havadaydınız ve Paris bölgesine geldiniz. Çok fazla kir var, kaldıramıyorsunuz.
vous quittez le bon air, pour le bassin parisien, c'est pollué, vous supportez pas.
Jean Paris'e yeni yerleşti.
- Jean vient d'emménager à Paris.
Onu Paris gecelerine götürüyorsun, hayatında manken görmemiş biri o.
Tu l'amènes aux fêtes parisiennes, il a jamais vu de mannequins.
Paris'den gelen yol çok tehlikeli özellikle bu köşk yakınındaki kraliyet topraklarına yaklaşınca.
La route de Paris est dangereuse, particulièrement près des terres entourant ce pavillon.
Bazılarınız, Paris'i ya da çok özlediğiniz toprakları hatta buradan çok uzak olmayan topraklarınızı tercih ederdi.
Beaucoup préfèreraient être à Paris, ou sur leurs terres qui leur manquent tant même quand elles ne sont qu'à quelques foulées d'ici.
Paris'in Kralı olmayacağım çünkü.
Je refuse d'être le Roi de Paris.
Versailis de yabana döner,
Versailles retomberait dans l'oubli ; le Roi retournerait à Paris ;
Paris'in kralı ve biz de kendi topraklarımızda hayatımıza döneriz.
nous, à nos terres et à nos vies.
Evet, Paris'te.
Oui, à Paris.
- Eşim Paris'te yaşıyor.
- Elle vit à Paris.
Yakında kral bu projesinden vazgeçer ve Paris'e dönmeye karar verir.
Le Roi abandonnera son projet et retournera à Paris.
En çok güvendiğim adamın Paris'teki kraliyet deposunda bir kardeşi var.
Mon homme de confiance a un frère au dépôt royal de Paris.
Üniformalarını hazırla, durumun mevcudiyetini Paris'te olduğu gibi onlara güven ve moral ver.
Mettez-les en uniforme, que leur présence soit remarquée. Nous devons rassurer, comme à Paris.
Kesin kendi kaçak içkilerini yapmışlardır. Alkol testimiz sadece etanole bakıyor ama antifrizde etilen glikoz var, bu da asidozu açıklar.
Je paris qu'elles ont fait leur propre cocktail notre test d'alcool vérifie juste l'éthanol mais l'anti-gèle a de l'éthynol ce qui expliquerais l'acidose
Paris'ten gelen nakliyat, efendim.
Un convoi venant de Paris, Sire.
Paris'te varlıklarını anlat anlat bitiremezdin. Ama artık işe yaramıyorlar.
Vous vous vantiez de vos mandataires à Paris, mais ils n'y travaillent plus, n'est-ce pas?
- Evet, Paris'ten.
- De Paris.
- Paris, Fransa.
De Paris. En France.
Paris'e.
À Paris.
Yaklaşmakta olan Paris transferimi mi?
Mon transfert à Paris?
Sırbistan'daki havaalanını, Moskova, Paris arası hızlı tren hattını, Türkiye'deki gaz boru hatlarını, Makedonya'daki bir otoyol köprüsünü o destekliyor.
Aéroport en Serbie, ligne de train à grande vitesse entre Moscou et Paris, gazoducs en Turquie, pont à péage en Macédoine...
Bir saate Paris'e varmış oluruz madam.
- Nous serons à Paris dans l'heure.
Artık Paris'teyiz.
Nous sommes à Paris.
Hayır, ama ben senin bahsettiğini duydum.
Je ne t'ai jamais entendu parler de Paris.