Plan b tradutor Francês
1,971 parallel translation
O zaman B planına geçelim.
Il serait temps de passer au plan B.
B planı ile geldik.
On va trouver un plan B.
B planı için ne kadar topladık?
Combien a-t-on pour le plan B?
O zaman "b" planına geçelim.
Passons au plan B.
B planı nedir?
C'est quoi le plan B?
Ben de B planına yöneldim.
Je suis passé au plan B.
B planımız mı var?
On avait un plan B?
Tamam, bu da B Planı olur.
Ça, ce serait le plan B.
Ve hayallerini yıkmayı B planı olarak bir kenarda tutalım.
Et on peut garder la destruction du rêve sous le coude comme un sérieux plan B.
Peki, B planına geçelim.
Passons au plan B.
Yeni plân. Bir kovboy kılığına girip buradan çıkacağız ve bir kovboy hastaneden nasıl çıkarsa biz de o şekilde yürüyüp çıkacağız.
OK, plan B. On va faire un déguisement de vache avec la gaze et on s'extirpe de cet hosto en jouant les vaches.
B planı.
Plan B.
B planı nedir?
C'est quoi, le plan B?
B planı ızdırap çekmeme bir son verme mi?
Le plan B est de m'achever?
Bir B planım olmadığına gerçekten inanıyor musun?
J'en suis navré. Tu crois vraiment que j'ai pas de plan B?
Gerçekten de bir B planımın olmadığını mı düşünüyorsun?
Est-ce que tu penses sérieusement que je n'ai pas de plan b?
Bir görevi kurtarmak taktik değiştirme ve takımınla "B" planı için iletişime geçme yeteneğine başlıdır.
Sauver une mission dépend de votre habilité à changer de tactique... et de communiquer le plan B à votre équipe.
Sakinleşip plan B'ye geçiyoruz, oldu mu?
D'accord? On se calme et on trouve un plan B. Max, respire.
Tamam, ben sadece bir yedek planımız olmalı diyorum.
On a un plan B.
Bu plan A, bu plan B, bu da Plan C.
Voilà pour le plan A, le plan B, le plan C.
Asıl plan bilim adamlarının bir kısmını tutup geri kalanları yaşanabilir bir gezegene bırakmaktı.
Le plan était de garder des scientifiques et de déposer les autres ailleurs.
Eğer muhbirim kabul ederse son çare olarak bunu kullanabiliriz.
Ce sera notre plan B. Pourquoi?
"B" planını harekete geçiriyorum.
J'ai un plan B.
- İçin rahat olsun. "B" planını hemen dışarıda duyabiliyorum.
Voilà qu'arrive le vrai plan B.
- Beklenmeyen bir planım var.
- J'ai un plan B.
Bir B planı hazırlamış olmalısınız.
Vous devez avoir un plan B.
O zaman "B" Planı!
Le plan B alors.
- B plânı.
Plan B.
Ama babanı unutma, ve babanın bir "B" planının olmadığını.
Mais n'oublie pas papa et que papa n'a pas de plan B.
B planından nefret ediyorum.
Je hais le plan B.
B Planı nedir?
C'est quoi le plan B?
B planı.
- On passe au plan B? - On en a un?
Takıma, annemin sakal bırakmamı yasakladığını söyleyeceğim.
OK, nouveau plan.
Unutma Chuck planın işe yaraması için Shaw da şüphe bırakmamalısın.
Pour que ça fonctionne, tu devras être convainquant. Repère-le.
Sanırım, plân B ile devam etmek zorundayız.
On n'a plus qu'à suivre le plan B.
Yani medya planımız hakkında endişelenmeyi bırak da bir haftayı nasıl beş parasız geçireceğiz, onun için endişelenmeye başla sen.
Arrête ton plan comm', et pense plutôt à comment tenir la semaine sans fric.
Ranza, Plan B.
... - Placard, plan B.
Sonra beni bırakıp gitti.
Elle me laisse en plan.
Üzgünüm ama, sen benim "B" planımsın.
Tu es mon plan B.
O an sebzeleri doğradığı için bıçak zaten elindeymiş.
Des légumes étaient coupé sur le plan de travail, le couteau était déjà dans sa main.
Anna'nın bir hafta sürecek olan geri çekilme ve tüm Ziyaretçi servislerinin kapatılması planının ilki olan ilk gemi birkaç dakika önce ardında dünya çapında protesto ve itiraz dalgaları bırakarak Şangay, Çin'den ayrıldı.
La première navette vient de quitter Shanghai. La première du plan de retrait d'une semaine et de fermeture des services crée une vague de protestations dans le monde entier.
Plan "b."
- Plan "B".
Plan "b" ne? ! Beeeennn...
- Quel est le plan "B"?
"B" planı ise biraz daha karışık.
Le deuxième est un peu plus compliqué.
Dr B, bir planınız var değil mi?
Vous avez un plan, n'est-ce pas?
Yani şüphelimizle beni orada yalnız bıraktın?
C'était quoi, le plan?
Ancak B Planına göre hareket etmem gerekti.
Mais je dois avancer avec notre plan de sauvetage.
O gece hiç bir planı yok. B :
A ) Elle a rien de prévu,
B Planı falan yok!
Il n'y en a pas!
Plan "A" mı, plan "B" mi, yoksa plan "C" mi?
Plan "A," plan "B," ou plan "C"?
Sana önemli birşey söyledim ve sen beni bıraktın?
Je te parle de quelque chose qui compte vraiment pour moi et tu me laisses en plan...