Romance tradutor Francês
752 parallel translation
Ben romantiklik yapmam.
Vraiment? Je ne fais pas de romance.
Romantiklik yapmam ve flört oyunu oynamam. - Üzgünüm.
Je ne fais pas de romance, et je ne joue pas à un jeu de rencontres.
Dünyadan çok uzakta ve beraberce sıradan ve sakin hayatlarının uzun ve gecikmiş romantizmine başladılar.
Loin du monde et ensemble ils commencèrent la romance retardée le leur foyer et vies communs et paisibles. F. N.
Polly Peachum'un kur dönemi ve evliliğini seyrettiniz.
Mesdames et Messieurs, vous avez assisté à la romance et au mariage de Polly Peachum.
Tam burada tema müziği girer.
Je suis en pleine romance!
"BÖLGE BAŞSAVCISI BU GÜN EVLENİYOR" "DAVAYA AZ BİR SÜRE KALA ROMANTİZM KONUŞTU"
Le procureur se marie aujourd'hui La romance sera racontée après le procès
Bu sanki... aşk gibi, değil mi? - Evet.
C'est presque comme... une romance, non?
Fransızca'da söylediğimiz gibi. La belle romance.
Comme on dit en français, la belle romance...
Romantizm...
La romance.
Açıkçası aşkınıza mani olmak istemem.
Honnêtement, je ne veux pas semer le trouble dans votre romance.
Bir kadın seni, senin kendini sevdiğin kadar sevseydi, bu tarihi bir aşk olurdu.
Si une femme vous aime comme vous vous aimez, ce sera la romance de l'Histoire.
Bu bir mayıs-kasım aşkıydı Hatta mart-aralık.
C'était une romance style mai-novembre. Non, mars-décembre, même.
- Fazla bir şey yok. Ufak bir aşk rüyası.
Nous étions en pleine romance.
Gökyüzü bile romantizmle doludur.
Même dans Ie ciel, iI y a un air de romance.
Sokaklarda dans edip, şarkı söyleyen bir sakatı oynamayı tercih ederim. Ya da körler hastanesinde oynarım.
J'aimerais mieux jouer les culs-de-jatte et courir dans les rues en chantant la romance.
Şöyle otur da Maurice, sana şarkıyı biraz mırıldanayım.
Assieds-toi, Maurice. Je vais te susurrer ma romance.
Hiç nazik değilsin.
Tu n'es pas très courtois. Que la nuit est pleine de romance
# Kanatlandıran bir şarkı... #... ya da biraz romantizm içeren bir dans... #... bunlar, yüreğe seslenen sanatlardır.
Une chanson qui donne des ailes Ou une danse qui se termine en romance C'est de l'art qui séduit le cœur
Ayışığı, müzik, romantik.
La lune, la musique, la romance. C'est très, très...
şimdi, aranızda romantik ilişki olduğu düşüncesini bir kenara bırakırsak... O'nu bu davranışına ne sebep olmuştur?
Maintenant, si on élimine la notion d'une romance entre vous... quel autre mobile vous vient à l'esprit pour ce qu'elle a fait?
Gerçek aşk arıyorsan bayan, dergilere bakabilirsin.
Si vous voulez une vraie romance, les magazines en sont pleins.
Fakat aşık olmak planımın parçası değildi.
Il n'était pas question de romance.
Romantik ve neşeli
Elle est gaîté et romance
Anatomiyle romantizmi nasıl bir araya getirebilirim?
Comment mélanger anatomie et romance?
Tatlı yalanlar saati.
L'heure de la douce romance.
Çok ilginç bir soru Bay Foster. Bu bir evlilik, aşk oyunu değil.
Quelle adorable question. ll s'agit d'un mariage, pas d'une romance.
Bu dans nedir? Romantizmdir.
Cette danse, c'est une romance...
- Bekle biraz. Bekle. - Şiir dinletin bu akşam mı?
C'est vous, la romance austro-hongroise?
Kısa sürede ondan bıkar ve hevesi geçer.
Elle mettra rapidement fin à cette romance.
Her genç kızın sevgiye ve romantizme ihtiyacı vardır.
Toutes les filles ont besoin d'amour et de romance.
Sen iyi adamsın be. Ama Eliza'dan beş şilin istiyosan... iyi bi bahane bulman lazım.
Si tu veux qu'Eliza te lâche des sous, chantes-y une autre romance.
Bayan Simpson, böylece bir esrar ve macera havası kurduk ve o büyülü dakikaya gelmiş bulunuyoruz.
Maintenant que nous avons introduit suspense, intrigue et romance, nous revoilà au moment magique.
Lokanta Şarkıcısı Benson Yükselişte
Benson roi de la romance et du box-office
- Artık işimiz kolay olmayacak.
- La romance est finie. - Que s'est-il passé?
Harikaydı. Yakında Julia'nın Minik Kuş ile tanışıklığı bitecekti ne de olsa.
C'était fantastique, car bientôt la romance de Julia serait la finie.
Beni içeren tek şey romantizm.
La seule chose dontje me contenterais, ce serait Ia romance.
Steshka yine bir söğüt ağacı hakkında şarkı söyleyecek.
Stechka va comme d'habitude, chanter cette romance, sur Ies saules.
Elisaveta Mikhailovna çok daha romantik söylüyor.
EIisavéta MikhaïIovna chante cette romance incomparabIement mieux.
Hangi romantizm? Eski bir romantizm mi?
quelle romance?
Anlaşılan aşkımız oldukça kısa sürecek.
Si je comprends bien, notre romance sera brève.
Romantizm.
Romance...
Sanırım havada aşk kokusu var.
II y a de la romance dans l'air.
Bir sürü işe yarıyor. Ay ışığı sonatı gibi gibi.
Pour l'ambiance, la romance au clair de lune.
Aşk romanı deniyor.
- Cela s'appelle "Romance".
Bu bir aşk romanı...
Il s'agit de romance, d'amour y...
Mertlik ve dövüşün, romantizm ve heyecanın dünyası.
Un monde de chevalerie et de combat, de romance et d'excitation.
Bu kez heyecanlı ortaçağ macera romanı Ivanhoe.
Cette fois, il s'agit de la romance médiévale Ivanhoe.
" Biraz aşk, çabuk tarafından, sonra bir duş
"Une brève romance," "Et sous la douche on va se rafraîchir"
Ne romantik bir hikâye.
Quelle romance.
Harika bir aşk.
Une chouette romance!
İzleyeceğiniz film, geçen yılbaşı sabahında... bu uçağın görülmesi ve ardından gelişen... cinayetler serisinden esinlenilerek... yapılmıştır.
Voici le récit romancé des faits qui précédèrent l'apparition dans le ciel de cet avion vide.