Sandalyeler tradutor Francês
301 parallel translation
Bu sandalyeler gerçektende tam müzelik.
Ce sont des pièces de musée, tu sais...
Ya şu sandalyeler, moruk? Kayıp sandalyeler yani.
Alors, ces chaises?
Bu berbat yerdeki sandalyeler beş para etmez. Bak!
Dans c'te trou, il n'y en a pas une qui vaille un clou!
- Başka sandalyeler var.
- Il y en a d'autres.
- Müthiş. Çiçek desenli perde ve büyük sandalyeler aldım.
J'ai mis des rideaux à fleurs.
Ve sandalyeler.
Et des chaises en rotin.
- Oturun, sandalyeler bunun için var.
Asseyez-vous. Les chaises sont là pour ça.
Sandalyeler bunun için var.
Les chaises sont là pour ça.
O sandalyeler nasıl ses çıkarır, bilir misin?
Vous connaissez le bruit de la chaise électrique?
Minik oğlanlar için mavi kızlar için de pembe sandalyeler var.
Il y en a une bleue pour les garçons... et une rose pour les petites filles!
Masalar uçar, sandalyeler düşer, ışıklar söner-- -
Les tables volent, les chaises tombent, les lumières s'éteignent.
Kulübesinde, bir yatak, bir masa, sandalyeler ve bir ızgara vardı.
Chez lui, il y avait un lit, une table, des chaises et un réchaud.
- Masalar, sandalyeler
- Sur les tables, les bureaux.
Vestiyer bilet daha iyi olurdu düşünüyorum bayanlar'sarar yanı. Rosa, müzik odası içine bütün yaldızlı sandalyeler istiyorum.
N'attendons plus, unissons-nous Et on sera plus fous
Sandalyeler iyi durumda.
Ces chaises sont bien.
- Elim sendeyi biliyoruz. - Müzikli sandalyeler.
- Aux chaises musicales.
Biz ne oynuyoruz, müzikal sandalyeler mi?
On joue aux chaises musicales maintenant?
Doğru. Bunlar şanssız sandalyeler.
Ces chaises ne portent pas bonheur.
Sandalyeler az olduğu için kusura bakmayın. Ama görüşme fazla sürmeyecek.
Désolé du manque de chaises, mais ce ne sera pas long.
Mektup almalar, tekerlekli sandalyeler, kanaryalar.
Une adresse postale, un fauteuil roulant, des canaris.
Tüm sandalyeler babamın.
Ce sont tous ses fauteuils.
- O sandalyeler olmaz!
Mais pas ces chaises-là!
İyi ki öldürdüğümüzde onu çarmıha çiviledik çünkü bunu geçen 50 yıl içinde yapmış olsaydık şimdi boyunlarına haç yerine minik elektrikli sandalyeler asmış dini bütün okul çocuklarıyla uğraşıyor olurduk.
Signé, Morty. " On l'a crucifié au bon moment. Si on avait attendu les 50 derniéres années, les gamins de l'école paroissiale se seraient baladés avec de petites chaises électriques autour du cou!
- Tanrım! Bu sandalyeler.
- Mon Dieu, ces chaises!
Bütün bu sandalyeler de neyin nesi?
C'est quoi toutes ces chaises?
- Bay Russell'dan sandalyeler.
Les transats de M. Russell.
Usak, yiyecekler, sandalyeler.
majordome, cuisinière, repas, chaises de la salle à manger.
Sandalyeler dolu mu acaba? "
Ces places sont-elles prises? "
- Solange, canım. - Sakin ol. - Sandalyeler.
Repose-toi.
Fakat hançerleme bir anda olmamış. Çünkü sandalyeler duvara fırlatılmıştı. Bu sandalye ile sanki kadını, kendinden uzak tutmaya çalışmış.
Ça a quand même pris un peu de temps, car ces chaises ont été déplacées contre le mur et Lucas s'était agrippé à celle-ci, comme pour se défendre...
Ve sonra sandalyeler hareket etti, herşey acayipti heyecan verici olduğunu düşündüm.
Les chaises sont devenues bancales, je trouvais ça plutôt amusant.
Siyasetle ilginiz olmasa bile, diğer bakanlıklar ve kabinedeki boş sandalyeler, size bu teklifi yapmamı mümkün kılıyor.
J'ai inclus, entre autres, un ministre de la Culture, ce qui me donne l'opportunité de vous offrir un poste de ministre sans portefeuille.
O sandalyeler oraya gitmiyor Felipe. Oraya gitmiyorlar.
Pas là, les chaises, Felipe.
Vlad sandalyeler gıcırdıyor gibi değil mi? - Hayır.
Vlad t'aimes les chaises qui grincent?
Ve sandalyeler henüz masadan uzağa çekilmemişti.
Les chaises n'ont pas été reculées de la table.
Şunu hayal et : Benim sandelyem düzgün ama diğer bütün sandalyeler kullanım dışı.
Hé, Henry, imagine... ma chaise est droite et les autres sont de travers.
Amerikan Psikiyatri Topluluğu. Sandalyeler oldukları yerde kalıyorlar.
Société américaine de psychiatrie.
Ama bana inanmak zorundasınız, bu sandalyeler..... masum.
Ces chaises... sont innocentes.
İşte sandalyeler.
- J'allais oublier vos chaises.
- İki saat gecikti! - Sandalyeler nerde?
T'as deux heures de retard!
Sonra bir yer kiralayacağım, V.F.W., disko gibi. Bir ring, sandalyeler, güvenlik, reklam, ilan, biletçiler basın toplantısı. Bahsettiğimiz bilmiyorum 10, belki 15 bin dolar.
Un ring, des chaises, un attaché... pub, billetterie... conférence de presse.
Mobilya? Sandalyeler?
Des meubles, des chaises?
İnşa şeylerini severdi : Raflar, sandalyeler.
Il aimait bricoler : des étagères, des chaises.
Sandalyeler için hiçbiriniz yardım etmeyin.
Que personne ne touche aux chaises.
Evet, sandalyeler.
Ces chaises qui manquent...
Sandalyeler.
Les chaises.
- Şu sandalyeler pis mi?
Quelle saleté!
Hey, sandalyeler nerede?
Où sont les chaises?
Amiral, sandalyeler!
Des chaises.
Sandalyeler şeytan icadıdır!
Jeune pervers!
Sandalyeler?
Les chaises?