Shorts tradutor Francês
280 parallel translation
Belki de onu kisa pantolonlarla karsilamaliydik.
Nous aurions dû l'accueillir en shorts et avec des hachettes.
Birkaç gün yetecek kadar elbise getirdim.
Je vous ai apporté des shorts et des chemises pour quelques jours.
Kapa çeneni. Sen sadece beni o pijamaların içinde görmek istiyorsun.
Pour me voir dans ces vilains shorts?
Onun sadece bir adet golf pantolonu var.
Tant mieux. Il n'a qu'une seule paire de shorts.
Bazı kız arkadaşlarımın anneleri utanmış kısa ve capri pantolon giyince.
J'ai des amies qui sont gênées quand leurs mères portent des shorts... des pantalons Capri, des choses comme ça...
Alman turistler olmalı.
Des shorts en peau.
Basit bir hareketle, pantolonunuz şık bir... pantolonunuz şık bir... pantolonunuz şık bir... şorta dönüşüyor.
Un geste de la main, Et le pantalon se transforme... le pantalon se transforme... se transforme le pantalon... en ces shorts élégants.
Penye plaj elbiseleriyle oturup Timothy White güneş kremini o şişko, soyulmuş, şişmiş, irinli derilerine sürerler, çünkü ilk gün fazla yanmışlardır.
Dans leurs shorts en coton, badigeonnant leurs morveux de crème solaire, étalée partout sur leur barbaque purulente et bouffie, parce qu'ils ont cramé le 1er jour.
Mesela ofisimizdeki sekreterler, hepsi şu seksi pantolonlardan giyiyor.
Nos secrétaires rappliquent au boulot avec des shorts moulants.
Artık kısa pantolon giymeye karar verdim.
J'ai décidé de ne plus porter que des shorts.
Forma, şort?
Maillots et shorts?
Bir kez "Deniz Dünyası" rehberi kıyafetinizi kuşandığınızda, kısalar yeterince kısa demektir.
Une fois en uniforme de guide Sea World, les shorts sont assez courts.
- Tenis şortları. deri tenis ayakkabısı, bileklik. "
"Des shorts, des tennis de cuir, un serre-poignets."
Tişört, mavi şortlu.
T-shirt, shorts bleus.
- Onun gibi bir şey. Böylelikle içeri giriyorum. Tişörtümü ve pantalonumu çıkartıyorum.
Alors j'entre, j'enlève mon t-shirt, mes shorts.
Tam sana göre bir şey var. Al. Neden yeni Shorts Blaster nektarından denemiyorsun?
Tiens, essaie le nouveau Doux-Croupion!
"Boksörler : Ağır siklet Sporcuları ya da Boksör şortundaki Zorbalar?"
"Les boxeurs : de vrais athlètes ou des brutes en shorts?"
Şortlarınızı ve tişörtlerinizi yıkayın.
- Billy est nul! - Lavez vos maillots et vos shorts.
Milli Vanilli şortu ve postişiyle geldi ve borcunu kapattı.
Milli Vanilli nous a payés en shorts de cycliste, et en perruques.
Ve şirin bir postacı şortu giyinmiştin.
Et tu portais un de ces mignons petits shorts de facteur.
Şu lederhosenlerli halinizi hiç unutamam. ( lederhosen-deriden yapılmış kısa pantolon )
Toi et tes shorts tyroliens, je n'oublierai jamais.
- Uzunum. Şort giymeyi seviyorum.
Je suis grande, j'aime bien les shorts.
Liman. Bizi gördüler.
Visez un peu tous ces shorts.
Başardık
- À nous les shorts courts.
Ve evet futbol takımı formaları, tozluklar kısacası istedikleri her şeyi alabilecekler. Çünkü bunları eğitim adına istiyorlar. Çünkü okul idaresi bunu istiyor.
Oui, ils auront des maillots neufs, des protège-genoux et des shorts neufs et tout ce qu'ils voudront car c'est ce que veut la direction pédagogique et tous les parents.
Oraya da geleceğiz. Hadi tekrar çevir. Eğer vergi ödeyeceksem,
allez, tournez manège... si je fais ça, je veux que mon fric serve à la recherche pour le sida... à des uniformes pour l'armée, des shorts par exemple.
Ne oldu topuklu çizmelere, seksi pantolonlara? Şimdi her şeyi giyiyorlar.
Où sont passés les cuissardes et les mini shorts?
Koşu şortu içinde mutlaka çok yakışıklı görünüyorsundur.
Ça doit vraiment bien t'aller les shorts.
Mmm, don!
C'est bon les shorts!
Her şortlu kız için otobüsü durduramayız.
On peut pas s'arrêter pour toutes les filles en shorts.
Şortu kıçının arasına kaçmıştı.
Aime les shorts qui rentrent dans le cul.
Bu adamlar şortlarını giyip teslimatlarını yapmazlarsa... hareket yeteneklerini kaybediyorlar.
S'ils ne livrent plus de colis en portant des shorts, ils perdent la capacité de bouger.
Bu arada Miranda Steve'in donlarının yanında nefes almamaya çalışıyordu.
Pendant ce temps, Miranda s'arrêtait de respirer devant les shorts de Steve.
- Kaç suspansuvar sattım biliyor musun?
- Je vends des shorts à la pelle.
Hatları belli eden, dar şortlar giyiniyor, gözler sürmeli...
Il porte des shorts, il fait beaucoup de musculation, il a des biceps vraiment bien dessinés, des abdos musclés, des cuisses bien dures...
- Eat my shorts.
- Suce mon string.
Eat my shorts!
Suce mon string!
- Ve şortlarınızı da.
- Et vos shorts.
Üzerimize atılacak topları ya da pantolonumuzu indireceklerini düşünmeden jimnastik salonuna girebiliyoruz.
On est dans le gymnase et personne ne baisse nos shorts!
Kim kısa şort sever?
Qui aime les shorts courts?
Ben kısa şort severim.
J'aime les shorts courts.
Bu yeni şirket kuraIı mı, serbest kıyafet günü?
En shorts le vendredi, maintenant?
Hadi, imzala. Bana antetli kağıt verdi ve istediğimi yazabileceğimi söyledi.
D'adorables mecs grands et musclés en mini-shorts, avec le petit haut assorti.
Ben daha çok bol şortları severim.
J'aime bien les baggy shorts.
Bu hedonizm..... bu funk bu seksi, soğuk.
C'est l'hédonisme, c'est les shorts, c'est le funk, - c'est le bronzage. - Putain, c'est froid.
Şortlar farklı. Seni komik gösteriyorlar.
Les shorts te font des petites jambes.
- Yok artık...
- Pour pouvoir porter des shorts.
Iyy!
C'est à cause de types comme ça que je ne porte plus de shorts.
Onları bana getireceğim.
- Vous voulez dire les mini shorts?
Sonra da onlar benim arkadaşlarım olacak.
- Ouais, les mini shorts.
Çarpışmaya gidiyoruz!
MINI SHORTS