English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Slim

Slim tradutor Francês

724 parallel translation
- Olmuyor mu Slim? - Hayır.
- Tu ne peux pas réparer, Slim?
- Slim dışarıda nöbette.
- Slim surveille à l'extérieur.
Ruby arabaya gidip Slim'i çağır, yemek yesin.
Ruby, va à la voiture et dis à Slim de venir souper.
Slim, onunla git.
Accompagne-la, Slim.
Yemeğini bitir.
Finis ton souper, Slim.
Ona verme Slim.
Ne lui en donne pas, Slim.
Şunları sakla, Slim.
Couvre-les, Slim.
- Torbayı al Slim.
- Ramasse ce sac, Slim.
Dikkatli ol Slim.
Surveille-les, Slim.
Tamam Slim, çıkıyoruz.
On se barre, Slim.
Işığı aç Slim.
Allume cette lampe, Slim.
- Slim, çıkart onları!
- Slim, fais-les sortir!
Slim Mackey ile görüşmek istiyorum.
Passez-moi Slim Mackey.
Alo Slim.
Salut, Slim.
Slim, bin senede uçamazsïn.
Vous ne serez jamais pilote, même dans mille ans.
Iste, Slim.
Voilà pour vous, Slim.
Merkezi arayıp, Slim'i çağırın. Uzun menzilli, dürbünlü tüfeğiyle gelsin.
Que Slim vienne avec son fusil à lunette.
Sanırım Slim başaramadı.
Slim n'a pas pu.
Slim.
Slim.
Seni Slim sandım.
Je vous ai pris pour Slim.
Şu cüzdanı alacağım servi boylum.
Récupérer le portefeuille, Slim!
Yani şimdi sana ne yapsam hakkım var. Öyle değil mi servi boylum?
Ça me donne des droits... n'est-ce pas, Slim?
Haydi gel servi boylum. Seninle bir hesabımız var.
Venez, Slim, on n'a pas fini.
Evet, hakkında çok şey biliyorum servi boylum.
Je vous connais pas mal, Slim.
Özür dilerim servi boylum.
Désolé, Slim...
- Günaydın servi boylum.
Bonjour, Slim.
- Merhaba servi boylum. - Merhaba.
Bonjour, Slim.
- Bu iyi fikir servi boylum.
- Bonne idée, Slim.
Tamam servi boylum, çıkabilirsin.
Slim, sortez.
Şu çekmeceden sigara versene servi boylum.
Dans le tiroir, Slim.
Sen de toplan. Eddie'yi alıp hemen gideceğiz.
Slim, on s'en va dès qu'Eddie est là.
- Hoşça kal Slim. - Hoşça kal.
Au revoir, Slim.
Her zaman Slim Dundee'yi yakalamak istemişsindir.
Vous avez toujours voulu coincer Slim Dundee.
Gerçek olamayacak kadar güzel Slim.
C'est trop beau pour être vrai, Slim.
- Seni bıçak çekmeye iten neydi Slim?
Pourquoi t'as sorti un couteau, Slim?
- Saçmalama Slim.
- Déconne pas, Slim.
Steve, bu Slim Dundee.
Steve, je te présente Slim Dundee.
Slim Dundee.
Slim Dundee?
Slim Dundee gibi bir adamla.
Un homme comme Slim Dundee.
Demek Slim Dundee'yle evlenmişti.
Elle a épousé Slim Dundee.
Çünkü uzaklarda olduğun her gün, Slim peşimdeydi.
Parce que tout le temps que t'as été parti, Slim m'a couru après.
Slim her zaman beni istemişti.
Slim a toujours voulu de moi.
- Aynen öyle Slim.
C'est vrai, Slim.
Slim, adam haklı.
Il a raison.
- Gelmesini geciktiren neymiş, gidip baksana.
Va donc voir ce qui le retient. Un instant, Slim.
- Bir dakika Slim. Finch'i tanırsın.
Tu connais Finch.
Slim, burada kalmak zorunda mıyım?
Slim, pourquoi je dois rester ici?
- Slim, Anna.
Slim, Anna.
Slim ölmedi, onu öldüremedin.
Slim n'est pas mort. Tu ne l'as pas tué. Il s'est échappé.
Bayan Browning, Madam de Bursac.
Attention à Slim.
Altı hane Slim.
Six chiffres, Slim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]