Stuff tradutor Francês
118 parallel translation
Washington'in söylediklerini ezbere bilir. "lzcinin Yolu" da çok iyidir.
Il récite George Washington par coeur et Boy Stuff est un succès.
Izcinin Yolu.
Boy Stuff.
Şuradaki zırva hakkında düşündüğüm şey budur, Fritz.
- That's what I think of that stuff up there, Fritz.
Evetini yada hayırını şimdi duymak istiyorum, bu metni yeniden yazacak mısın, yazmayacak mısın?
- I wanna hear now, yes or no, if you re gonna rewrite that stuff?
Hadi, ateşli şey.
Allez, hot stuff.
Öyle değil mi Short Stuff?
Il me faisait les poches quand je l'ai attrapé.
- Golf N'Stuff?
- Au parc d'attractions?
- Golf N'Stuff'a gidiyoruz.
- Va pour le parc d'attractions.
"But that's not all This stuff will do"
Mais ce n'est pas tout Ce que ça fera pour vous
- Eşyalarını bana ver.
- Donnez-moi votre stuff.
Donna Summer'dan "Hot Stuff."
Donna Summer avec... " Hot Stuff'.
- Verin.
- Rends lui son stuff.
Kötülükle savaşmak. L don't like any of that stuff.
Je n'aime aucun de ces trucs.
Look, I know you've been through stuff.
Ecoute, je sais que tu as vécu des trucs durs.
Stuff'ta bir makale okudum.
Tu sais, j'ai lu dans Stuff.
Sanırım şeydeydi...
Dans "Stuff"...
Bu Azınlık Raporu dalgası o kadar da iyi bir şey değil. Jeffrey Dahmer'in annesi de onu bir aziz zannediyormuş.
All this Minority Report stuff s not all that it s cracked up to be, mais si ça peut vous remonter le moral, la mère de Jeffrey Dahmer s pensait elle aussi que son fils était un saint.
When he showed up I thought he was speaking in tongues, but turns out he's just back on the stuff.
Quand il est arrivé j'ai crût qu'il parlait une autre langue, mais il s'avère qu'il a simplement repris de la came.
Stuffvice'da okudum geçen...
J'ai lu ça dans Stuff magazine.
Roger'ın Barbekü Malzemeleri.
"Roger's Barbecue and Stuff."
Pek çoğu var öğreneceğin dahası...
so much stuff you got to understand.
Göreceksin, yaşanıyor ihtiyaç olmadan yardıma... Pek çoğu var öğreneceğin dahası...
You'll see that you can breathe without no back up so much stuff you got to understand.
'Mudhoney'şarkısını ve benzerlerini dinliyordum.
Acoltavo the individual of'Mudhoney'and stuff of that kind.
Ama, yapacağımız şey daha çok pop gibiyken kalabalığın tepkisinden çekiniyordum.
But I was intimidated... by the possible... reaction of the public if I had done the stuff a little'pop.
Courtney'le çıkmaya başlamıştım, ve esrar kullanıyorduk, dışarıda duvara karşı sevişiyorduk.
there went around to buy drugs a sweep against a wall and stuff of that kind.
Son birkaç aydır, hergün $ 400 değerinde uyuşturucu kullandım ve hafızam hakkında kesinlikle bir şeyler fark ediyorum ve sağlığımın sonunda çok daha kötüye gideceğini biliyordum.
In recent months I was doing stuff for $ 400 per day and I was notice of odd in my memory and that sooner or later it would have affected my health.
Ama sistemlerine, alkol ya da uyuşturucu gibi zehirli bir şeyi sokmalarına bunları içlerinde tutmalarına inanmak zor.
But? Difficult to think that a person can enter stuff harmful as drugs and alcohol in his system and that the body the bear.
Ortalıktan Topladığımız Ivır Zıvırlar.
Stuff We All Get.
O adam "Boşluktaki Kahramanlar" i ve "Şenlik Ateşi" ni yazdı.
Il a écrit "The Right Stuff" et "Bonfire of the Vanities".
l only just bought the stuff!
Tout venait d'être acheté.
Çocukken yaptığımız şu saçma çocuk zırvasını yapıyor musun diye baktım sadece.
Je voulais juste voir si vous tiriez tout cela baby stuff Chickenshit comme lorsque nous étions enfants, vous le savez,
Benim için en zoru gecelerdi ben de onu gece kalmaya ve Arabistanlı Lawrence Kwai köprüsü ve Right Stuff gibi iki kere gördüğümüz filmleri izlemeye ikna ettim.
C'était les nuits que je craignais, alors je l'ai convaincu de rester, pour regarder les versions longues de Laurence d'Arabie, Le Pont de la rivière Kwai, et l'Etoffe des héros, qu'on a vu 2 fois.
Malzemeler yanımda.
McCleod : l've got the stuff here.
- İyi sözler.
- That's good stuff.
Gerçekten iyiydi.
It s really good stuff.
- Diyorum ki o tatlı şeyi becermesini onaylaman olgun bir davranış.
- Je dis simplement c'est la maturité que vous approuver de lui frappant que sweet stuff.
- Hadi geç kalma tatlım.
- You got your stuff?
Yazar. "The Right Stuff," "Bonfire of The Vanities."
L'écrivain. "Un homme vrai *," "Le bûcher des vanités *."
Judd Ruben?
Bob Stuff?
# Smoked my stuff and drank all my wine
# Smoked my stuff and drank all my wine
Ya da "Ne yazık ki Jenny Humphrey'in tasarımları... aynı Eleanor Waldorf'unkilere benziyor."
Ou "trop mauvaise Jenny Humphrey s stuff Ressemble exactement comme Eleanor Waldorf s."
Asıl sen ne yapıyorsun? - Hadi. Eşyalarını topla.
Obtenez votre stuff. allez y. non.
Savunmada eski ismiyle Clarence Withers... - ve "Downtown Funky Stuff" Malone ve Sugar Dunkerton.
Devant connu sous le nom de Clarence Withers... et "Centre Ville Funky" Malone et Sugar Dunkerton.
Yani bu inanılmaz. Stuff'tan telefon geldi.
J'ai eu une demande pour le magazine Stuff,
# Benim gibi bir kız ilgilenmez kincilerle ve böyle basit şeylerle şu anda
♪ A girl like me don t Worry about haters and all that light stuff ♪
# Bana biraz zaman, biraz mal ver
# Give me some time, give me some stuff
Bu kitapta çok acayip şeyler yazıyor, dostum.
Mec, il ya une certaine stuff bizarre dans ce livre.
"Izcinin Yolu".
Boy Stuff.
Bu sefer hangi Yunanlıları seyrediyoruz, Fritz?
- Well, what great stuff are we seeing today, Fritz?
Maxim'i okudum, Stuff'ı da, ama biliyor musun ne?
Je lis Max et Stuff.
Sadece eşyalarımı istiyorum.
* I say I love you so much... * I just want my stuff.