English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sul

Sul tradutor Francês

57 parallel translation
Konuş benimle, Sul. Neden sezonun ortasında takımı bıraktın?
Dis-moi, pourquoi tu as quitté l'équipe en plein milieu de la saison?
Sıkıcı, gri renkli kaçışlar, demet demet, Çürüyen yeşillikler misali..... sul ronzante sole iridato. Güneş saklar zamanı kilisedeki büyük, eski saat için. Halbuki zaman kadar eskidir saat.
Des mornes mouches métalliques essaiment comme des raisins pourris dans le soleil qui chatoie et bourdonne au rythme du tic-tac de la vieille horloge de l'église, aussi vieille que le temps lui-même.
Brezilya'nın en güney ucundaki, Rio Grande do Sul eyaletindeki Porto Alegre şehrindeki Belem Novo'dayız.
Nous sommes à Belém Novo, dans la ville de Porto Alegre, état de Rio Grande do Sul, à l'extrême sud du Brésil.
Ben Varis Sul, Paqu Valisi.
Je suis Varis Sul, Tétrarque des Paqus.
- Teşekkür ederim.
Je suis Varis Sul.
Ben Varis Sul. - Dolaşmak ister misiniz?
- Un tour de la station, ça vous dit?
Rio Grande do Sul Eyaleti'nde.
Dans le Rio Grande do Sul.
- Sul, kes artık!
- Laisse tomber!
Gururunda boğulma Sul.
Ne te braque pas.
Nasılsın bakalım Sul?
Comment te sens-tu, Sull?
Burası Amon Sul'un büyük gözcü kulesiydi.
C'était la tour de guet d'Amon SûI.
Sul Kyung-Gu
Sul Kyung-Gu
Bir şişe daha ver.
Apportez-nous une bouteille de Cham-i-sul soju!
O Alvera ağaçlarını ben sulıycam.
J'irai moi-même arroser leurs arbres d'Alvera.
- Kwak Sul-young?
- Kwak Sul-young?
Ya kimin yaptığını öğrenip... laneti sahibine geri göndermeliyiz... veya girdabın yok olması için taşıyıcısı ölmeli.
Pourquoi moi? Soit nous apprendrons qui l'a maudit et retournerons la Malédiction sul lui. Soit l'entonnoir va disparître...
Bu da torunum, Ye Sul.
Ye-sul, ma petite fille.
Çok güzel gözlerin var.
Tu as de magnifiques yeux, Ye-sul.
Ye Sul'a bakabilir miyim?
Je pourrais garder Ye-sul? Quoi?
- Hayır, istiyorum. Ye Sul ve ben iyi arkadaşız.
Ye-sul et moi sommes amis maintenant.
Ye Sul tıpkı annesi gibi çok tatlı bir kız.
Ye-sul est jolie, comme sa maman.
Ye Sul, iki saatliğine kreşte oynar mısın?
Ye-sul, tu veux aller jouer deux heures à la garderie?
Gül haydi, palyaço, paramparça olmuş aşkına...
Ridi, pagliaccio sul tuo amore infranto...
Sul-mi!
Mme Sul-mi!
Beni görebiliyor musun, Sul - Mi?
Sul-mi, tu me vois?
Sul - Mi?
Mme Sul-mi?
Tamam.
Voilà. Sul?
- Evet. - Değiştirilmesi gerekiyor, Sul. - Evet.
Faut remplacer Sul.
Bu tünel Sul'un haritasından silinmiş.
Ce tunnel a été effacé de la carte de Sul.
Sul.
Sul?
Sul, jeneratör odasının anahtarı var mı?
La porte du Générateur a une clé?
Sul.
Sul...
Sul! Git başımdan. Git dedim!
Sors d'ici petit!
Sul, burada ne işin var? Bu şey kötü sıkışmış.
Qu'est-ce que tu fais ici?
- İşe yaradı, Sul!
Ca marche Sul!
- İşe yaradı! Sul, bu çıkış yolu!
C'est la sortie.
Hadi Sul, artık gitmeliyiz.
Sul, allons-y! Il faut partir!
- Sul, hadi benimle gel!
Viens avec moi!
~ Yo Sul Palas ~
Hôtel Yo Sul
Yo Sul Palas
Hôtel Yo Sul
Eun-sul'üm!
ma Eun Sol.
Sülfür.
Sul-sulfure.
Bak ne diyeceğim, Sul, bazen pis fahişeler görüyorum ama kahretsin, o iğrenç ve pis bir...
Écoute. J'en ai vu des cochonnes dans ma vie. Mais putain, celle-là est répugnante, sale, écoeurante...
Havuzun dibindeki kumlar hareket göstermişler.
La sabbia sul fondo della piscina. Le sable au fond de la piscine... Era tutta smossa.
Bunu ben hallederim. - Sağ ol Sul.
Merci, Sully.
Hadi, Sul, dayan. Beni buraya göm, Brogan.
- Enterre-moi ici Brogan.
Hadi ama Sul, bu nedir?
Sérieux, c'est quoi ça?
- Sul, vur onu.
- J'ai un gamin.
- Sul, vur onu.
Ma mère.
Sul, Bunun için zamanım yok.
Pas le temps.
Hayatta kalanlar ana karadaki merkezlere götürüldü.
Quelli che sprovvivono al viagoo vengono portati nei centri di detenzione sul continente. Les survivants sont transportés dans des centres de détention sur le continent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]