English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Süpürge

Süpürge tradutor Francês

743 parallel translation
Şu banyoya bir perde takacağım bu oda için de bir süpürge ile su ve sabun bulacağım.
Je vais mettre un rideau de douche, trouver un balai, du savon et de l'eau pour cette chambre.
Annem sen serseri olasın diye mi saçını süpürge etti?
Maman ne s'est pas tuée au travail pour que tu finisses clochard.
- Yürü, yoksa saçını süpürge yaparım.
Tu veux faire le malin? Je vais te moucher.
Süpürge.
Le balai.
Senin ne yapacağını söyleyeyim. Hapishanede süpürge yapacaksın.
Vous fabriquerez des balais au pénitentiaire.
- Kafanda kırılıcak başka bir süpürge sapı.
Les coups de bâton.
Gerek yok. Ben hep kendi süpürge sapımı getiririm.
J'en ai apporté un.
Hayïr, efendim, bir süpürge ve farasla.
Non, la balayette et la pelle.
Genç bir bayan olmuşsun. Ne kadar küçüktün, bir süpürge sopasından bile kısaydın.
Une vraie jeune femme, vous qui étiez si petite!
Eline süpürge almaktansa açlıktan ölmeyi tercih ediyorsun yani?
Et vous préférez être affamée plutôt que tenir un balai entre les mains?
Herhalde, hizmetçilerin paspas, süpürge gibi eşyaları koydukları yerdir.
Sûrement, un cagibi. Seau, serpillère et robinet qui fuit!
Çarşafları değiştirmeliyim ve bugün süpürge tutma günüm.
Je dois changer les draps, et c'est le jour de passer l'aspirateur.
- Süpürge dolabı.
- C'est le placard à balais.
Süpürge dolabı mı?
Le placard à balais?
Süpürge dolabı, öyle mi?
Le placard à balais?
Programının nesini seviyorum biliyor musun? Elektrikli süpürge çalışırken bile anlayabiliyorum.
Vous savez, j'aime votre émission car même en passant l'aspirateur, je la comprends.
Süpürge yapmak ve toz almak
Balaie et fais la poussière
- Tamam ama, arada bir süpürge de tutmalıyım.
M. Steele dort. - Il faut bien que je nettoie.
Sana daha kaç kez o uyurken süpürge tutmamanı söylemeliyim.
Je vous ai dit de ne pas passer l'aspirateur quand elle dort.
Bunun biz yokken ona daireye süpürge tutma fırsatı vereceğini söylüyor.
Ça lui permettrait... de passer l'aspirateur en notre absence.
Effie, tamam, yarın süpürge tutabilirsin.
Effie, c'est d'accord. Passez l'aspirateur demain.
- Bay Burke hakkındaki izlenimim bu. - Elektrikli süpürge satıcısını andırıyor.
Vous, les filles devront le partager parce que je vais consacrer mes charmes à Bob.
Askeri mahkemeye yollayın efendim, çünkü adamlarıma gidip yine süpürge ve faraş taşıyacaklarını söylemeyeceğim.
Autant m'envoyer en cour martiale. Je n'annoncerai pas à mes hommes... qu'ils vont se retrouver avec un balai à la main.
Süpürge olarakta kullanılır.
Pour le tabac à mâcher de 1 ère qualité.
- Onu süpürge dolabına saklamışlar.
- Ils se sont cachés dans un placard.
Süpürge nerede?
Où est le balai?
Hani süpürge sapları falan.
Manche à balai et compagnie.
Süpürge ve bay Weinermeyer'ın kullandığı temizlik malzemeleri.
C'est le balai et le seau de M.Weinermeyer.
- Yumurta buldum. - Süpürge bulun, çabuk!
Pour l'instant, balayez!
- İki süpürge için mi?
Pour deux balais?
İki süpürge için malzeme alış fişi lazım, yüzbaşım.
On vient demander un bon pour deux balais mon capitaine.
İş başına kova, tahta bezi, süpürge. Flora, odayı temizlemenizi söylüyor.
Seau, serpillière et balai, faites le ménage.
Bu aileye saçımı süpürge ettim, çünkü sana güvendim.
Cette dure vie me rendait heureuse parce que je te croyais.
"Hayır, bayım. Sears ve Roebuck'de..." "... daha iyi bir elektrikli süpürge bulabilirsiniz. "
" Non, achetez vos aspirateurs chez Sears et Roebuck, ils sont moins chers.
Ve bay Canon bana bir daha asla, yaşadığım sürece süpürge yapmam için baskı yapmayacağını söyledi.
M. Canon m'a dit que je toucherais plus un balai de toute ma vie.
George'la bana yeni bir kaplumbağa gerek. Bizimkini elektrikli süpürge yuttu.
Notre tortue a été avalée par l'aspirateur.
Elektrikli süpürge bile hortumunu onun için yormaz!
Regarde-la. Même un chiffonnier n'en voudrait pas.
Süpürge verin...
Donnez-moi un balai,
Yaşlandığımda iki lokma ekmeğim olsun diye tüm hayatım boyunca saçımı süpürge ettim.
J'ai travaillé toute ma vie! J'en ai fait des sacrifices pour finir par manger du pain rassis à mon âge!
- Süpürge dolabıymış.
- Un placard à balais!
Geriye sadece bir süpürge kaldı.
Plus qu'un seul balai...
"Geriye sadece bir süpürge kaldı. Temizlik, toptan temizlik."
"Il ne reste qu'un balai, nettoie bien."
"Sadece bir süpürge."
"Un seul balai."
"Geriye sadece bir süpürge kaldı."
"Il reste un seul balai."
Bu daha mı iyi? Süpürge fırçadan daha mı anlamlı?
"Broom" vous semble mieux que "Brush"?
- Yeni süpürge ha?
- C'est un nouveau balai?
Narin. Cadı atkınızı takın ve bir süpürge alın.
C'est sa mère et sa tante qui s'occupaient le plus de lui.
Bir süpürge ancak bu kadar şanslı olur
Le pauvre ramoneur Prend sa chance telle qu'elle vient
Bende süpürge var.
J'en ai un.
Elektrikli süpürge satardım.
J'ai vendu des aspirateurs.
Herkes bir süpürge kapsın!
Tous aux balais!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]