English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ T ] / Taş kafa

Taş kafa tradutor Francês

129 parallel translation
Tanrı kompleksi olan taş kafa olduğum için mi?
Un chimiste avec le complexe de Dieu?
Eee, taş kafa?
Alors, petite tête de hérisson?
Taş kafa, geçen seneki gibi tüm eğlenceyi kaçıracaksın.
Imbécile, tu vas tout rater, comme l'an dernier.
O taş kafa Linus için fazladan bir şey istemek çok utanç verici.
C'est gênant d'en demander plus pour cet imbécile de Linus.
Taş kafa.
Imbécile.
- Git bir fıçı öp, taş kafa.
- Je t'ai dit d'aller embrasser un canard.
- Taş kafa.
- Le masque!
Kaplumbağa yemeğinin parasını öde, taş kafa.
Rocky, l'aliment pour tortues, ça se paye.
- Tam bir taş kafa.
- Une vraie tête de nœud.
Şu taş kafa Daihachi muhtemelen içmek için işten kaytardığım için bana darılmıştır.
Ça doit lui déplaire que je sois venu.
Sen zaten donuksun, taş kafa.
Tu es déjà congelé, tête d'esquimau.
Murphy, taş kafa.
Murphy, tête de nœud!
Pekala, taş kafa, bunu kendin istedin.
D'accord, tête de mule, tu le veux, voilà.
Kaybol taş kafa.
Va te faire foutre!
Aptal, taş kafa.
ldiot.
Yine ne oldu, taş kafa?
- Alors, tête de gland?
Taş kafa olmaması ne kadar üzücü.
Dommage qu'il n'ait pas été plus entêté.
Senin tek üstüne düşen, kibirli bir taş kafa olmak.
D'etre une belle ordure.
Duffy Taş Kafa Krallığı görevinden ayrılmıştı. Boş kalan taht için yeni bir varisimiz var anlaşılan.
Maintenant que Duffy a retiré son bonnet d'âne, je vois que nous avons un héritier de la couronne.
O gün de bana taş kafa dedi.
Il m'avait traitée de gros tas.
Seni aptal, bencil taş kafa!
Espèce de nak-nok stupide et égoïste!
- Buraya gel taş kafa, bana bir öpücük ver.
- Gros balourd, embrasse-moi.
15. yüzyıl İtalyan homosu dedim taş kafa.
- Une tête d'œuf de tantouze du 15ème siècle de merde, sale con!
Salak! Omuzlarının üstünde kafa yerine ne taşıyorsun?
Vous êtes de grossiers personnages!
Omuzlarının üzerinde son derece güzel bir kafa taşıyorsun.
C'est une très belle tête que tu as sur les épaules.
Kafa tasın falan mı çatladı?
Tu es fou!
Bok kafa, Haplarım nerede?
Toi, tas de merde, où sont mes pillules?
Konu şu ; eğer o odayı sevmediğiniz ortaya çıkarsa... o odayı bunun kadar beğenmediğinize kesin karar verene dek... sizi her zaman buraya taşıyabiliriz, ama bence buna gerek yok.... o durumda oturur konuşuruz, yuvarlak masada tartışır, kafa patlatırız... ve de bu... çocuk oyuncağı olur.
Que... si jamais par hasard vous n'aimez pas votre chambre, on peut toujours vous donner celle-ci mais on ne le fera pas avant que vous ayez décidé que vous n'aimez pas l'autre autant que celle-ci. On organisera alors une table ronde, pour en discuter, et euh... Un jeu d'enfants, quoi.
İyi çocuk şu Jerry. Omuzlarının üstünde iyi bir kafa taşıyor.
Gentil jeune homme, ce Jerry.
Bilemiyorum. Omuzlarının üzerinde oldukça iyi bir kafa taşıyormuş gibi görünüyor.
Elle semble avoir la tête bien sur les épaules.
Tüm Dünya Birliği'ne ve iki taşıma gerisine kafa tuttuk.
Nous avons affronté toute l'Alliance Terrienne et deux groupes d'appareils.
Evet, bildiğini düşünüyorum Eğer çantamda bir kafa taşısaydım, öyle düşünürdüm.
Si j'avais une tête dans mon sac je saurais moi.
Sadece tenin ve kaslarını kaybetmedin kafa tasında yamulmuş senin.
Tu n'as pas seulement perdu la peau et certains muscles Le choc t'a causé une fracture multiple du crâne
Nereye gittidigine dikkat et tas kafa...
Regarde où tu vas, petite bite!
Tas kafa, tas kafa, tas kafa!
Petite bite! Petite bite!
Senin ismin tas kafa.
C'est toi, la petite bite!
Hadi taş kafa.
Viens!
Şu omuzlarında güzel bir kafa taşıyorsun.
Vous avez la tête sur les épaules.
Şu filmi gördün mü vücut etrafta dolaşıyor... hani kendi kafasını taşıyor, ve sonra kafa o bebeğin altına giriyor?
Et le film où le corps se balade en portant sa tête, et la tête fait une léchouille à la nana!
Siz tabut dolgularından biri beni taşıyabilir mi lütfen? 131,5 00 : 09 : 08,513 - - 00 : 09 : 10,364 ( Kafa Müzesi )
Bon, qui est-ce qui me porte maintenant?
Annie, daha 12 yaşında, ama hep azimli bir kızdır. Omuzlarının üstünde çok iyi bir kafa taşır.
Annie, qui a 12 ans, a toujours été précoce... mais elle a une tête et sait s'en servir.
Tozumu yut civata kafa.
- Viens me chercher, tas de boulons.
Ve iyi olmazsanız, aşağı inip sizin kahrolası kafa tasınızı ezecektir.
Alors soyez bons, sinon il vous défonce le crâne.
Baksanıza kafa tasım iki kat büyümüş.
Apparemment, mon crâne a doublé de volume.
Beyinlerinizi kafa tasınızın içinde bırakmalıyım.
Les mains au-dessus de la caisse et je laisserai peut-être ton cerveau à son emplacement.
Ben her zaman demişimdir, omuzlarının üzerinde akıllı bir kafa taşıyorsun sen.
Je savais que tu avais la tête sur les épaules, mon petit Khanny.
Dinleyin, Kırmızı Kafa, Şişko, Hilkat Galibesi, eve gidin, donlarınıza işeyin, zırlayın, birbirinizin poposunu tokatlayın, sabah kalkın, bir Eggo yiyin, geri gelin ve devam edelim, çünkü kusmuk lekeli yumruk torbalarıyla antreman yapmayı seviyorum.
Ecoutez, le rouquin, le tas de guimauve et l'erreur de la nature. Rentrez chez vous, pissez dans votre froc, pleurez un bon coup, bouffez des céréales, revenez ici et on recommencera tout, parce que j'aime m'exercer sur vous, punching-balls tachés de vomi.
Seni taş kafa.
Rob, tu devrais me faire plus confiance.
Damdan düşünce kafa tası travması geçirmiş.
Elle a eu un traumatisme crânien en tombant du toit.
Kafa kemiğinin dönmesi kontrol bağlarıyla taşınabilir.
Ils sont appelés ligaments croisés antérieurs.
- Hey, metal kafa!
Tas de ferraille!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]