Unutma ki tradutor Francês
520 parallel translation
Ama unutma ki o benim kızım ve iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım.
Mais c'est ma fille et je dois faire ce que je crois mieux pour elle.
Unutma ki o kaslı bir adam.
C'est un homme à muscles.
Eğer beyini alırsan vücut ölür. Unutma ki bu örgütte... hepiniz birer piyonsunuz.
Et n'oublies pas que dans cette organisation toi et tes hommes n'êtes que des pions
Şunu unutma ki Fay, senin için iyi gösteriler bulma konusunda sıkıntı yaşıyoruz.
C'est dur de trouver le bon support, Fay! Écoutez-le!
Unutma ki Naziler ve Japonlar, çay içenler haricindeki tüm ülkeleri ele geçirdi.
Les Nazis et les Japs n'ont attaqué aucun des pays buveurs de thé.
Unutma ki arkadaşım olduğunu ve benden birşey saklamayacağını söylemiştin.
Rappelle-toi, tu m'as dit que tu n'aurais jamais de secret pour moi.
UNUTMA Kİ, KİMSE DOSTU OLDUĞU İÇİN KAYBETMEZ
UN HOMME NE CONNAIT PAS L'ECHEC S'Il A DES AMIS.
Unutma ki, ne Hintçe ne de İngilizce, tek kelime konuşamıyorlar.
Ils ne parlent ni l'hindoustani, ni l'anglais.
Ama unutma ki, babanın da babası öldü.
Mais tout fils voit mourir son père.
Unutma ki basitliğin en harika etkisi vücut ve ruhun büyük ızdırabıyla başarılabilir.
Et cette impression de facilité ne s'obtient que par la souffrance du corps et de l'esprit.
- "Unutma ki Sebt günü" - -
Ne le dites pas.
Unutma ki, soyulan maliye.
Le fisc sera frustré.
Ayrıca unutma ki toprak, daha ilk başta vardı.
Et souviens-toi... d'abord, il y eut la terre.
Sitem edeceksin, biliyorum sıçrayacaksın, ama bunu yapmadan önce unutma ki, terkeden sen, canını dişine takarak çabalayan bendim. Sen New Orleans'a geldin.
Tu vas m'en vouloir, stella, je Ie sais, mais n'oublie pas une chose : toi, tu es partie!
Unutma ki, halam senin çalıştığını zannediyor.
Laisse-la croire que tu retravailles.
Ama şunu unutma ki Hunlar geldiğinde önümde diz çökeceksin ve canını bağışlamam için bana yalvaracaksın.
Quand les Huns seront là, tu me supplieras à genoux de te sauver la vie.
Fakat lütfen, Carlota, durumum hakkında düşün ve unutma ki beni karanlıkta bırakıyorsun.
Je vous en supplie, songez-y... Sauvez-moi de mes pensées troubles.
Ve unutma ki Jube ekibin başıdır.
Et souviens-toi. Jube est mon second.
Christine, doğruluk payı olsa bile unutma ki bütün bu genetik saçmalık bir safsatadan ibaret. Her yeri batırdım.
Ces histoires d'hérédité ne sont qu'un fatras confus d'âneries... et de calembredaines!
Ama, Bayan Anna, şunu unutma ki sen çok zor bir kadındın çoğu kadından çok daha zor. "
Mais toi dois te rappeler... que toi as été femme très difficile. Beaucoup plus difficile que généralité. "
Unutma ki, sen bir bayansın.
Oubliez-vous que vous etes une dame?
Unutma ki ben lisenin müdürüyüm.
Après tout je suis le proviseur du lycée.
Anlıyorum ama unutma ki yanımda her zaman yerin vardır.
Je comprends. Mais tu es chez toi, ici.
Unutma ki Bayan Trent de onları gördüğünü iddia etti. Ve onun nefesi kokmuyordu.
Madame Trents dit les avoir vus aussi, et elle a pas touché à la goutte du vieux Caulder.
Ama unutma ki düşüncelerini hiçbir duvar, hiçbir kilit engelleyemez.
aucun mur, aucun cadenas ne pourra jamais enfermer ton esprit.
Ama unutma ki, sen şüphe altındasın.
N'oublie pas qu'on te surveille.
Unutma ki bunun doğru olmadığına... karar verirsen evine geri dönmek bir başarısızlık sayılmaz.
si jamais tu ne te sens pas à ta place, ce ne sera pas un échec et tu pourras rentrer à la maison,
Unutma ki bu cezanın bir sembolüdür.
N'oublie pas : c'est un symbole de pénitence,
Fakat unutma ki bu fani hayatta tekrar karşına çıkamayabilecek... bir fırsatla karşı karşı karşıyasın.
Mais cette opportunité ne se présentera peut-être plus jamais, Au cours de Son temps éternel,
Ancak unutma ki o bir erkek... ve bekar... inançsız birinden korkarım.
Mais n'oublie pas : c'est un homme célibataire et athée, en plus,
Ama unutma ki her an başına gelebilir. Arkadaşınla içki içip sohbet ederken bir de bakarsın ki...
Mais entre les infarctus et le code de la route, vous savez, on trinque avec des amis, on bavarde, puis un beau jour, là, paf!
Bu küçük havalı zımbırtılarınla rütbece benim biraz üstüm olabilirsin, ama unutma ki hala dandik bir erbaşsın o kadar.
Tu peux me faire obtenir un grade un peu superieur, avec tout ces bidules fantaisies, mais tu n'es rien qu'un sous-off de pacotille.
Unutma ki zincire vurulmak..... özgürlükten iyidir kimi zaman.
Vous pouvez encore changer d'avis. Porter des chaînes est parfois plus sûr qu'être libre.
Unutma ki şövalye oldum.
N'oublie pas que je suis chevalier.
Unutma ki, henüz boşanmadık.
Je suis encore ton mari.
Unutma ki sana bir ruh verilmiş... ve doğru düzgün konuşma yeteneği bahşedilmiş.
Vous avez été dotée d'une âme, et de ce privilège divin du langage articulé.
Unutma ki bu mendilin, bu da elbisenin kolu.
Voici votre mouchoir et voila une manche.
Unutma ki... dün gece bir prensle dans etmekle kalmadın, bir prenses gibi davrandın.
Dites-vous bien que, quand vous avez dansé avec le prince, vous étiez une princesse.
Unutma ki sen bu oyununun yıldızı değil, yardımcı oyuncusun.
Je te rappelle que tu n'es pas la vedette ici, simplement un second rôle.
Daizaburo, unutma ki, evlendiğimiz zaman... 3,500 kokuluk bir servete konacaksın.
Il doit mourir en samouraï. Daizaburo, te souviens-tu qu'en m'épousant, tu hériteras de la fortune des Yamaoka?
Unutma ki, seni kendi türümden kurtardım.
Rappelez-vous, je suis le seul qui peut vous protéger de mon peuple.
Buna, dükkanda ne var ne yok her şeyi not edeceksin, ve unutma ki, servetini dükkanda değil, zeminin altında saklar.
- Quoi? Tu inscriras tout ce qu'il y a sur les étagères. N'oublie pas, le trésor est sous le plancher.
Ama unutma ki boşuna uğraşıyorsun.
Mais tu perds ton temps.
Ve sen de çok iyi biliyorsun ki, tam 5 yıldır bu kadının sırtından geçiniyorsun, unutma. Ve şimdi sana birkaç kuruş kazanma şansını tanıyoruz.
Voilà cinq ans qu'il se fait entretenir... et pour une fois qu'il pourrait gagner quelques sous,
Ama unutma ki... biz hâlâ arkadaşız.
Je suis resté ton ami.
Ne var ki sakın unutma Atilla ne İmparatorluğa ne de oğluna merhamet gösterecek.
Mais Attila n'aura pitié ni de l'empire, ni de ton fils.
Tabi ki var, Merle, ama sizin seçimlerin de yaklaştığını unutma.
Bien sûr, Merle, mais n'oubliez pas que novembre sera vite arrivé.
Unutma ki sana yardım etmek için amadeyim.
N'oubliez pas que je veux vous être utile.
Unutma ki sana haberi ilk veren bendim!
Allez, il se fait tard, mon fils...
Unutma ki hem genç, hem de yakışıklı bir delikanlısın bir de düzgün giyinsen...
Pense que tu es un jeune homme.
Ve biliyorum ki bu ülkenin kötü bir unutma hastalığı var...
Maisje sens que dans ce pays... Passez-moi la Maison Blanche.