Unutmayın ki tradutor Francês
302 parallel translation
Unutmayın ki bugün yılbaşı gecesi, yılın son günü yani!
"Rappelez-vous que nous sommes la veille du jour de l'An, le dernier jour de l'année!"
Ancak şunu unutmayın ki, ilk buluşmamızda değil, daha sonradan.
Pas à notre 1 re rencontre.
Unutmayın ki biz asılacak adamlarız.
Gardez en tête que moi et les autres, on est des criminels.
Unutmayın ki dünyayı güneş ışığıyla
Tu n'as qu'un mot à dire
Oh, Madam... unutmayın ki Bay Darcy Leydi Catherine'in yeğenidir.
M. Darcy est le neveu de Lady Catherine de Bourgh.
"Unutmayın ki tanrı, öldürmeyin demiştir."
Dieu a dit : "Tu ne tueras point :"
Ancak unutmayın ki ; cezayı verecek olan Tanrı'dır ve hepinizin çocukları var.
Mais souvenez-vous que notre Seigneur punit, et que vous avez tous des enfants.
Bayan Nelson, bana cevap vermeden önce lütfen unutmayın ki sadece bir insanın hayatı tehlikede değil yalancı şahitlikten hapse de gönderilebilirsiniz.
Avant de répondre, sachez que vous pourriez vous retrouver en prison pour faux témoignage.
Şunu unutmayın ki bir kötü mahkûm geri kalan herkes için işleri mahvedebilir.
Un mauvais prisonnier peut gâcher la vie de tous.
Unutmayın ki, burası İzci Kampı değil.
Après tout, on n'est pas chez les Scouts.
Olaylar öyle gelişti gibi ancak şunu unutmayın ki bu sadece beni ilgilendirir.
J'ai filé, mais par ma porte à moi.
Ancak unutmayın ki 8 ay yapım için çok kısa bir zaman.
Mais huit mois, c'est très court.
Şunu unutmayın ki George savaş esnasında cephede savaşırken... Michel ile ikimiz İngiltere'deydik ve İngiltere bombardıman altındaydı.
Mais n'oubliez pas que pendant la guerre, lorsque Georges servait dans l'armée, Michel et moi étions en Angleterre, sous les bombardements, nous réfugiant ici et là.
Unutmayın ki jürimizin başına daha geçen hafta gelmiş.
Un jury en a trouvé une la semaine dernière!
Unutmayın ki, bu bir yok etme aracı.
N'oubliez pas que c'est un engin de destruction.
Ve her şeyden öte unutmayın ki sizden sonra ülkeyi kurtaracak kimse kalmayacak.
Surtout, souvenez-vous qu'il n'y a personne d'autre pour sauver la patrie.
Evet biliyorum düşmanlarınızdan korkuyorsunuz bu doğaldır ama unutmayın ki onlarda sizden korkuyor.
Vous avez peur d'eux. Mais eux aussi ils ont peur de vous.
Askerler! Unutmayın ki Moulin de la Galette üzerinden
Soldats, n'oubliez pas, que du haut du moulin de la Galette
Ama şunu unutmayın ki onlar benim en eski ve en yakın arkadaşlarım.
Mais attention! Ce sont mes plus chères amies.
Unutmayın ki, bayan, aşk üç topun çevrildiği, sürekli devam eden bir oyundur :
N'oubliez pas, madame, que l'amour est un jeu à trois balles :
Sizi temin ederim ki, yapılabilecek ne varsa yapacağız. Unutmayın ki, bizim işimiz bu.
Nous ferons tout notre possible.
Unutmayın ki ; Hepimiz birer İngiliz centilmeniyiz.
Nous sommes des gentlemen.
Unutmayın ki ; içeride kırk küp altın da var!
N'oubliez pas qu'il y a 40 charretées d'or, là-dedans!
Unutmayın ki,'Yalnız'Rhodes'u, FBN'ye getiren sizin reklam şirketinizdi.
C'est votre agence qui a amené Lonesome Rhodes à FBN.
'Unutmayın ki Bay Bilmemkim, ben bir hanımefendiyim'"
Monsieur Untel, je suis une jeune fille du monde! "
Unutmayın ki Bay Bilmemkim, ben bir hanımefendiyim.
"M. Untel, je suis une jeune fille du monde."
Unutmayın ki sevgili çocuklar, biz rahibelerinizi kolayca kandırabilirsiniz.
N'oubliez pas que vous pouvez facilement tromper les autres sœurs,
Ama unutmayın ki ben sadece yan ürün üzerinde çalışıyorum.
Mais je ne guéris que l'effet secondaire,
Sonra unutmayın ki şirketimde herkese yüksek bir aylık verilir.
Songez que ma firme a une politique de hauts salaires.
Unutmayın ki Yunanistan'ı yenecek kelime budur, eğer biz de onlara beraberlikle karşı koymazsak.
N'oubliez pas ce mot terrible qui anéantira la Grèce si elle ne lui oppose pas sa propre unité.
Ama unutmayın ki siz de onu gördünüz.
N'oubliez pas : vous l'avez vue aussi.
Şöyle bir şey... Unutmayın ki oğlan, ne kadar çekici olsa, bir yalancı ve hırsızdır. Burada öyle yazıyor.
Eh bien... ll ne faut pas oublier qu'aussi charmant qu'il puisse paraître, il n'en reste pas moins escroc et voleur.
Unutmayın ki fabrika teslim tarihlerine uymak zorunda.
L'usine doit d'abord réaliser son plan quinquennal, c'est primordial.
Geminiz silahlarımıza karşı dayanaklıysa, unutmayın ki bize yardım edemezsiniz.
Si votre vaisseau est à l'épreuve de nos armes, rappelez-vous que vous-mêmes ne l'êtes pas.
Unutmayın ki ben sıradan birisi ama savaşçı bir politikacıyım.
Je ne suis qu'un fils du peuple et un militant politique.
Unutmayın ki bu ziyaret bir sürpriz.
Rappelez-vous, cette visite est une surprise.
Ve unutmayın ki, neredeyse tüm Amerikalı orta yaş erkeklerin sahip olmak istediği şeye sahipsiniz :
Et souvenez-vous, vous avez ce que tout Américain de votre âge rêve d'avoir :
Unutmayın ki restoranımız, Fransız mutfağının temsilcisidir!
Nous representons la gastronomie francaise!
Çileden çıkarırsa sizi yaptıklarımız öfkenizi bastırırsınız, umarız. Lütfen unutmayın ki, biz sadece gösteriyoruz olanları uzun zaman önce.
Si notre spectacle vous agace, retenez votre indignation, et souvenez-vous que nous montrons seulement des choses du passè.
Unutmayın ki şirketiniz 31.228.000 frank gelir beyan etti.
L'entreprise a declare.. .. un benefice de 31 228 000 F.
Ayrıca unutmayın ki ne olursa olsun öncelikli görevimiz olarak Wilson'ı kurtarmak zorundayız.
N'oubliez pas, dans cette partie du monde, Wilson nous est plus qu'indispensable.
Unutmayın ki siz de kuru fasulyeli gerdanımı yememi engellediniz!
rappelez-Vous, que vous m'avez empêché de manger mon jumeau aux haricots rouges!
Unutmayın ki burada yaşam almak ve vermek üzerine kurulmuştur.
La vie, ici, est faite de concessions mutuelles!
Şunu unutmayın ki, hiç kimse ülkesi uğruna ölerek savaşı kazanmamıştır...
Je veux que vous vous souveniez... que pas un connard n'a jamais gagné une guerre... en mourant pour sa patrie.
Talihsiz bir anlaşmazlıktan ötürü bir ay kaybettiğimizi unutmayınız ki bunun sorumlusu ben değildim.
Nous avons perdu un mois pour un malheureux désaccord... qu'on ne peut m'imputer.
Unutmayın. Sizden üstün olanlara teslim olmanızda yanlış bir şey yoktur. Yeter ki askeri bir üslupla yapılmış olsun...
Ployer sous le nombre n'est pas un déshonneur... du moment qu'on y met les formes.
Nasıl isterseniz ekselansları fakat unutmayınız ki o hala bir misafir ve ona emir veremem.
Mais c'est une cliente. Je ne peux pas l'y obliger.
Unutmayın, her şey çok farklıydı o zamanlar bugün buradakiler, tabii ki, dini bütün insanlar.
Souvenez-vous, tout était bien diffèrent à l'èpoque. Nous vivons tous aujourd'hui dans la crainte de Dieu.
Geçen gün kızım okuldan geldi daha 6 yaşında olduğunu unutmayın bana dedi ki...
Elle rentre de l'école, l'autre jour, elle n'a que 6 ans, et elle me dit :
onu öyle severiz ki koşarak geri döneriz... o parayı verir, biz de düdüğü çalarız... şimdilik hoşçakal çok geçmeden döneriz... güle güle, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum güle güle diyorum, elveda değil... fazla oyalanmayın, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın hemen dönün... gidin, ama çabuk dönün gidin ve çok şeyle dönün... para dolu cüzdanlar getirin boş şeylerle uğraşmayın... işi çabuk bitirip hemen geri dönün dolgun cüzdanları alın, boşları değil... bugün zengin olalım, çabuk dönün... cebimize altın bir saat girecek saat başı bizi uyaracak...
On l'aime tant Qu'on reviendra Ventre à terre Car c'est lui qui nous nourrit Alors nous chantons
Her ne pahasına olursa olsun, bunu yapmalıyız denemekte fayda var. Unutmayın'ki bunu Hocalarımıza borçluyuz.
Si on s'ampute, on n'est pas sûrs de les délivrer mais au moins aura-t-on accompli notre devoir de piété filiale.