Vil tradutor Francês
340 parallel translation
Seni aşağılık çöpçatan!
Vil entremetteur!
Her neyse, alçakça ya da kötü bir şey olmadığını biliyorum.
Je sais que vous n'avez rien fait de vil ni de mal.
Bir insanın bu kadar alçak olabileceğini bilmezdim. Alçak mı?
Je n'aurai jamais cru qu'on puisse être si vil.
Hiç de bile hanımefendi, ben sadece görevimi yapıyorum.
Vil, pas le moins du monde. Je ne fais que mon devoir.
Bilmiyorum. Onların yanında kendimi rahat hissedemem.
Je me sens vil.
Onu bırakmak ahlaksızlık ve alçaklık olur.
L'abandonner serait infâme et vil.
Senin gibi aşağılık birine nasıl aşık olabilirim?
Comment pourrais-je aimer un être aussi vil.
Babamın ölü bir adama hayat verdiği tamamen doğru. Ama, ayrıca inanıyorum ki... bu canavar öyküsü anlatıla anlatıla... basit köylülerin gözünde büyümüş... ve acımasız canavarın hala etrafta gezindiğine inanıyorlar.
Il est vrai que mon père a donné la vie à un mort, mais... je suis convaincu que les histoires de cette créature... ont été rapportées avec une grande exagération... et maintenant, les habitants de ce village croient qu'il a été... le monstre le plus vil à fouler le sol de cette Terre.
"o aşağılık Judea'lı gibi tüm kabilesinden daha değerli... " bir inciyi kaldırıp atan biriydi deyin.
Un homme dont la main, comme celle du vil Indien, rejeta une perle plus riche que toute sa tribu.
"O aşağılık Judea'lı gibi" tüm kavminden daha değerli bir inciyi,
Comme celle du vil Indien, rejeta une perle plus riche que toute sa tribu.
Diğer şeyler, belki doğrudur.
Le monde est vil.
Balıkçılara çok pahalıya mal olan şeyi toptancılar ucuza alıyorlar.
[alors que les grossistes s'enrichissent.. ] [.. en achetant à vil prix du poisson pêché à la sueur du front]
Peter Keating'in ifadesi, Howard Roark'un kendi çıkarları için Cortlandt Evleri'ni yıkan insafsız bir egoist olduğunu ortaya koydu.
La confession de Peter Keating a prouvé que Howard Roark était un vil égoïïste qui a détruit Cortlandt Homes pour des motifs personnels.
Çünkü tanrı, tüm erdemin, iyi şeylerin bizden değil ondan geldiğini göstermek için dünya üzerinde benden daha kötü bir yaratık ve günahkar bulamazdı.
Parce que Dieu n'a pas trouvé de créature plus humble, qu'Il n'a pas trouvé plus vil pécheur que moi, pour qu'on sache que toute vertu ne vient que de Lui et qu'au Seigneur soit la Gloire Éternelle!
Benim paragöz olduğumu düşünüyorsun ama öyle değilim.
Tu te trompes. Je n'ai pas le cœur si vil.
Köle olmayı isteyecek kadar aşağılık biri var mı burada?
Qui est assez vil, ici, pour vouloir être esclave?
Anlaşılan bu beyefendi vefat ettiğiniz zannedilen sürede menfur girişiminiz ile ilgili beni ayartma çabalarından bahsetmemiş.
Manifestement, cet homme a oublié de vous informer durant votre "trépas", il a tenté de m'attirer dans votre vil projet.
İnsanlar dünyanın en büyük alçağını, bir tabutun ardından boynu bükük bakakalır görünce onu kendilerinden biri gibi görürler.
Le plus vil salaud marchant derrière un cercueil, l'air recueilli, devient un brave gars.
Bizim gibi altın peşinde koşan ve altın çalan insanlar sence öldürülmeye değer mi?
Nous, qui cherchons un vil métal, pourquoi nous tuer?
Kendisini ayartan birinin masum kurbanı olduğunu.
Une jeune fille amoureuse, victime d'un vil séducteur.
Evet, böyle bir şeyi ancak onursuz bir adam yapar.
Oui, mais il faut être assez vil pour faire quelque chose comme ça.
Sende zaten bir haydudun kalbi ve dilencininkinden daha adi bir ruh var!
Tu es devenu cruel comme un bandit et vil comme un mendiant!
Para kötü değildir. Önemli olan ne amaçla kullanıldığıdır.
L'argent n'a rien de vil, seule compte son utilisation.
Ucuz sahtekar.
Un vil tricheur!
Kimse benim kadar kötü değil!
Mais pas comme moi. Personne n'a été aussi vil.
Kötü olanın kötü, yanlış olanın yanlış olduğunu bildiği halde.
Bien qu'il sût que ce qui était vil était affreux... que ce qui était mal était défendu.
Onun kötü birşey yaptığını görmedim. Benim sözüme güvenebilirsiniz.
Je ne lui ai jamais vu commettre un acte vil.
Adi hırsızlar.
Vil escroc!
Pis bir aklın ve taş gibi bir kalbin var.
Votre esprit est vil. Votre coeur est dur comme la pierre.
Sen ve Yukarıdaki ucuz planlarınızda başarılı olursunuz umarım!
Que vous et Lui là-haut réussissiez dans votre vil métier!
Görgüsüz, rezil, kaba, şeytani, pis, tüküren, kusan hayvan.
Quel animal grossier, vil, ignoble, cracheur et postillonnant!
- Aşağılık bir ayartıcı bize hakaret...
- Un vil séducteur outrage...
"Aşağılık bir ayartıcı."
"Un vil séducteur."
Şu aşağılık Tatar'ı sırtına bağlayıp atı serbest bırakın.
Liez ce vil Tartare sur son dos et lâchez-le.
Hayır, böylesine kötü şeyler yapabiliyorsa eğer o kötü biri olmalı.
Non, s'il a pu agir si vilement, ce doit être un homme vil.
O zaman temsil ettiği herşey de kötü olmalı.
Et tout ce qu'il défend doit être vil également.
Seni iğrenç, miğde bulandırıcı, dejenere.
Espèce de vil et méprisable dégénéré.
Cruella De Vil.
Cruella d'Enfer.
Cruella De Vil
Cruelle diablesse
- Cruella De Vil'e dikkat edin
- Cruelle, cruelle diablesse
Cruella Cruella De Vil
Que cette cruelle diablesse
Eski De Vil mekanını mı söylüyorsun?
L'ancienne demeure de Cruella?
Sizi De Vil'in yerindeki yavrulara götürecek olan Albay'a yönlendirecek.
Il vous emmènera chez le Colonel, et ce dernier vous emmènera là où se trouvent les chiots, chez d'Enfer.
- De Vil!
- D'Enfer?
- De Vil'in yeri!
- Chez d'Enfer?
Aşağılık bir ortamda yaşayarak kendini özgür hissedemezsin.
Libérez-vous du milieu vil ou vous vivez.
Roma ve Yunan uygarlıklarındaki aşk ve güzellik tanrıçaları... Venüs ve Afrodit gibi, ona da tapılmasına rağmen O'nunki şeytani bir sevgiydi, şiddete sürükleyen.
Bien qu'elle fut vénérée comme la déesse de l'amour et de la beauté, telles Venus et Aphrodite chez les Grecs et les Romains, son amour était vil, cruel et sanglant.
Dünya günahlarından acı çekmek için böyle bir çarmıha geriliş, oldukça konforlu değil mi Bay Shannon?
N'est-ce pas une crucifixion confortable, presque voluptueuse? N'est-ce pas racheter les péchés du monde à vil prix?
Sadece parayı değil. Aynı zamanda kadını serbest bırakması için bildiklerimi kullandım.
En plus de l'argent, j'ai fait acquitter cette femme sur-le-champ, en usant d'un moyen vil.
Nasıl bu kadar aşağılık olabiliyorsun?
Comment pouvez-vous être aussi vil?
Bir adam ne kadar alabilir.
Ce qu'un homme peut être vil!