English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yanına

Yanına tradutor Francês

20,663 parallel translation
Onun yanına git.
Rejoins-le.
Ötekilerin yanına nasıl dönerim?
Comment je rejoins les autres?
Yanına gelirim, birlikte bir çözüm buluruz.
On va réfléchir ensemble et on va trouver quelque chose.
- Lütfen. Tanrı aşkına, şu içecek dolabının yanına işet.
Putain, emmène-le derrière le distributeur.
Onları Warig'in yanına asacağım!
Je les enchaînerai avec les Warigs!
Ben gideyim en iyisi böylece siz de aletlerinizi masaya koyabilirsiniz kürdanların yanına.
Je devrais peut-être partir pour que vous puissiez mettre vos queues sur la table juste à côté des cure-dents.
Sonra o yeni bir ailenin yanına gitti ve sorunlar çıkmaya başladı.
Et elle rencontre cette nouvelle famille. Et puis...
- Çocuk esirgeme görevlilerinin yanına.
Où ça? - Chez les gens de l'Aide à l'Enfance.
Az sonra Yılanlar ve Merdivenler oynamaya yanına geleceğiz.
On jouera à Chutes et Echelles avec toi dans une minute.
Evime çocuklarımın yanına gittim. Farkında değilmişim ama her tarafım kan içindeymiş.
Je suis rentrée à la maison, et... et je ne savais pas, mais j'étais couverte de sang.
Adlarının yanına altın bir yıldız isteyen satış yatırımcılarından.
Des traders qui veulent une étoile à côté de leur nom.
Sırt üstü uzanırken yanına yaklaşmak istemezsiniz.
Il est mortel quand il est sur le dos.
- Yanına adam istemediğine emin misin?
Vous êtes sûr de ne pas vouloir les informations de sécurité?
Makyaj masasının yanına koy.
Près de la coiffeuse ce sera parfait.
Bu yanına kalmayacak.
Vous ne vous sortirez pas de ceci sans problèmes.
Bu işi halledeceğime emin bir şekilde eşinin yanına dönebilirsiniz.
Vous pouvez revenir à votre femme savoir fort bien cela Je ferai ce droit.
Eşimin yanına taşınmalıyım.
Je dois emménager avec ma femme.
Yanına ateş etsem.
Et si je tirais autour d'eux?
Omzunda bir ben vardı. Ben de yanına "sarkom" yazdım.
Il avait un grain de beauté sur le dos et j'ai écrit "sarcome" juste à côté.
Monty ve Hannah'yı yanına al.
Prends Monty et Hannah.
15 dakika sonra yanına gelirim.
Je te rejoins dans un quart d'heure.
Yanına oturabilir miyim?
Je peux regarder avec toi?
Israrlarıyla yanına oturuyorsun ve konuşma başlıyor.
- Dierdre, oui. À sa demande, tu t'assois avec elle sur le divan, puis vous discutez.
Basitçe yanına oturmanı isteyecek. Demek istediğim bu. Sonra da konuşma başlayacak.
Non, elle va simplement te demander de t'asseoir avec elle, puis vous discutez.
Beni de yanına al.
Emmène-moi avec toi.
Kardeşi hemen yanına rakip bir araba kurmuş
Son frère ouvre un camion juste à côté.
Hadi Happy tetiği yavaşça çek, beni bebeğimin yanına yolla.
Allez, Happy, vas-y... appuie sur la détente, envoie-moi auprès de mon bébé.
Hep de buraya kız tavlamaya gelenlerin.. yanına düşüyorum.
Je suis toujours à coté de l'idiot qui vient ici pour rencontrer les femmes.
Yanına ne aldığını biliyor musun?
Elle est partie quand?
Çocukların yanına git.
Va avec les enfants.
- Ben yanına gelirim.
Eh bien, je... Je...
Kimse evin yanına izinsiz yaklaşamayacak.
Personne ne peut s'approcher de la maison sans qu'on ne le sache.
İhtiyacın olan her şeyi yanına al çünkü kalan her şeyi yok edecekler.
♪ ♪ ♪ [porte se ferme ] [ Carly] obtenir tout ce que vous pourriez avoir besoin parce qu'ils vont détruire quoi que ce soit à la traîne.
İhtiyacın olan her şeyi yanına al geride bıraktığın her şeyi yok ederler.
Obtenez tout ce dont vous pourriez avoir besoin, Parce qu'ils vont détruire quoi que ce soit à la traîne.
Yanına en iyi savaşçılarımızdan bazılarını al.
Tu pars avec certains de nos meilleurs soldats.
"Amiri" oynamak için giyiyorsun ve sonra da eve, eşinin yanına gittiğinde çıkartıyorsun ya da belki de çıkartmıyorsun.
Vous le mettez pour jouer "le chef" et vous l'enlevez quand vous rentrez chez vous. Ou pas, d'ailleurs.
Luna yanına yaklaşmama izin vermez.
Luna ne voudra jamais de moi pres d'elle.
Ama biz seni olduğun gibi görebiliyoruz : Yanına yaklaşan herkese bir zehir.
On te voit pour ce que tu es vraiment... un poison pour tous ceux qui t'approchent.
Marcus'u diğerlerinin yanına koymayın.
Ne mettez pas Marcus avec les autres.
- Sizce yanına gidip kafasına yapay zeka sokmamızı istediğimizde ne diyecektir?
A votre avis, que vas-t-elle dire quand on se pointera pour lui planter un I.A. dans la tête?
Bu kaşarın yaptığının yanına kâr kalmasına izin mi vereceğiz?
On laisse cette pute s'en sortir?
Güneş doğana kadar vampirlerin yanına gidemeyiz.
On ne peut rien faire avant l'aube.
Dünyanın dört bir yanına gidip insanların ihtiyaçlarına derman oluyorum.
Je me déplace dans le service pour répondre aux besoins de chacun.
Orada kal, yanına geliyoruz.
Reste là. On vient te chercher.
onun kadar duygusal olmasına rağmen Alex bile, neyin doğru olduğunu bilirdi ki bu da seni etkikileyen yanıydı.
Même Alex, peu importe la façon émotionnelle, Il sait ce que " droit et et'cela sur votre piste.
Senin olmadığı belli olan internet üzerinde şarkı çalma listesi var ama Tinder, Facebook, ve Instagram hesapları hep senin adına, ayrıca gitti gidiyorda başkent büyük gar yanındaki yeni dairesi için alacaklarının yer aldığı istek listesi var.
Il playlist sur Spotify qui ne ressemble pas du tout à vous, Tinder, Facebook, Instagram tous avec votre nom, et une liste sur Amazon plein de choses pour son nouvel appartement près de la gare Union, à Washington.
Hilma af Klint, medyum olmasının yanı sıra ruhani çemberlerde devindi ve ruh çağırma toplantılarına dahil oldu.
Hilma af Klint fréquentait des cercles spiritualistes et participait à des séances, plus tard en tant que médium.
Trikru sınırını geçtiniz. Başkent'imizin yanı başına ordu getirdiniz.
Vous avez franchi la frontière de Trikru, une armée à distance d'attaque de notre capitale bien-aimée.
Sonra birden yüzüme yumruk yedim... yüzümün yan tarafına öyle sert vuruldu ki, altıma doldurdum.
Et puis, je me suis pris un pain dans la figure... sur le côté, tellement fort que je me suis chié dessus.
O adamları tanıyan birilerinin olabileceği aklına gelmedi mi?
Peut-être que quelqu'un ici les connaît pour de vrai.
Sen de şuna inan ki bir dakikalığına olsun düşmana teslim olmanın halkımızı güvenceye alacağını düşünsem hemen yaparım ama sadece yanılgı içindeki birisi buna inanır ve yalnızca suçlu birisi bunu deneyip, derdini anlatmaya çalışır.
Et j'espère que tu crois... que si j'ai pensé une seule minute que me tourner vers l'ennemi pourrait garantir la sécurité de ton peuple... Je le ferais... Mais seul un homme trompé pourrait y croire...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]