Yapamayız tradutor Francês
3,512 parallel translation
Onun için bir şey yapamayız.
On ne peut rien pour lui.
Hayır, tamamen yasa dışı bir şey yapamayız.
- Ça irait plus vite. - Non. Rien d'illégal.
- Bunu yapamayız.
On peut pas le faire.
Bunu yapamayız.
On peut pas faire ça.
- İkisini birden yapamayız.
Pas les deux.
Destek, destek istiyormuş gibi olur. Yapamayız.
C'est du renfort pour les renforts.
- Yapamayız.
- Bien sûr qu'on peut.
Yapamayız, mirasımızı kaybetmeye razı olmayacağız!
On ne léguera pas une capitulation pareille!
Sensiz yapamayız.
On ne peut pas réussir seuls.
Bunu bir daha asla yapamayız, farkındasınız değil mi?
Tu sais qu'on ne peut plus jamais refaire ça, n'est-ce pas?
Yapamayız.
Nous ne pouvons pas.
Hayır bunu yapamayız..
Non, Nous ne pouvons pas faire ça.
- Biz hiçbir şey yapamayız... - Dur, dur.
On ne fera rien si...
Yapamayız! Şu anda yek vücut olduk!
Nous ne pouvons pas ralentir maintenant!
Göktaşı yağmurunun ortasında solucan deliğine böyle bir yolculuk yapamayız!
Nous ne pouvons pas nous téléporter au milieu de ça.
- Hayır. Bunu yapamayız.
Non, impossible.
- Biz... yapamayız, biz kuzen...
- Il ne faut pas. On est...
Hayır, yapmamalıyız. Yapamayız.
Non, c'est mal.
- Yapamayız...
- Écoute...
Bir şey yapamayız...
On n'y peut rien.
Yapamayız...
On ne peut pas...
- Ama, efendim, bunu yapamayız...
- Mais, je ne pensais pas qu'on...
Öyle hayatta yapamayız, 20 yıl gerilerindeyiz adamların!
Mais on n'a pas le temps! On a déjà vingt ans de retard!
Yapamayız.
On ne peut pas.
Bunun fazla olduğunu biliyorum ama sana şu an bir ödeme yapamayız.
Cette affaire a sûrement été exagérée, mais on ne peut pas vous garder.
Hayır, yapamayız!
Non, on ne peut pas!
Hayır, böyle bir şey yapamayız, madam, tutuklu değilsiniz.
Je ne peux pas, Madame. Vous n'êtes pas en état d'arrestation.
Bekle. Duvara karşı olacağına söz vermezsen bunu yapamayız.
Attends... je ne peux pas le faire si tu ne promets pas d'être contre le mur.
Kırmızı olmadan filmi yapamayız.
On ne peut pas faire le film sans le rouge.
- Bunu yapamayız.
- On ne peut pas.
Dinle, bunu yapamayız.
On ne peut pas...
Yapamayız, ama bilmediğim bir para baban varsa, başka tabi.
Non, sauf si tu as un amant plein aux as dont je n'aurais pas entendu parler.
Bunu yapamayız. Hayır.
- On ne peut pas faire ça.
Yapamayız.
- Non, impossible.
Bu can sıkıcı zamanlarda korkarım ki istisna yapamayız.
Étant donné ces temps fâcheux, j'ai peur que nous y soyons obligés.
Ama böyle bir şeyi karşılıksız yapamayız.
Mais il y aura un prix à payer.
Güven bana, yapamayız.
Croyez-moi, on ne peut pas.
Bunu şimdi yapamayız.
On ne peut pas faire ça maintenant.
- Rebecca yapamayız...
- Rebecca, on peut pas...
Ve hiç birimiz bunu yalnız yapamayız.
Aucun d'entre nous ne peut y arriver seul.
Bitmeli. Artık yapamayız.
Il faut qu'on arrête.
Artık yapamayız. Bitmeli.
Il faut qu'on arrête.
Yapamayız.
Je ne peux pas.
Yapamayız.
Impossible.
Bunu yapamayız.
On ne peut pas continuer comme ça.
- Sel sırasında yapamayız
Impossible avec les inondations. On fait quoi, alors?
Burada yeniden deneme yapamayız Albay.
Vous voyez, nous ne pouvons pas faire d'erreurs ici, colonel.
Ama ölürsek bir şey yapamayız Rebecca.
Mais morts, on servira à rien.
Bunu yapamayız.
Nous ne pouvons pas faire cela.
- Haklısın, yine maç yapamayız.
T'as raison.
Onu yapamayız.
Non, on ne peut pas dire ça.
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17