Yapıyorum tradutor Francês
24,749 parallel translation
Üzgünüm, kendimi durdurmak için her şeyi yapıyorum.
Je fais de mon mieux pour arrêter. - Tu vois ça?
Elimden geleni yapıyorum.
Je fais de mon mieux.
Deneme yapıyorum.
Testons.
Bunu her hafta yapıyorum.
Je fais ça toutes les semaines.
- Yemek yapıyorum. Elimden geldiği kadar.
Au mieux de mes capacités limitées.
Elimden geleni yapıyorum.
J'essaie.
Seni fena benzettiğim için çok kızdın... -... şimdi de bu yüzden hile yapıyorsun. - Ben mi yapıyorum?
Tu es énervé, car je te bottais le cul et du coup tu triches.
- Aynen öyle yapıyorum.
Évidemment.
Pearson Specter Litt'te avukatlık yapıyorum ve oğlunuzla...
Je suis avocat chez Pearson Specter Litt et j'espérais...
- Aynen öyle yapıyorum.
Bien sûr que je le fais.
Bir çocuğumuz olacak yani evet bunu Liz için yapıyorum.
Nous allons avoir un enfant, donc, oui, je fais ça pour Liz.
Düşünmeden edemiyordum ancak yapıyorum...
Y penser est une chose, mais le faire...
Onunla konuşmaktan fazlasını yapıyorum Liz.
Je fais plus que lui parler, liz.
Biliyorum. Bu yüzden yanlış yapıyorum.
Je fais exprès.
- Yok canım, şaka yapıyorum.
- Je plaisante.
Dürüst olmak gerekirse, bu benim işim değil. Sadece Mecid için bir iyilik yapıyorum
Madjid m'a dit que vous aviez insisté et j'ai accepté de venir.
Sence ben ne yapıyorum?
Que pensez-vous que je fasse?
Ama uğraşıp ortaya çıkarmak için elimden geleni yapıyorum çünkü A.J.'nin bir sese ihtiyacı olduğunu hissediyorum, Ve tüm geride bıraktığı benim.
Mais je fais tout ce que je peux pour essayer de le dénoncer parce que je pense que A.J. a besoin d'un porte-parole et je suis tout ce qu'il lui reste.
Biliyorsun, İspanyol öğrencilere sosyal yardım yapıyorum.
Je fais de la sensibilisation avec les élèves hispaniques.
- Ne yapıyorum ben?
Qu'est-ce que je fais?
Şuradaki kızlara hava yapıyorum.
J'essaie juste d'avoir l'air cool devant les filles, là-bas.
Bir Pioneer Meydanı soruşturması daha yapıyorum.
Je dois encore patrouiller à Pioneer Square.
Bir görevdeymiş gibi antrenman yapıyorum.
Je m'entraîne comme pour un commando.
Kutsal gün için hazırlık yapıyorum.
On se prépare pour le jour béni.
Benzetme yapıyorum.
C'est une métaphore.
Şaka yapıyorum be, rahat ol.
Je déconne, relax.
Mutlak sonuç verecek işlerle uğraşıyorum ve istediklerini verme konusunda üzerime düşeni yapıyorum.
Je préfère les certitudes et j'apporte ma contribution.
Çikolata aşkım için yapıyorum.
Mais pour mon amour du chocolat.
Ben daha çok tasarımlar şekiller, ufak tavşanlar falan yapıyorum.
Je fais plutôt des dessins, des motifs, des petits lapins, des trucs comme ça.
Bunu neden yapıyorum?
Cravate. Pourquoi je fais ça déjà?
- Hiçbir şey yapıyorum.
Je na fais rien.
- Asistanlık işlerimi burada yapıyorum.
Je fais mon travail d'assistant hors du campus.
Yapmam gerekeni yapıyorum sadece.
Je fais ce que j'ai à faire.
Sekiz senedir bu işi yapıyorum.
Je fais ce travail depuis 8 ans.
Bu akşam borç çorbası yapıyorum.
Ce soir, je fais du borscht
Ben gözetleme yapıyorum.
Je surveille.
Kahramanlıktan emekli olduğumdan beri bu işi yapıyorum.
C'est depuis que j'ai pris ma retraite de héros.
Yemek ve garsonluk da yapıyorum.
Je fais aussi traiteur pour boucler mes fins de mois.
Şimdi bile öyle yapıyorum.
Même de nos jours.
Kendim için değil, ekip için yapıyorum tabii.
Je fais pas ça pour moi, mais pour l'équipe.
Yaradı mı? Yanlış mı yapıyorum?
J'ai fait un truc de travers?
Şaka yapıyorum.
Je plaisante.
Bunu ikimiz için yapıyorum.
Je fais ça pour nous deux.
Doğru, bunu yapıyorum.
Je fais ça...
Louis, ne yapıyorsun, sabahtan beri seni arıyorum.
Louis, bon sang? Je t'ai cherché toute la matinée.
Neredeyse çoğu mali durumları nedeniyle bunu yapıyor ve bunu anlıyorum.
Presque toujours dans des circonstances exceptionnelles. Ce que je comprends tout à fait.
Sadece bir arkadaşa iyilik yapıyorum.
- Gina, que fais-tu ici?
Ne yapıyorum ki? Tom'a güveniyorsun.
- Je fais quoi?
İşte o yüzden bunu yapıyorum.
Alors c'est ce que je fais.
Bütün bunların bir kişi tarafından yapıldığına inanamıyorum.
J'arrive pas croire que tout ceci ait été fait par une seule personne.
Sizleri mermi yapımcınızdan kurtarıyorum Rick.
Je vais te délester de ton fabricant de balles, Rick.