Yapıyoruz tradutor Francês
13,711 parallel translation
Tamam, ne yapıyoruz?
Quoi encore?
Iz'e, Pakistan'daki çarşaf üreticileriyle konferans görüşme yapıyoruz diyordum.
Pour Iz, on était en téléconférence avec des drapiers au Pakistan.
Tanrı'nın işini yapıyoruz, Ralph.
On fait l'œuvre de Dieu.
Biz de öyle yapıyoruz.
On fait pareil.
Hep birlikte yapıyoruz. Hadi!
Pagayez, allez.
Peki, ne yapıyoruz?
On fait quoi?
Neden bunu nehir kenarında yapıyoruz?
Pourquoi sur la Tamise?
Hala üzerinde değişiklik yapıyoruz.
Elles ne sont pas finies.
- Haftada beş yayın yapıyoruz.
- On fait 5 émissions par semaine.
- Hey, ne yapıyoruz?
- Qu'est-ce qu'on fabrique?
Burada ne yapıyoruz biz?
Que faisons-nous ici?
- Peki şimdi ne yapıyoruz?
Bon, alors qu'est-ce qu'on fait maintenant? Rien de tout cela est logique.
- Peki şimdi ne yapıyoruz?
On fait quoi?
Ne yapıyoruz? Ne yaptık?
On va faire quoi?
Madem yapıyoruz, layığıyla yapalım dedim.
Oui. Autant bien faire les choses.
Biz zina yapıyoruz da.
On a une liaison.
- Ne yapıyoruz?
- On fait quoi, là?
Bir şey yapıyoruz.
On agit. Suis-moi.
- Billy, doğru mu yapıyoruz.
- J'ai des doutes.
Sebze yetiştirip, komşularla değiş tokuş yapıyoruz.
On fait pousser des légumes et on fait du troc avec les voisins.
Bugün bu genç adam için ne yapıyoruz bakalım?
Alors, qu'est-ce qu'on fait pour ce jeune homme aujourd'hui, hein?
Yaşamak için tehlikeli bir şey yapıyoruz.
C'est dangereux, ce qu'on fait pour gagner notre vie.
Bunu nezaketen yapıyoruz, tabii ki de.
Nous le faisons par courtoisie, bien sûr.
Ama kendimizi evde hissetmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Nous tentons de mener une vie normale.
Erkek muhabbeti yapıyoruz.
On parle entre hommes.
Kutlama yapıyoruz, Lou.
On a quelque chose à fêter, Lou.
Evet, şimdi ne yapıyoruz?
Maintenant, on fait quoi?
Kılıç savaşı yapıyoruz.
On fait un combat à l'épée.
- Bunu Jeanie için yapıyoruz.
- C'est pour Jeanie.
Ne yapıyoruz?
Qu'est-ce qu'on fait?
- A.J, şu an ne yapıyoruz?
A.J., on fait quoi en ce moment?
Gözetleme yapıyoruz!
Poste de surveillance!
Atlanta'da ne yapıyoruz göstereyim.
Voici comment on fait à Atlanta.
Biz her yıl elemelere giriyoruz ve ulusal derece yapıyoruz.
On se rend toujours aux éliminatoires. On est l'élite du pays.
Demek istediğim, biz ne yapıyoruz?
Nous, qu'est-ce qu'on fait?
Hanımefendi, dediğim gibi elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Madame, je vous ai dit qu'on faisait notre possible.
Elimizden geleni yapıyoruz.
On fait tout notre possible.
Onu her vurduğumuzda daha güçlü yapıyoruz.
À chaque fois qu'on le touche, on le rend plus fort.
- Ne yapıyoruz burada?
On fait quoi, là?
Şimdi ne yapıyoruz?
Et maintenant?
Biz ne yapıyoruz, Otto?
Qu'est-ce qui nous prend, Otto?
Pekala, ne yapıyoruz?
On procède comment?
Bunun dışında, aynı şeyleri yapıyoruz.
Elle, elle va à l'école, mais sans ça, on a la même vie.
Hayır, yatağa tek başıma gidiyorum, gerçi hepimiz aynısını yapıyoruz.
Je me couche toute seule, mais sans ça, on a la même vie.
Ama burada ekiple olmayı tercih ediyorum çünkü şamata yapıyoruz.
Je préfère être ici, avec les troupes, parce qu'on se marre.
Kelime oyunu mu yapıyoruz?
Tu veux une guerre de calembours?
Burada "kaka" yapıyoruz.
Nous, on dit popot.
Birlikte yapıyoruz.
Ce qu'ON fait.
Şimdi ne yapıyoruz, kardeşim?
On fait quoi, petit frère?
Şimdi ne yapıyoruz?
On fait quoi maintenant?
- Blöf yapıyoruz.
- C'est du bluff.