English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yaşıyorsunuz

Yaşıyorsunuz tradutor Francês

1,234 parallel translation
Yaşıyorsunuz.
Vous êtes vivants!
1425 Freemont Terrace'da yaşıyorsunuz değil mi?
Vous vivez bien au 1425 Freemont Terrace?
"Bakalım burada nasıl yaşıyorsunuz."
'comment vivez vous ici. "
Birkaç dakika içinde kurbanın tüm hayatını yaşıyorsunuz.
Vous vivez sa vie entière en quelques minutes.
Yaşıyorsunuz! Yaşıyorsunuz!
Vous êtes vivants!
Siz Amerika'da çok uzun zamandır yaşıyorsunuz.
Vous vivez ici depuis trop longtemps.
Bu bir yapar. Konukları mutlu etmek için sorunlar mı yaşıyorsunuz?
Tu as du mal à contenter tes hôtes?
Ne kadar zamandır bu ülkede yaşıyorsunuz, Bay Hsin?
Depuis quand vivez-vous aux États-Unis, M. Hsin?
Bütün yıl boyunca köyde mi yaşıyorsunuz?
Vous vivez à la campagne? On doit s'y ennuyer, l'hiver.
Burada mı yaşıyorsunuz?
Vous vivez ici?
Siz Hollywood'da yaşıyorsunuz...
Vous vivez à Hollywood où habitent toutes les vedettes américaines.
Karton evdemi yaşıyorsunuz, bayan?
Vous avez vécu dans une boîte en carton, Madame?
Şu anda, Pon farr diye bilinen bir durumu yaşıyorsunuz.
Vous avez le Pon farr.
İngiltere'de mi yaşıyorsunuz?
Vous êtes interne en Grande-Bretagne?
Washington'da mı yaşıyorsunuz?
Vous habitez à Washington?
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Vous vivez seul?
Avrupa'da mı yaşıyorsunuz?
Est-ce que vous habitez en Europe?
Siz Hollyfield'da yaşıyorsunuz. Bunu kendimiz halledebiliriz.
Vous êtes de Hollyfield, réglons ça entre nous
- Hayal âleminde yaşıyorsunuz.
- Vous rêvez.
Sizler buralarda mı yaşıyorsunuz?
Vous habitez par ici?
Bir çocuğunuz olacak, birlikte yaşıyorsunuz.
Je veux dire, vous avez un bébé.
- Ne zamandır burada yaşıyorsunuz? - Yaklaşık bir yıldır.
Vous vivez ici depuis longtemps?
Yaşıyorsunuz.
Tu es vivant!
Tek başına ve duyduğuma göre hayata küsmüş yaşlı bir insansınız. Yalnız ve tatsız bir yaşlılık yaşıyorsunuz, değil mi?
Un solitaire, et on dit, un vieil homme aigri... face à une vieillesse solitaire et amère.
Sizler buralarda mı yaşıyorsunuz?
Hé!
Siz beraber mi yaşıyorsunuz?
Vous vivez ensemble, vous deux?
Çok şükür yaşıyorsunuz, çünkü rüyamda sizi öldürüyordum...
J'ai fait un cauchemar dingue... où je vous tuais...
Patnos burunlu çocuklarınla evimde bedava yaşıyorsunuz.
Espèce d'incapable, qui vit gratis sous mon toit avec ses chiards morveux.
- Siz farklı bir dünyada yaşıyorsunuz.
Vous vivez dans un monde â part.
Niçin burada yalnız başınıza yaşıyorsunuz?
Pourquoi vous vivez ici tout seuls?
O şehirde yaşıyorsunuz.
C'est la ville où vous vivez.
- Burada mı yaşıyorsunuz? - Evet.
Vous habitez ici?
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Vous vivez seule?
Ne zamandır burada yaşıyorsunuz?
Depuis quand vivez-vous ici?
Ben, Marge ile domuz gibi çamurdan bir arı kovanında hapsolmuşken, sen ve Maude süslü kalenizde krallar gibi yaşıyorsunuz.
Mais avec Maude vous vivez comme des rois dans un château, alors que Marge est coincée comme une truie dans une porcherie.
- Yalnız mı yaşıyorsunuz?
- Vous vivez seul? - Oui, tout seul.
Aman Tanrım, yaşıyorsunuz!
Bon Dieu, ils sont vivants!
Şey yani, Tanrıya şükür yaşıyorsunuz!
Enfin, grâce à Dieu, vous êtes en vie!
17 yaşındaki bir çocuğun sorumluluk almasına izin vereceğimi sanıyorsanız beni hafife alıyorsunuz demektir.
Ne crois pas que je vais te laisser porter la responsabilité. L'Albatros était mon bateau.
Acemiye yas tutuyoruz " gibi ticari cenaze şovlarından tanıyorsunuz.
"André le Géant, on vous connaissait peu." Et "Shemp Howard : Nous pleurons un Stooge".
Bu yaratık bu koyda yaşıyor. Bu, kurbağaların azalmasını da açıklar. Bunları açıklayamıyorsunuz, Doktor, saçma veya değil.
Il vit ici et est responsable de l'extinction des grenouilles, pour laquelle vous n'avez aucune explication, ridicule ou non, et des attaques.
Hala yaşıyorsunuz.
Tu es encore vivant.
Siz doğru olanı yapıyorsunuz. Akıllıca olanı. Oysa sizin yaşınızdaki pek çok erkek...
Vous qui êtes corrects, alors que tant d'autres garçons...
Marge, çocuklar, yaşıyorsunuz!
Marge, les gosses. Vous êtes en vie.
- Nerede yaşıyorsunuz?
- Vous habitez où?
Ne zamandan beri keman çalıyorsunuz? - 3 yaşımdan beri.
Vous jouez depuis longtemps?
Bu civarda mı yaşıyorsunuz?
Oui, tout pres.
Kasabada mı yaşıyorsunuz?
- Après tout, c'est votre métier.
- Ne zamandır burada yaşıyorsunuz?
- Honoria, je pensais... Je ne savais pas que tu pensais.
Ama sınıfı olmayan bir toplumda yaşıyormuşuz gibi davranıyorsunuz.
Vous voulez prétendre qu'on vit dans une société sans classes.
Mick Jagger'ın 50 yaşında hala yıldız olmaya çabalayacağını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Si vous croyez que Mick Jagger essaiera... encore de faire rock star á 50 balais, vous êtes á côté de la plaque.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]