Yel tradutor Francês
240 parallel translation
Neden bütün günlerini, içinde banyo, yemek, içecek ve onun dönmesini bekleyen güzel bir kız olan evi dururken eski yıkık bir yel değirmeninde geçiriyor?
Qu'est-ce qu'il fait dans un moulin en ruine alors qu'il a le confort ici, une baignoire, une bonne table et une bien jolie fille à retrouver?
Nerede Blanche Meydanı'ndaki yel değirmenim
Où est-il mon moulin de la Place Blanche?
Yel değirmeninin kanatlarına bakın.
Regardez les ailes de ce moulin.
Sakın yel değirmeni konusunda özür dilemeye geldiğinizi söylemeyin.
Vous n'êtes pas venus vous excuser pour le moulin?
Yel değirmenleri ve laleler falan.
Les moulins, les tulipes.
Tek ilgilendiğin şey yel değirmenleri ve otel banyoları ile dalga geçmek.
Vous ne pensez qu'à jouer dans les moulins et les salles de bain.
Ağzınızdan yel alsın ama zaten o zamana kadar Durand yakalanır.
- Merci beaucoup. Mais votre ami se fera pincer avant.
- Ağzından yel alsın, kadın!
- Avale ta langue!
- Ağzından yel alsın.
Dieu nous en garde!
Burası bana o eski yel değirmenini hatırlatıyor.
Ça me rappelle le vieux moulin.
Ağzınızdan yel alsın.
- Le Ciel vous en empêche!
Yel değirmenlerine ne diyorsun?
Ils ont même construit un moulin!
Ama yel değirmeni hala bitmemişti, ve Boksör'ün yaralı ayağı gün geçtikçe kötüleşiyordu.
Les ailes du moulin n'étaient pas prêtes de tourner... et la blessure du pied de Malabar ne cessait d'empirer.
Ertesi gün yel değirmen işi olağan devam etti ama Boksör katılmamıştı.
Le jour suivant, la reconstruction du moulin reprit sans l'aide de Malabar.
Tamamlanan yel değirmeni yapanların kaderinin ve fedakârlığının abidesi gibi duruyordu.
Le moulin était devenu un monument en mémoire à la foi... et au sacrifice de ses constructeurs.
Yel değirmenlerine karşı savaşıyorsun.
Ma pauvre chérie, tu te bats contre les moulins à vent. ils sont plus forts que nous.
İleri! Yel değirmenlerine saldırın
En avant, en avant, à l'assaut des moulins à vent
Taze bir yel! Yenileyici bir güç!
Une force purificatrice!
Yel değirmenleriyle öyle savaşıyorsun ki hayran olmamak elde değil.
Ta façon de te battre contre les moulins à vent force l'admiration.
Ağzından yel alsın!
- Ne dis pas ça.
- Despo, ben öldüm. - Ağzından yel alsın.
- Despo, je suis morte.
Rüzgarlı havadaki yel değirmeni gibiydi.
Un moulin qui fonce sur toi.
Ciddi bir şey değil, biraz yel almış, hepsi bu.
Rien de grave, ce n'est qu'un peu d'humidité.
Burada ne şato ne de yel değirmeni var, Yoyneh sözü.
Parole de Yoine, il n'y a aucun château par ici. Et un moulin à vent?
Yakınlarda bildiğiniz yel değirmeni var mı?
Quelqu'un sait s'il y a un moulin à vent par ici?
Şato da yok, yel değirmeni de.
Ni château ni moulin.
Hackman değilim. Ağzından yel alsın.
Heureusement, Hackman, ce n'est pas moi.
Ne cılız,.. ... yel vurmuş, uysal, pörsümüş, camgöz,.. ... çolak, eli kolu sarkık bir adam olacağını hiç düşündün mü?
Quelle sorte de lignée chétive... rachitique, laiteuse... desséchée, gourde, estropiée... boiteuse... engendreras-tu?
Yel değirmeninin kola mı ihtiyacı var?
On embauche à la scierie?
Siang Bey de yel gibi eser
Frère Xiang est une fine lame.
Yel değirmenlerine saldırıyorsun Phil!
- Tu te bats contre du vent.
Oğlanın babasına yel değirmeni demesene.
Son père n'est pas du vent.
Bozkıra doğru sürdüm Yıldızlar yel ve Cahil.
Nous étions dans la steppe... il y avait les étoiles... le vent... et Jahil.
Yaşlı kâhyanız buraya yel gibi girdiğinde haberi ilk ondan aldık.
On l'a appris par votre majordome qui est accouru nous le dire.
Yel değirmeni demişken bu kızlar aşırı hoşgörülü topluma baş kaldırıyor.
Et d'ailleurs, elles n'ont pas peur d'affronter la société permissive.
Ağzından yel alsın. Bir Meksikalıyla mı?
Oh, une Mexicaine!
- O bir yel değirmeni.
- C'est un moulin à vent.
Bir yel değirmeni.
Un moulin à vent.
Demedim mi, "Efendim, bu bir yel değirmeni" diye?
N'ai-je pas dit : "Votre, Grâce, c'est un moulin à vent!"?
Zaferimi engellemek için devi yel değirmenine dönüştürmüş.
II a transformé le géant en moulin à vent... pour me priver de l'honneur de la victoire.
İki haftadır bir yel değirmeniyle dövüşmedim.
Je n'ai pas combattu un moulin à vent en deux semaines
Yel değirmenine dikkat et. Yel değirmenine dikkat et!
Attention au moulin à vent!
"Ayrıca yel değirmenleri de var!"
"Les Etoiles et les bruits!"
Şu, yel değirmenli deli adama benziyor, ata binen, adı Raisin mi neydi.
On dirait ce fou, avec ses moulins à vent, qui vadrouillait toujours à cheval sur sa Rosine...
Bu eski evlerde de yel üfürüyor, su götürüyor.
Les courants d'air dans ces vieilles maisons!
Ağzından yel alsın. Sen avukat olacaksın, hatta bir yargıç bile olabilirsin.
Tu seras avocat, peut-être même juge.
Evet.Bir de yel değirmeni ekleriz ve adına da "Fleischman'ın mini golf sahası" deriz.
Oui! On y mettra un moulin, on l'appellera le mini-golf Fleischman!
Ve yel ormana üflediğinde...
Et qui lorsque Zéphire a soufflé sur les bois...
Yel de ye!
Venez manger!
- Ağzınızdan yel alsın.
- Oh, jamais de la vie.
Ve böylece yel değirmeninin inşaatı başladı.
Pour le Moulin Napoléon! Sitôt dit, sitôt fait, le Moulin fut mis en chantier.