English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zarardan

Zarardan tradutor Francês

141 parallel translation
Sevgim seni her türlü zarardan ve mutsuzluktan koruyacaktır!
"Mon amour te protégera du mal et du chagrin."
İkinizin de bildiği gibi... Vücut donma aşamasında zarardan arındırılırsa... insan sonsuza dek yaşayabilir.
Vous le savez, un homme peut vivre indéfiniment si son corps a été immunisé contre le gel.
Ve eminim ondan sana zarardan başka bir şey gelmez.
Je suis sûr qu'il ne t'apportera que du mal.
Ve yakìndan izlendikleri için Amerikan halkìna zarardan çok yararlarì dokunacaktì.
De plus, surveillés de près, ils constituent plus une aide qu'un danger pour l'Amérique.
Oğlunu korumak için güçlü bir iksir hazırladı. Öyle ki onu içeni 24 saat boyunca zarardan koruma amacını güden bir iksir.
Elle avait préparé une potion destinée à le rendre invulnérable pendant 24 heures.
Zarardan çok yararı olur bunun bize.
Ce sera à notre avantage.
Galip olan o namussuzlara saldırmak, adamlarımıza daha fazla zarardan başka birşey vermez.
L'ennemi gagne du terrain. A l'attaquer, nos pertes seraient trop nombreuses.
"... ülkeyi zarardan korumanız... "
" pour que Son peuple vive en paix
Verdiğin zarardan haberin var mı?
As-tu la moindre idée du mal que tu as causé?
İşte demek istediği : "Zarardan ders alınır."
"C'est ce que l'on entend par une chute dans le puits... est un gain pour votre vivacité d'esprit."
Ben psikolojik zarardan bahsediyorum, fizyolojik değil.
Je l'attaque pour préjudice psychologique, pas physiologique.
Ona karınızla biraz daha zaman tanıyın böylece fizyolojik zarardan da bahsedebilirsiniz.
Laissez-lui un peu plus de temps avec elle, et vous pourrez aussi l'attaquer pour préjudice physiologique.
Her zaman düşünmüşümdür : Birgün şu kadının evine girdiğimizde öğreneceklerimiz zarardan çok yarar olacaktır
Je me suis dit qu'on pourrait apprendre pas mal de choses... en s'introduisant dans l'appartement de cette femme.
Bunun ilişkimize vereceği ciddi zarardan bahsediyorum,... çalışanların moralinden, her şeyden.
On parle de dégâts à nos relations, au moral du bureau, à tout ça.
Yeri geldiğinde, zarardan dönmesini bilmek gerek.
Il arrive un moment où il faut limiter les dégâts.
Hiçbir şey günümü zarardan fazla mahvedemez.
Rien ne me gâche autant une journée.
Ne kadar büyük bir zarardan bahsediyoruz?
Quelles retombées affronterons-nous?
Kariyerinize vereceği zarardan ziyade... Ben de bir aile babasıyım, Bay Kerrigan. Böyle bir şeyin, mutlu bir evliliğe ne yapacağını bilirim.
Hormis le coup que cela porterait à votre carrière, j'ai une famille moi aussi, et je sais le tort que cela ferait à votre couple.
"... verdiği zarardan dolayı yaşayacakları bir diyettir. "
"pour le mal causé par leurs espions communistes de parents."
Kimse ona zarardan konuşmasın.
Faut pas dire que George est blessé.
Kurallarımız, onları gerçek ya da hayali her tür zarardan sakınmak içindir, ve bu insan türünün sürekliliğinin de bir parçasıdır.
Nos règles sont là pour les protéger du mal, réel ou imaginaire. Cela permet d'assurer la continuité de l'espèce humaine.
Ününe verdiğim zarardan dolayı
Pour avoir ruiné ta réputation
Trenden cephaneleri alsak bile.... onlara bize verdikleri zarardan ne kadar fazlasını verebiliriz?
Et même si on obtient des provisions du train de l'ordonnance, combien de temps aurons-nous le dessus?
- Onunla, her türlü zarardan korunursun.
Il te protégera.
Halkımızı fiziksel zarardan koruyabiliyoruz.
Nous sommes capables de nous protéger physiquement...
Genele bakılacak olursa zarardan çok faydası olmuştur. Kaptan, azda olsa
- ll fait plus de bien que de mal.
Verdiğim onca zarardan sonra, yeni bir ev, ikinci bir şans.
Après tout le mal que j'ai fait, j'ai droit à une deuxième chance.
Şimdiye dek sebep olduğun zarardan daha fazlasına sebep olman için seni burada bırakamam.
Je ne vous laisserai pas la possibilité de faire encore plus de mal autour de vous.
Nihayet toplum için bir şeyler yapmaya başladın verdiğin onca zarardan sonra.
Tu peux enfin rendre à la société un peu de tout ce qu'elle t'a donné.
- Emirlerim koruma yönünde. - Beni herhangi bir zarardan.
Mes ordres sont de vous protéger...
Tehlikeye ne kadar yakın olursak, zarardan o kadar uzak oluruz.
On approchera du danger en sécurité.
Şu ana kadar zarardan başka hiçbir işe yaramadın. Senden daha kötü yapamazdım.
- Vous et vos dommages colatéraux, je crois pas que je pourrais faire pire.
Bebeğe vereceği zarardan korkuyordu.
Elle prenait pas ses médicaments. Elle avait peur des effets sur le bébé.
Bu tesisin göreceği olası zarardan geminiz sorumlu tutulacaktır.
Tous dégats causés à ce bâtiment sera à la charge de votre vaisseau.
İlk baştaki zarardan sonra... Plazma tepkimesi iki güverteyi parçalayacaktır.
Vu les dommages d'hier, les effets du recul s'étendront sur 2 ponts.
Zarardan dönmek için geç değil.
Il n'est pas trop tard pour te sauver.
Avucuma verdiği zarardan dolayı Hustler dergisini dava edeceğim
Je vais attaquer Hustler â cause de mon arthrose au poignet. Bonne idée, non?
Zarardan dönüp onu ele verelim.
On arrête les frais et on le balance.
Ve son zamanlarda, dürüst olmak gerekirse, görünen o ki ailenize olan en iyi niyetlerim zarardan başka bir şey getirmedi.
Il semble que mes meilleures intentions pour votre famille ne fassent que du mal.
Bilinmeyen faktörler olmalı ama bizi bir şekilde zarardan korudu.
Certains facteurs m'échappent, mais il nous a protégés d'un danger, forcément.
Illyria ikinci Çernobil olursa nasıl bir zarardan söz edebiliriz?
A quel genre de dégats doit-on s'attendre si Illyria nous la joue Tchernobyl?
Bu şehirde mülke zarardan ben sorumluyum.
Je suis le seul à pouvoir pratiquer des actes de vandalisme ici.
Bazı ipleri çekebilirim, Dylan. Büyük bir zarardan kendini kurtar.
Avec mes relations, je peux t'éviter bien des souffrances.
Bir iki beleşçiyi def edip, oteli bir kaç bin dolar zarardan kurtardık.
On a viré deux escrocs logés gratuitement, on a épargné quelques centaines de milliers de $ à l'hôtel.
Sadece elde edilecek karla olabilecek risklerin dengesini iyi ayarlaman gerekir, ve verdiğin zarardan daha çok iyilik yaptığını umabilirsin.
Il faut mesurer les avantages et les inconvénients, et espérer faire plus de bien que de mal.
Bildiğim kadarıyla, hapishanede fiziksel zarardan çok daha korkunç tehditler var.
J'ai cru comprendre qu'il y a pire que la douleur physique, niveau torture.
Fiziksel zarardan etkilenmeyen.
Imperméable à toute blessure physique.
- kesinlikle zarardan uzaktadır.
Elle est loin devant Frollo, et hors de danger.
Zarardan kâr, kârdan zarar nasıl olur göreceksin.
Comment on fait d'une perte un profit et vice versa.
Ve zarardan uzakta.
Reste hors d'atteinte.
El Kaide'nin son beyanatları, alt yapı tesislerini hedef aldıklarını ve fiziksel zarardan çok ekonomik zarar vermeyi tercih ettiklerini ima ediyor.
Vous serez aux urnes de bonne heure. Et ensuite?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]